ABDULLAH b. HASAN b. HASAN

عبد الله بن حسن بن حسن

Ebû Muhammed Abdullah b. Hasen b. Hasen b. Alî b. Ebî Tâlib (ö. 145/762)

Emevîler’in son zamanlarında ve Abbâsîler’in kuruluş döneminde Medine’de Hz. Ali evlâdının reisi olan âlim tâbiî.

69’da (689) Medine’de doğdu. Mescid-i Nebevî’de Ebü’z-Zinâd’dan ders dinledi. Başta babası ve annesi Fâtıma bint Hüseyin b. Ali olmak üzere Abdullah b. Ca‘fer b. Ebû Tâlib, A‘rec, İkrime, Ebû Bekir b. Hazm ve diğer bazı âlimlerden hadis rivayet etti. İki oğlu Mûsâ ve Yahyâ ile İmam Mâlik ve İmam Sevrî de ondan hadis rivayet etmişlerdir.

Emevî halifelerinden iyi muamele gördü; Ömer b. Abdülazîz katında büyük bir itibarı vardı. Emevî Halifesi Hişâm b. Abdülmelik’e bağlılığını arzetmek için Dımaşk’a gitti. Abbâsîler iktidara gelince Hz. Ali evlâdından çekinmeye başladılar. Abdullah b. Hasan, Enbâr’a giderek Halife Ebü’l-Abbas es-Seffâh’ı ziyaret etti ve ondan büyük ilgi gördü. Ebû Ca‘fer el-Mansûr 754 yılında hac için Mekke’ye gidince, bütün Hâşimî ailesi mensupları kendisini ziyaret ettiği halde Abdullah’ın iki oğlu Muhammed ve İbrâhim ziyaretine gitmediler. Bu durum dikkatini çekti ve onlardan şüphelenmesine sebep oldu. Mansûr halife olunca Muhammed’le İbrâhim’in niyetlerini öğrenmek için harekete geçti, bazı Hâşimîler’le görüşerek onlar hakkında bilgi edinmeye çalıştı. Hz. Ali’nin ahfadından olan Hasan b. Zeyd, halifeye özellikle Muhammed’in ileride Abbâsîler için tehlikeli olabileceğini söyleyerek onu uyardı. Bunun üzerine Mansûr, Ukbe b. Selm’i, Abdullah b. Hasan ile görüşerek oğullarının gerçek niyetini öğrenmekle görevlendirdi. Abdullah, Ukbe’nin tuzağına düşüp onların bir ihtilâl hazırlığı içinde olduklarını itiraf etti. Ukbe bu durumu derhal halifeye bildirdi. Halife 758’de yine hac maksadıyla Mekke’ye gidince Abdullah’ı yanına çağırdı ve Abbâsîler’e sadakatini öğrenmek istedi. Bu sırada Ukbe’nin içeri girdiğini gören Abdullah bir komploya mâruz kaldığını anladı ve af diledi. Fakat halife onu birkaç yakınıyla birlikte hapsettirdi, daha sonra da Hâşimiyye’ye gönderdi (762). Abdullah aynı yıl orada hapishanede öldü.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, et-Tabakatü’l-kübrâ (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1388/1968, V, 319; VIII, 473; a.e. (nşr. Ziyâd Muhammed Mansûr), Medine 1403/1983, s. 102, 250-259, 319, 372, 374, 375, 452; Halîfe b. Hayyât, et-Tabakat (nşr. Süheyl Zekkâr), Dımaşk 1966-67, II, 646; a.mlf., Târîħ (nşr. Süheyl Zekkâr), Dımaşk 1967-68, s. 648; İbn Kuteybe, el-Ma‘ârif (nşr. Servet Ukkâşe), Kahire 1960, s. 212-213, 233; Fesevî, Kitâbü’l-Marife ve’t-târîħ (nşr. Ekrem Ziyâ el-Ömerî), Bağdad 1974-76, I, 128; Belâzürî, Fütûhu’l-büldân (nşr. Selâhaddin el-Müneccid), Kahire 1956-60, s. 352; a.mlf., Ensâbü’l-eşrâf, III (nşr. Abdülaziz ed-Dûrî), Beyrut 1978, s. 150, 166; Taberî, Târîħ (nşr. M. J. de Goeje), Leiden 1879-1901, II, 1338; III, 143 vd., 188-189; İbn Ebû Hâtim, el-Cerh ve’t-ta‘dîl, Haydarâbâd 1371-73/1952-53 → Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), II/2, s. 33-34; İbn Hibbân, Meşâhîru ulemâi’l-emsâr (nşr. M. Fleischhammer), Wiesbaden 1959, s. 127; İbn Hacer, el-İsâbe (nşr. Ali Muhammed el-Bicâvî), Kahire 1390-92/1970-72, V, 185-186; K. V. Zetterstéen, “Abdullah”, İA, I, 32-33; a.mlf., “Abd Allah b. al-Hasan”, EI² (İng.), I, 45.

Mustafa Fayda