ALMALIĞ

Türkistan’da bugünkü Kulca’nın kuzeybatısında bulunan tarihî bir şehir.

Tarihî kaynaklarda Almalık olarak da geçen şehir XIII. yüzyıl başlarından itibaren bilinmektedir. Araştırmacıların çoğu, şehrin Cungar Aladağ silsilesinin güney eteklerinde, karlı zirvelerden inen Korguz çağlayanının İla ırmağına karıştığı Mezâr adını taşıyan harabelerde bulunduğunu ve adını da Cungar Aladağ’da, çam ve ak kayınlar arasında biten yabani elma ağaçlarından aldığını kabul ederler. Surlarla çevrili müstahkem bir şehir olan Almalığ, XIII. yüzyıl başlarında Hâkanî Türk (Karahanlı) sülâlesine mensup olduğu belirtilen ve Almalığ’ın kuzeyindeki Karluk ilini idare eden Muhammed Arslan Han’a bağlı idi. Bir ara Bozar adlı bir Karluk Türk beyinin idaresine geçen Almalığ daha sonra Moğol devletinin sınırlarına dahil edilmiş, 1227’de Cengiz’in ölümü üzerine oğulları ülkeyi paylaşırken Almalığ ikinci oğlu Çağatay’a ve sülâlesine verilmiştir. Almalığ böylece Çağatay soyunun ikinci başşehri oldu. Moğol devrinde çeşitli başşehirler arasında yeni açılan yol Almalığ’dan da geçiyordu. Etil ırmağının denize karıştığı yerde bulunan Altın Orda başşehrinden ve Yakındoğu’daki İlhanlı merkezlerinden Uygur iline gidip gelen müslüman, hıristiyan, Çinli tüccar ve yolcular Almalığ’da konaklıyorlardı. Bunlardan biri olan Anadolulu Bedreddîn-i Rûmî’nin coğrafyacı İbn Fazlullah el-Ömerî’ye verdiği bilgilerden, o tarihte Almalığ’ın çok gelişmiş, çevresinde kasabalar, köyler, bağlar, hatta ona bağlı başka şehirler teşekkül etmiş mâmur bir yerleşim merkezi olduğu anlaşılmaktadır.

Çağatay sülâlesinin başşehri olarak Almalığ, Türkistan’da “İslâm’ın kalbi”nde bulunmakta idi. Bu tabiri kullanan Cemâleddîn-i Karşî 628’de (1230-31) Almalığ’da doğmuş bir tarihçi idi ve Kâsân’dan (Fergana) Almalığ’a gelen âlim Zâhirüddin Eşref b. Necîb’in (ö. 659/1261) yanında Kur’ân-ı Kerîm’i tercüme etmeye başlamıştı. Bu kayıt, Hâkanî devrinden beri bilinen satır arası Türkçe tercümeli mushafların bazılarının Almalığ’da yazıldığına işaret etmektedir. Gerek Almalığ’da doğmuş, gerekse bu merkeze yerleşmiş nice “takî, nakî” ulemâ adı, Karşî’nin eserinde geçmektedir. Almalığ’ın Türkistan’ın İslâmî merkezi olması, Çağatay soyunun ihtidasına yol açmış görünmektedir. Müslüman Çağatay oğullarından Tuğluk Temür’ün (ö. 760/1359) mezarı Almalığ âbideleri arasındadır. Burkan dinî tesirleri altında karışık mahiyetteki bir tarikat olan Kalenderiyye’nin faaliyetleri yanında Almalığ’da Nestûrî piskoposluğu da vardı. Moğol beylerinin kendi aralarındaki savaşlar ve Timurlenk’in Doğu Türkistan’ı ele geçirmesiyle sonuçlanan savaşlarda çarpışmaların merkezi olan Almalığ, zamanla tamamen harap olmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Fazlullah el-Ömerî, Mesâlikü’l-ebsâr (nşr. Fr. Taeschner), Wiesbaden 1968, s. 8, 13, 48; Haydar Duğlat, Târîh-i Reşîdî (trc. E. D. Ross), London 1895, s. 236; W. Barthold, Turkestan v epoxu Mongol’skago Turkestan, Teksti [Metinler], Petrograd 1898, s. 35-36, 107, 140, 142, 144; E. Bretschneider, Mediaeval Researches from Eastern Asiatic Sources, London 1969, I, 17; P. Kokovtzov, “Xristiansko siriykskıe nadgrobnıe nadpisi iz Almalika”, Zapiski Vostochnago Otdyeleniya Imperatorskago Russkago Arkheologicheskago obshchestva, XVI, Petrograd 1906; N. Pantusov, “Gorod Almalık”, Kaufmanskiy Sbornik, Moskva 1910, s. 161 vd.; Emel Esin, “Muhammed Siyahqalam and the Inner-Asian Turkish tradition”, Islamic Art, I, New York 1983; a.mlf., “Mushaf Hattatlığı ve Kur’ân-ı Kerîm’in Türkçe Meâli Hakkında Türklerce Yapılan İlk Çalışmalara dair”, İTED, VIII/1-4 (1984), s. 1-4; W. Barthold, “Kulca”, İA, VI, 976-977; W. Barthold [B. Spuler - O. Pritsak], “Almaligh”, EI² (İng.), I, 418-419.

Emel Esin