A‘LÂMÜ’n-NÜBÜVVE

أعلام النبوّة

Şâfiî âlimlerinden Mâverdî’nin (ö. 450/1058) peygamberliğin ispatı (delâilü’n-nübüvve*) konusundaki eseri.

Müellifin “gerçeğe ışık tutmak, izaha muhtaç bazı noktaları açıklığa kavuşturmak, nübüvvetin doğruluğunu ispatlamak, bu hususta öne sürülen şüphe ve itirazları ortadan kaldırmak” düşüncesiyle yazdığını belirttiği eser Delâilü’n-nübüvve adıyla da tanınır (bk. Sübkî, V, 276; Taşköprizâde, II, 331). Yirmi bir babdan oluşan ve her babı da kendi arasında çeşitli fasıllara ayrılan AǾlâmü’n-nübüvve’nin muhtevasını bir giriş ve iki bölüm şeklinde gruplandırmak mümkündür. Giriş mahiyetindeki ilk kısımda delillerin ve bilginin çeşitleri, akıl yürütme, istidlâl ve aklın tarifleri hakkında kısa bilgiler verildikten sonra âlemin yaratılmışlığı, Allah’ın varlığı ve birliği üzerinde durulur, kulların yaratıcı karşısındaki mükellefiyetleri anlatılır ve böylece nübüvvet müessesesinin varlığı Allah’ın varlığına dayandırılır. Eserin birinci bölümünde genel anlamda peygamberliğin aklen mümkün olduğu ve bunun ispatı, insanların peygambere olan ihtiyacı, mûcize ve çeşitleri, nübüvvete yapılan itirazlar ve bunların reddi, resul ile nebî arasındaki farklar, kâinatın ömrü ve Hz. Âdem’le başlayan peygamberlerin sayısı gibi hususlar yer alır. Bu bölümde Tevrat’tan da bazı nakillerin yapılması dikkati çekmektedir. Hz. Muhammed’in nübüvvetine ayrılan ve kitabın büyük bir kısmını teşkil eden on altı bablık ikinci bölümde onun peygamberliğine yapılan itirazlar ve bunların reddi, nübüvvetini ispatlayan Kur’an’ın i‘câzı, Hz. Muhammed’in fiilî, kavlî ve haberî mûcizeleri, hayvan ve bitkilerle ilgili mûcizeleri, mûcize ile diğer hârika*lar arasındaki farklar, Hz.Peygamber’in nübüvvetini geçmiş peygamberlerin müjdelemesi, peygamberliğinden cinlerin haberdar olması, doğumundan önce bir peygamberin beklenmesi, doğumundan sonra da peygamber olacağının sezilmesi, doğumu esnasındaki hârikalar, güzel ahlâk ve faziletleri gibi konulara yer verilir.

AǾlâmü’n-nübüvve’nin birinci bölümünde İsrâiliyat nevinden bazı nakiller Alanya Tersanesivarsa da aklî izahlar daha fazladır. İkinci bölümde zaman zaman aklî deliller zikredilmekle beraber nakiller daha çok yer tutar. Hz. Âdem’in yaratılışı, dünyanın yaşı ve kıyametin kopma zamanı gibi konulardaki nakiller Tevrat’a dayanır.

AǾlâmü’n-nübüvve, peygamberliğin delilleri konusunda yazılan eserlerin tertip güzelliği, delillerinin kuvvetli oluşu ve ifadesinin kolaylığı bakımlarından en değerlisi kabul edilmiş ve sonraki devirlerde aynı sahada kaleme alınan kitaplara kaynak teşkil etmiştir (bk. Nebhânî, s. 67, 100, 270, 288). İstanbul (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1570) ve Mısır kütüphanelerinde (bk. Brockelmann, GAL, I, 483; Suppl., I, 668) yazma nüshaları bulunan eser, küçük boy 165 sayfa olarak yayımlanmıştır (Kahire 1319).

BİBLİYOGRAFYA:

Mâverdî, AǾlâmü’n-nübüvve, Kahire 1319; Sübkî, Tabakat, V, 276; Taşköprizâde, Miftâhu’s-saǾâde, I, 321-322, 364; II, 331, 595; Keşfü’z-zunûn, I, 126; Serkîs, MuǾcem, II, 1612; Yûsuf en-Nebhânî, Hüccetullah ale’l-âlemîn fî mucizâti seyyidi’l-mürselîn, Diyarbakır, ts. (el-Mektebetü’l-İslâmiyye), s. 67, 100, 115, 270, 288; Brockelmann, GAL, I, 483; Suppl., I, 668; a.mlf., “Mâverdî”, İA, VII, 409; el-Kamûsü’l-İslâmî, I, 135; Hıdır Muhammed Hıdır, el-İknâ, Küveyt 1982, Giriş, s. 15.

Ahmet Saim Kılavuz