ABBAS b. AHMED b. TOLUN

عباس بن أحمد بن طولون

(ö. 270/884)

Tolunoğulları Devleti’nin kurucusu Ahmed b. Tolun’un büyük oğlu.

Fustat yakınlarında Abbâse’de doğdu. Annesi Sâmerrâ’daki büyük Türk emîrlerinden Yârcûh’un kızı idi. Abbas diğer kardeşleri gibi babasının sıkı disiplini altında büyüdü ve iyi bir tahsil gördü. Babası 873 yılında İskenderiye’ye giderken Abbas’ı da beraberinde götürdü ve tecrübe sahibi olması için şehrin idaresini ona verdi. 878’de Suriye seferine çıkarken onu Mısır’da vekil bıraktı ve kendisine, işleri yürütmekle görevlendirdiği Ahmed b. Muhammed el-Vâsitî’nin tavsiyelerine göre hareket etmesini tenbih etti. Fakat maiyetindeki emîrler, Suriye seferinin uzun sürmesi ve Ahmed b. Tolun’un disiplinli idaresinden hoşlanmamaları sebebiyle onun öldüğü şâyiasını çıkarıp Abbas’ı kandırdılar. Abbas, babası Tarsus’ta bulunduğu sırada isyan etti. Vâsitî’nin durumu babasına bildirdiğini öğrenince de geri dönmenin artık mümkün olamayacağını anladı ve kardeşi Rebîa’yı Fustat’ta vekil bırakarak İskenderiye’ye gitti. Bu sırada devlete ait hazineyi, diğer kıymetli eşyayı, silâhları ve hayvanları, ayrıca Vâsitî’yi de beraberinde götürdü.

Babası 879’da Fustat’a döndüğünde, Abbas korkusundan İskenderiye’den Berka’ya kaçmıştı. Daha sonra İfrîkıyye’ye gitti, Lebde’de vali ve halk tarafından iyi karşılanmasına rağmen askerlerinin şehri yağmalamasına ses çıkarmadı. Lebde halkının şikâyeti ve yardım isteği üzerine İfrîkıyye Valisi İbrâhim b. Ağleb’in gönderdiği ordu ile kendilerine yardıma gelen İbâzî reisi İlyas b. Mansûr’un ordusu karşısında Trablus yakınlarında mağlûp olup Berka’ya kaçtı. Bu sırada babası ordu ile Fustat’tan ayrılıp İskenderiye’ye geldi ve kumandanı Tapar’ı büyük bir kuvvetle oğlunun üzerine gönderdi (882). Abbas esir alındı, babasından yüz kamçı yedikten sonra da hapsedildi. Ahmed b. Tolun oğluna, kendisinden sonra hükümdarlık makamına geçecek olan Humâreveyh’e muhalefet etmemesini vasiyet etti. Abbas buna rağmen Humâreveyh’e biat etmedi ve bu yüzden tekrar hapsedildi; kısa bir süre sonra da öldürüldü.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdullah el-Belevî, Sîretü Ahmed b. Tûlûn (nşr. M. Kürd Ali), Dımaşk 1358, s. 378-379; Ebû Ömer el-Kindî, Kitâbü’l-Vülât ve Kitâbü’l-Kudât (nşr. R. Guest), Leiden 1912, s. 215, 216, 219, 220-224, 233; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil (nşr. C. J. Tornberg), Leiden 1851-76, VII, 316, 317, 324, 325, 371; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, Kahire 1956 → Kahire 1963, III, 21-49; Mohamed Talbî, L’Émirat Aghlabide 184-296/800-909, Paris 1966, s. 347-352; (ed.), “al-ǾAbbas b. Ahmad b. Tulun”, EI² Suppl. (Fr.), I, 1.

Faruk Sümer