AKABE MESELESİ

Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında 1906’da meydana gelen siyasî olay.

Mısır’dan sonra Küveyt’in de İngiliz nüfuzuna girmesi, Kızıldeniz’de büyük stratejik ehemmiyeti olan Akabe’nin önemini biraz daha arttırmıştı. Sînâ yarımadasıyla


Arap yarımadası arasında Hicaz demiryolu hattının Kızıldeniz’e açılan kapısı durumunda bulunan Akabe, Mehmed Ali Paşa zamanında Mısır hacılarının güvenliği için Mısırlı muhafızların kontrolüne verilmişti. Ancak Süveyş Kanalı’nın açılması, eski hac karayolunun önemini kaybedip deniz yoluna kaymasına sebep olurken, Hicaz demiryolunun emniyeti için Arîş’ten Akabe’ye kadar Sînâ yarımadasının ve özellikle Akabe Kalesi’nin Osmanlılar açısından önemi daha da arttı. Diğer yandan İngilizler de Arap yarımadasını Akabe, Küveyt ve San‘a üçgeni içinde kontrol altına almak, Hicaz demiryolunun güneye doğru inmesiyle Süveyş Kanalı’nın emniyetini sağlamak ve böylece Hindistan’a giden ulaşım yollarını ellerinde tutmak istiyorlardı. Bunun için, Mısır’dan sonra 1882’den itibaren bir hareket üssü haline getirdikleri Akabe’yi de, Mısır muhafız kıtasını kendi kuvvetleriyle destekleyerek elde etmek istediler. Ancak II. Abdülhamid, yaverlerinden Rüşdü Bey’i bir askerî fırka ile Akabe’ye gönderip orayı işgal ettirdi. Rüşdü Bey Akabe’ye girdikten sonra Sînâ yarımadasında Tâbe’yi de aldı. Bunun üzerine daha geniş bir askerî harekâta hazırlanan ve Avrupa tarafından da desteklenen İngiltere, 3 Mayıs 1906’da verdiği ültimatomla, on gün içinde Sînâ yarımadasının boşaltılmasını istedi. Mısır’ı kendi mülkiyetinde sayan ve İngiliz işgalini reddeden II. Abdülhamid, kararlı bir politikayla, yeni sınırın belirlenmesi için oluşturulacak komisyonun Türk ve Mısırlılar’dan teşekkül etmesini sağladı. 1 Ekim 1906’da imzalanan ve sekiz maddeden meydana gelen itilâfnâmeyle yeni sınır tesbit edildi. Buna göre Tâbe Mısır’a, Akabe Osmanlı Devleti’ne bırakıldı ve direklerle tesbit edilecek düz hattın Refah’ta son bulması kararlaştırıldı. Bu itilâfnâmeyle Akabe meselesi halledilmiş, ancak bölgedeki Osmanlı İngiliz rekabeti I. Dünya Savaşı sonlarına kadar devam etmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

el-Cerîdetü’r-resmiyye (1257, 1283 ve 1296 tarihli fermân-ı hümâyunlar), Mısır 14 Nisan 1892; Mirliva Rüşdü, Akabe Meselesi, İstanbul 1326; Tahsin Paşa, Abdülhamîd’in Yıldız Hatıraları, İstanbul 1931, s. 23; Danişmend, Kronoloji, IV, 351-355; Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, I/1, s. 207-209; Erol Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, İstanbul 1982, s. 55-56; J. H. Kramers, “Mısır”, İA, VIII, 253.

Azmi Süslü