AHNEF b. KAYS

الأحنف بن قيس

Ebû Bahr Sahr b. Kays b. Muâviye el-Ahnef es-Sa‘dî et-Temîmî (ö. 67/686-87)

Fetihleri, cesareti ve zekâsı ile tanınan tâbiî.

İslâmiyet’ten önce doğdu. Asıl adı Sahr’dır. Fakat doğuştan çarpık bacaklı olduğundan Ahnef lakabıyla meşhur olmuştur. Hz. Peygamber’le görüşemedi. Hz. Peygamber’in İslâm’a daveti karşısında menfi tavır takınan kabilesi Temîm’i müslüman olmaya teşvik ve ikna etti. Hz. Ömer devrinde İran’ın fethine memur edilen orduya katıldı ve yeni kurulan Basra şehrine yerleşti. Basra’da kısa sürede kabile reisliğine yükseldi. Hz. Ömer ve bilhassa Hz. Osman devrindeki fetihler sırasında büyük başarılar gösterdi. 644-650 yıllarında Herat, Merv, Merverrûz, Belh ve bölgedeki diğer şehirleri fethetti. Sâsânî Hükümdarı III. Yezdicerd’in son direnişini de kırarak Tohâristan’a kadar ilerledi ve bir müddet Horasan’ın bir şehrinde valilik yaptı. Onun hâtırasını yaşatmak için Merverrûz civarındaki bir kaleye Kasrü’l-Ahnef, o yöredeki bir yere de Rüstâku’l-Ahnef adı verilmiştir. Bu fetihlerden sonra Basra’ya dönen Ahnef b. Kays, Hz. Osman’ın şehid edilmesinden sonra meydana gelen iç olaylarda Temîm kabilesi reisi olarak Hz. Ali’nin halifeliğinin başlangıcındaki hadiselere karışmadı ve Cemel Vak‘ası’na iştirak etmedi. Bununla beraber onun Hz. Ali taraftarı olduğu, Temîm kabilesini bu olaydan uzak tutarak Hz. Ali lehine önemli bir rol oynadığı ve olayları perde arkasından Hz. Ali lehine yönlendirdiği söylenmektedir. Ahnef, Hz. Ali ile Muâviye arasındaki olaylarda Hz. Ali’yi açıkça destekledi ve Sıffîn’de Muâviye kuvvetlerine karşı savaştı. Mesele hakemlere havale edilince hakemlik görevinin kendisine verilmesini ısrarla istedi ve Ebû Mûsâ’nın hakemliğine şiddetle karşı çıktı. Fakat isteğini kabul ettiremedi.

Ahnef b. Kays, Muâviye devrinde de nüfuz ve itibarını korudu. Muâviye’nin, oğlu Yezîd’i veliaht tayin etmek istediği zaman Dımaşk’a çağırarak fikirlerine müracaat ettiği şahıslar arasında o da vardı. Bu meseleyle ilgili olarak herkes muvafakat ve takdirlerini belirtirken Ahnef, “Yalan söylersem Allah’tan korkarım, doğru söylersem sizden” diyerek muhalefetini ifade etmekten çekinmedi.

Ahnef, Muâviye ve Yezîd dönemlerinde daha çok Basra’da birbirleriyle ihtilâf halinde olan kabileleri birleştirmek için gayret sarfetti; hatta zaman zaman bu kabileler arasında çıkan silâhlı çatışmaları önleyip barışı temin etmek için şahsî servetini bile harcamaktan kaçınmadı. Onun asıl maksadı birlik ve beraberliği sağlayıp ortak düşman Hâricîler’le mücadele etmekti. Bu sırada Abdullah b. Zübeyr, kardeşi Mus‘ab b. Zübeyr’i Irak’a vali tayin etmişti. Ahnef, Mus‘ab ile samimi bir dostluk kurdu. Bu sebeple Kûfe’yi elinde bulunduran Muhtâr’a karşı 67 (686-87) yılında harekete geçen Mus‘ab’ın ordusunda Temîmliler’e kumandanlık etti. Aynı yıl, yaşı oldukça ilerlemiş olduğu halde Kûfe’de vefat etti ve orada defnedildi.

Ahnef, darbımesel haline gelecek derecede yumuşak huylu, zeki, cesur, iyilik sever ve âlim bir kimse idi. Savaşlarda aldığı bir yara veya geçirdiği bir hastalık sebebiyle bir gözünü kaybetmişti. Tek oğlu Bahr’ın çocuğu olmadığı için nesli devam etmemiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, III, 110-112; VII, 93-97; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Sâvî), s. 186-187; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), IV, 89, 94, 167-171, 301, 310-314, 500-501, 504, 511; V, 52, 78, 518, 621; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 550; III, 33-37, 238-239, 508; IV, 137-142; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 499-506; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, IV, 86-97; M. Şît Hattâb, “el-Aĥnef b. Kays et-Temîmî”, MMİIr., XI (1964), s. 33-73; Reckendorf, “Ahnef”, İA, I, 223-224; Ch. Pellat, “al-Aĥnaf b. Ķays”, EI² (İng.), I, 303-304.

Ahmet Önkal