ÂRİF HİKMET KÜTÜPHANESİ

Şeyhülislâm Ârif Hikmet Bey tarafından Medine’de kurulan kütüphane.

Medîne-i Münevvere’de Mescid-i Nebevî’nin kıble tarafında Bâb-ı Cibrîl’e 25 m. mesafede bulunmaktadır.

Ârif Hikmet Bey emeklilik yıllarını burada geçirmek arzusuyla bu kütüphaneyi Medine’ye gelerek bizzat yaptırmış ve İstanbul’da bulunan kitaplarından bir kısmını buraya nakletmiştir. Ancak siyasî karışıklıklar sebebiyle arzusunu yerine getirememiş ve İstanbul’da vefat etmiştir. Binanın kubbedeki kitâbesinde kütüphanenin 1270 (1853-54) yılında yapılmaya başlandığı, kapısında bulunan diğer bir kitâbede ise 1272’de (1855-56) tamamlandığı belirtilmiştir. Anadolu ve Rumeli’deki bazı arazi gelirlerinin kütüphaneye vakfedildiğini bildiren vakfiyesine göre kütüphanede bir müdür, dört hâfız-ı kütüb, mücellit, kapıcı, saka ve temizlikçi olmak üzere dokuz vazifeli görev yapıyordu. Kuruluşundan başlayarak


yakın zamana kadar kütüphaneye vakfedenin şartı olarak daima Türk müdürler tayin edilegelmişse de Ali Ulvi Kurucu’dan sonra durum değişmiştir. I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı kuvvetleri Medine’den çekilirken kütüphanedeki kitaplar sandıklar içinde Şam’daki Selimiye Camii’nin yanındaki medreseye nakledilip burada muhafaza edilmiş, ancak sonradan vakfiyeye uyularak tekrar Medine’deki kütüphaneye taşınmıştır. Ülkenin idaresi Osmanlılar’dan Suûdîler’e geçince kütüphanenin idaresi de mütevelli heyetinden alınarak 1957 yılında Hac ve Evkaf Bakanlığı’na bağlanmıştır. Kütüphanenin son mütevelli heyetinde Ömer Nasuhi Bilmen’in bulunduğu bilinmektedir.

Kütüphanede bulunan yazma ve matbu eserler kuruluş sırasında toplam olarak 5404 kitaptan meydana geliyordu. Vakfiye gereğince yapılan devir teslim ve sayımlardan anlaşıldığına göre kütüphanede, Medine’den çekilmek mecburiyetinde kalındığı sırada, kaybolacağı endişesiyle Şeyhülharem Zîver Bey tarafından İstanbul’a gönderilen altmış altı eser ile kaybolan on altı eserden başka eksik bulunmamaktadır. Daha sonra kütüphaneye hediye olarak gönderilen kitaplarla bu eserlerin sayısı artmıştır. Yazmaların Ârif Hikmet Bey tarafından dikkatle seçildiği ve genellikle müellif nüshası veya meşhur hattatlar tarafından yazılmış kıymetli nüshalar olduğu görülmektedir. İhtiva ettiği yazmalar bakımından ülkenin en kıymetli kütüphanesi olan müesseseyi İslâm âleminin önde gelen araştırmacılarından Ömer Rızâ Kehhâle, Emîr Şekib Arslan, Abdullah Muhlis, Muhammed Kürd Ali ve Mahmûd Şükrî el-Âlûsî gibi âlimler ziyaret ederek yazmalarından faydalanmış ve ilmî değerleri olan nüshaları tanıtmışlardır. Kütüphanede bulunan yazmalar Arapça, Farsça ve Türkçe olup müstakil eserler veya çeşitli risâlelerden meydana gelen mecmualar şeklindedir. Tefsir, hadis, fıkıh ve siyer gibi dinî eserler yanında tarih, coğrafya ve edebiyata dair eserler de bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ârif Hikmet Kütüphanesi Vakfiyesi, VGMA, kasa nr. 14; Mir‘âtü’l-Haremeyn, II, 888-890; Fatma Aliye, Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı, İstanbul 1332, s. 31-33, 43 vd., 50-55, 104; Abdurrahman Şeref, Târih Musâhabeleri, İstanbul 1340, s. 302; Mustafa Bilge, Arif Hikmet Kütüphanesindeki Hadise Dair Yazma Eserler (mezuniyet tezi, 1967), İÜ Ed.Fak., Şarkiyat Araştırma Merkezi, nr. 123; a.mlf., “Medine’de Bir Türk Kütüphanesi”, İsl.Med., sy. 15 (1968), s. 16-19; Şehâbeddin el-Âlûsî, Şehiyyünnagam fî tercemeti Şeyhülislâm ǾÂrifi’l-Hikem (nşr. Muhammed el-Hatrâvî), Dımaşk 1403/1983; Muhammed Kürd Ali, “Rihle ile’l-Medîneti’l-Münevvere”, Mecelletü’l-Muktebes, sy. 7, Dımaşk 1330, s. 763; Muhammed Behcet el-Eserî, “Mektebetü Ârif Hikmet Bey bi’l-Medîne”, Mecelletü’z-Zehrâ, Kahire 1344, s. 474-479; Abdullah Muhlis, “Mektebetü ǾÂrif Hikmet”, a.e., s. 636-638; Otto Spies, “Die Bibliotheken des Hidschas”, ZDMG, sy. 90 (1936), s. 94-96; Emîr Şekib Arslan, “Mektebetü Medîneti’l-Münevvere”, MMİADm., XXV (1950-51), s. 494-498; Ömer Rızâ Kehhâle, “el-Müntehab min mahtûtâti’l-Medîneti’l-Münevvere”, MMLADm., XLVIII (1972-73), sy. 1, s. 66-98; a.e., sy. 2, s. 323-358; a.e., sy. 3, s. 597-611; a.e., sy. 4, s. 893-908; İsmail Cerrahoğlu, “Şeyhulislâm Arif Hikmet ve Medine-i Münevverede Kurduğu Kütüphane”, AÜİFD, XXX (1988), s. 111-129.

Mustafa L. Bilge