AHMED MUHAMMED ŞÂKİR

أحمد محمد شاكر

Ebü’l-Eşbâl Ahmed b. Muhammed Şâkir b. Ahmed b. Abdilkadir (ö. 1892-1958)

İslâm kültür kaynaklarının ilmî neşirlerini gerçekleştirmekle ün yapmış Mısırlı âlim ve muhaddis.

Kahire’de doğdu. Soyu Hz. Hüseyin’e ulaşır. Babası Muhammed Şâkir Ezher Üniversitesi rektör vekilliği ve Sudan kadılkudâtlığı yapmıştır. 1900 yılında babasıyla gittiği Sudan’da Gordon Külliyesi’ne devam etti. 1904’te İskenderiye’ye giderek tahsilini orada sürdürdü. Daha sonra Ezher Üniversitesi’ne girdi ve 1917’de mezun oldu. Dört ay gibi kısa bir süre hocalık yaptıktan sonra Zagazig kadılığına tayin edildi. Yüksek Şeriat Mahkemesi üyeliğinden emekli oluncaya kadar (1951) çeşitli yerlerde kadılık görevini yürüttü. 27 Zilkade 1377’de (14 Haziran 1958) Kahire’de vefat etti.

İskenderiye’deki fıkıh ve usûl-i fıkıh hocası Muhammed Ebû Dakıka ile tefsir, hadis, usûl-i fıkıh, Hanefî fıkhı ve mantık derslerini okuduğu babası Muhammed Şâkir onun hayatında derin izler bırakmışlardır. Ebû Dakıka ona spor zevkini aşılamış, binicilik, atıcılık ve yüzmeyle meşgul olmasını sağlamıştır. 1909’dan itibaren babası onu hadise yöneltmiş ve kendisine başta Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’i olmak üzere Müslim’in es-Sahîĥ’ini, Tirmizî’nin es-Sünen ve eş-Şemâǿil’ini, Buhârî’nin es-Sahîĥ’inin de bir kısmını okutmuştur.

Ezher’deki öğrencilik yıllarında orayı ziyarete gelen âlimlerle tanışmış ve onlardan da faydalanmıştır. Mağrib muhaddisi Abdullah b. İdrîs es-Senûsî, Muhammed b. Emîn eş-Şinkıtî, Ahmed b. Şems eş-Şinkıtî, Şâkir el-Irâkı, Tâhir el-Cezâirî, Reşîd Rızâ ve daha birçok âlim hocaları arasında yer almaktadır. Onun hadis ilminde müstakil görüşlere sahip bir kişi olarak yetişmesinde adı geçen âlimlerin büyük tesiri olmuştur. Küçük kardeşi Mahmud Muhammed Şâkir, onun, ilk asırlardaki ulemânın benimsediği usule uygun olarak hadis ilmini tam anlamıyla öğrenmiş nâdir âlimlerden biri olduğunu, râvilerin tenkidi konusunda önceki ulemâya muhalif birtakım değerlendirme ve ictihatlara sahip bulunduğunu ifade etmektedir. Juynboll da onu, “Ehl-i sünnet yolundan ayrılmayan bir müctehid olması yanında birçok yerde ecdadının reylerini reddederek kendi şahsî değerlendirmelerini ortaya koymuş bir şahsiyet” olarak takdir etmektedir. Taklitçiliğe karşı oluşu, otuz yılı aşan kadılık hayatında da tesirini göstermiş, şer‘î konularda hiçbir mezhebe bağlı kalmadan kendi rey ve ictihadıyla kararlar vermiştir. Kararlarında, gençlik yıllarından vefatına kadar esas meşgalesi olan sünnet konusundaki engin bilgi ve araştırmaları başlıca dayanağı olmuştur. Gerçeği her şeyin üstünde tutması, onu önceki görüşlerinden vazgeçtiğini ilân edecek bir seviyeye sahip kılmıştır. Meselâ, Ezher Rektörü Mustafa el-Merâgı’nin, kamerî ayların başlangıcını tesbit ederken hilâlin çıplak gözle görülmesine imkân bulunmadığı hallerde rü’yetin yerini hesabın alması lâzım geldiği görüşüne babası ile birlikte karşı çıkmışken, bir süre sonra delillerin Merâgı’yi desteklediğini tesbit etmiş, bunun üzerine daha babasının sağlığında bir risâle yazarak Merâgı’nin haklı olduğunu itiraf etmiş ve ay başlangıcının mutlaka hesapla tayin edilmesi gerektiği kanaatine vardığını açıklamıştır. Matbu ve yazma pek çok eser ihtiva eden meşhur kütüphanesindeki henüz ilmî usullere göre tasnif edilmemiş kitaplardan yaptığı nakiller, onun çok kuvvetli bir hâfızaya sahip olduğunu göstermektedir.

Eserleri. Ahmed Muhammed Şâkir’in telif eserleri de bulunmakla birlikte onun en önemli çalışmaları ilmî neşrini yaptığı kitaplardır. Çünkü bunların bir kısmı herhangi bir neşirden çok şerh mahiyetindedir. Kendi yazdığı eserler şunlardır: 1. Nizâmü’t-talâk fi’l-İslâm (Kahire). Herhangi bir mezhebe bağlı kalmadan, sırf âyet ve hadislere dayanarak yazdığı bu eser boşanmaya dair olup neşredildiği zaman büyük yankılar uyandırmıştır. Hatta M. Zâhid Kevserî, el-İşfâk fî ahkâmi’t-talâk, adlı bir risâle ile bu kitaba reddiye yazmıştır. 2. Kelimetü’l-hak (Kahire 1407). Yazı kurulu başkanlığını yaptığı el-Hedyü’n-Nebevî dergisinde yayımlanan bazı yazıları ölümünden sonra bu başlık altında toplanıp yayımlanmıştır.

İlmî neşirlerini yaptığı başlıca eserler şunlardır:

Hadis. 1. el-Müsned (Ahmed b. Hanbel). Vefatına kadar üzerinde çalıştığı ve beşte ikisini on beş cilt halinde neşrettiği (Kahire 1369-1378/1949-1958) bu kitap onun en önemli eseri kabul edilmektedir. 40.000’e yakın hadis ihtiva eden el-Müsned’în 8100 kadar hadisi onun tarafından değerlendirilmiştir. Eserin 16. cildindeki 680 hadisin bir kısmını neşre hazırladıktan sonra vefat etmiş, bu cildin geri kalan hadislerini Dr. el-Hüseynî Abdülmecid Hâşim tahkik etmiştir. I. cilde yazdığı “TalâǿiǾu’l-kitâb” başlıklı mukaddime, el-Müsned hakkında değerli bilgiler ihtiva etmektedir. Eserdeki hadisleri numaralamış, sağlamlık derecesini belirtmiş, kimliği iyi bilinmeyen râvilerin tam adlarını yazarak onları tanıtmış, isnadı zayıf hadisleri takviye edecek başka rivayetler varsa bunları kaydetmiştir. 2. el-CâmiǾu’s-sahîĥ (Tirmizî). Tamamlayamadığı çalışmalarından biri olan bu eserin iki cildini doksan altı sayfalık bir mukaddime ve geniş dipnotlarıyla neşretmiştir (Kahire 1357-1359/1938-1940). 3. MeǾâlimü’s-sünen (Hattâbî). Bu eseri Muhammed Hâmid el-Fakkı ile birlikte neşretmiştir (Kahire 1948). 4. İhtisâru Ǿulûmi’l-hadis. İbn Kesîr’e ait olan bu usûl-i hadis kitabını şerhederek el-BâǾisü’l-hasîs ilâ maǾrifeti Ǿulûmi’l-hadîŝ adıyla neşretmiştir (Kahire 1355).

Tefsir. 1. CâmiǾu’l-beyân (Taberî). Kardeşi Mahmud Muhammed Şâkir’le


birlikte, eserin İbrâhim sûresinin 27. âyetine kadar olan kısmını on altı cilt halinde neşretmişlerdir (Kahire 1955-1960). Bu çok önemli neşirde onun görevi, kardeşinin çalışmalarını kontrol ve hadisleri tahriç etmekti. 2. Tefsîrü’l-Kurǿâni’l-Ǿazîm (İbn Kesîr). Bu kitabı Umdetü’t-tefsîr adıyla ihtisar etmiş, on cüz halinde yayımlamayı düşündüğü halde ancak beş cüzü basılabilmiştir (Kahire 1956-1957). Eserdeki hadislerin senedlerini zikretmemiş, zayıf ve İsrâilliyat*a dair olan rivayetlerle mükerrer rivayetleri, ayrıca fıkıh ve kelâma dair bazı teferruatı terketmiştir.

Fıkıh. 1. er-Risâle (Şâfiî). Doksan iki sayfalık bir mukaddime ve değerli dipnotlarıyla neşrettiği bu eser onun önemli çalışmalarından biridir (Kahire 1938). 2. CimâǾu’l-Ǿilm (Şâfiî, Kahire 1940). 3. el-Muhallâ (İbn Hazm). Bu kitabı Muhammed Hâmid el-Fakkî ile birlikte neşretmiştir. 4. Kitâbü’l-Harâc (Yahyâ b. Âdem, Kahire 1347).

Edebiyat. 1. eş-ŞǾir ve’ş-şuǾarâǿ (İbn Kuteybe, Kahire 1364-1366). 2. el-MuǾarreb (Ebû Mansur el-Cevâlikî, Kahire 1942). 3. el-Mufaddaliyyât (Mufaddal ed-Dabbî, Kahire 1952). 4. el-AsmaǾiyyât (Asmaî, Kahire 1955). Son iki eseri dayısının oğlu Abdüsselâm Muhammed Hârûn ile birlikte neşretmiştir. Bu edebî eserleri harekeledikten başka metinden daha çok dipnot koymak suretiyle bütün müşkülleri halletmeye, müellifin temas etmediği, noksan veya müphem bıraktığı noktaları aydınlatmaya çalışmıştır. Onun ilmî neşrini yaptığı bütün eserlerin ortak bir özelliği de, çoğu kendi tarafından icat edilen çeşitli fihristlerle zenginleştirilmiş olmasıdır. İlmî neşrini yaptığı eserlerin tamamı yirmi dörde ulaşmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Mahmud Muhammed Şâkir, Kelimetü’l-hak, [Ahmed Muhammed Şâkir], Kahire 1407, Mukaddime (Ahmed Muhammed Şâkir: İmâmü’l-muhaddisîn); Âdil nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, Beyrut 1403/1983, I, 78; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), I, 253; Mahmud Muhammed et-Tanâhî, Medhal ilâ târîhi neşri’t-türâsi’l-Arabî, Kahire 1405/1984; Selâhaddin el-Müneccid, “Umdetü’t-tefsîr”, Mecelletü MaǾhedi’l-mahtûtâti’l-ǾArabiyye, IV/1, Kahire 1377/1958, s. 166; H. A. Juynboll, “Ahmad Muhammad Shâkir (1892-1958) and his edition of Ibn Hanbal’s Musnad”, Isl., XLIX (1972), s. 221-247; Receb el-Beyyûmî, en-Nehdatü’l-İslâmiyye fî siyeri aǾlâmihe’l-muǾâsırîn, Kahire 1405/1984, IV, s. 115-140.

Muhammed et-Tanâhî