ÂSIM BEY, Giriftzen

(ö. 1851-1929)

Türk bestekârı ve neyzen.

Bir ney cinsi olan girift üflemekte devrinin en başarılı icracısı olduğu için Giriftzen lakabıyla tanınmış olan Âsım Bey, Yenişehr-i Fenâr’da (bugün Yunanistan’da Larissa şehri) doğdu. Babası Muhzırzâde Ali Efendi’dir. Küçük yaşta mûsikiye ilgi duyarak Yenişehir Mevlevîhanesi’ne devam etmeye başladı. Sesinin güzelliği ve mûsikiye olan kabiliyeti sebebiyle kısa zamanda dikkati çekti. On üç yaşında mutrib*e çıktı. Üç dört ay sonra


şeyh tarafından âyinlerdeki ney taksimlerini yapmakla görevlendirildi. Ayrıca Şeyh Nazif Efendi’den Farsça öğrenerek Mesnevî okudu. On yedi yaşlarındayken Maliye Nezâreti’nde görev aldı ve İstanbul’a gitti. Bir müddet sonra İzmir ve Aydın’a tayin edilerek üç yıl kadar idarî görevlerde bulundu. İzmir’de askerî hesap memuru olarak çalışırken mülâzım rütbesiyle subay oldu. İstanbul’a döndükten sonra Sultan Abdülaziz tarafından kurulan itfaiye teşkilâtında yüzbaşı olarak çalıştı (1872). 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşına bölük kumandanı göreviyle katıldı. Savaştan sonra İstanbul’a dönen Âsım Bey binbaşı rütbesiyle Üsküdar itfaiye kumandanı oldu. Girift üflemedeki başarısıyla tanındı ve devrin belli başlı bütün mûsiki meclislerine devam etmeye başladı. Bu yıllarda tanıştığı Müşir Fuad Paşa’nın sürgüne gönderilmesi üzerine paşaya yakınlığından dolayı o da Amasya’da ikamete mecbur edildi (1900). Meşrutiyet’in ilânı üzerine İstanbul’a ve itfaiyedeki görevine döndü (1908). Buradan emekli olduktan sonra tekrar Amasya’ya giderek oraya yerleşti. Bir ara ziyaret için geldiği istanbul’da hastalanarak vefat etti (Şubat 1929) ve Merkezefendi Mezarlığı’na defnedildi. Vefatından sonra adı İstanbul’da Aksaray civarında bir sokağa verildi.

Eserleriyle de zamanının önemli bestekârları arasında yer alan Âsım Bey’in ney üflemedeki ilk hocası Neyzen Yûsuf Paşa’nın talebelerinden Hasan Dede’dir. İstanbul’a geldikten sonra ise meşhur neyzen Sâlim Bey’den meşketmiştir. Osmanlı-Rus savaşına katılmak için İstanbul’dan ayrıldığında hocası Sâlim Bey’in yanında kolayca taşıyabilmesi için hediye ettiği giriftle savaş yıllarında meşgul olarak iyi bir giriftzen olmuştur. Savaş dönüşü İstanbul’a geldiğinde Neyzen Yûsuf Paşa, Hacı Ârif Bey, Bolâhenk Nûri Bey, Tanbûrî Ali Efendi, Medenî Aziz Efendi gibi mûsiki üstatları ile arkadaşlık etmiş ve onlardan faydalanmıştır. Türk mûsikisini Avrupa’da tanıtmak maksadıyla Tanbûrî Cemil Bey’le birlikte bir grup kurarak başarılı çalışmalar yapmışlarsa da her ikisinin de hastalanması sebebiyle Avrupa gezisine çıkılamamış ve teşebbüs sonuçsuz kalmıştır. Toplam olarak yirmi yıldan fazla kaldığı Amasya’da birçok talebe yetiştirdiği gibi İstiklâl Marşı’nın bugün okunmayan bestelerinden birinin de bestekârlarındandır. Zamanımıza saz ve sözlü eserlerinden kırk üçünün notası ulaşmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ezgi, Türk Musikisi, V, 469-470; İbnülemin, Hoş Sadâ, s. 76-80; Öztuna, TMA, I, 74-75; Kip, TSM Sözlü Eserler, s. 63, 82, 84, 86, 94, 117, 149, 173, 202, 204, 206, 240, 273; a.mlf., TSM Saz Eserleri, s. 28, 31, 52, 54, 58; Sâim, “Meşhur Giriftzen Âsım Bey’i Ziyaret”, İkdam, İstanbul 15 Zilhicce 1343/7 Temmuz 1925; “En İhtiyar Mûsıkîşinâsımızla Mülâkat”, Vakit, İstanbul 15 Rebîülevvel 1345 / 23 Eylül 1926; Refik Ahmed Sevengil, “Âsım. Giriftzen Âsım”, İTA, I, 564; Rûşen Ferid Kam, “Giriftzen Asım Bey”, Radyo Mecmuası, VII/74, Ankara 1948, s. 9; Vecdi Seyhun, “Giriftzen Asım Bey”, TMD, II/23 (1949), s. 7, 9.

Nuri Özcan