AYDERÛS

العيدروس

Yemen, Hindistan, Endonezya ve Mısır’da önemli dinî faaliyetlerde bulunan Hadramut asıllı bir aile.

“Şiddetle yakalama ve kuvvetle bastırma” mânasına gelen ayderûs, arslana verilen isimlerden biridir. Bu özellik dikkate alınarak mânevî mertebesi yüksek olan bazı velîlere de “Ayderûs” denilmiştir.


Ayderûs’un idrîs kelimesinin bozulmuş şekli olduğu da söylenmektedir. Bâ Alevî’nin Sekkāf kolundan geldikleri ileri sürülerek, “Alevî”, “Seyyid” ve “Şerif” gibi unvanlarla anılan bu aileye mensup otuz kadar âlim ve sûfîyi Muhibbî, Hulâsatü’l-eser’de kaydetmiştir.

Ayderûs ailesinin meşhur şahsiyetleri şunlardır:

1. Abdullah b. Ebû Bekir el-Ayderûs. Abdullāh b. Ebî Bekr (es-Sekrân) b. Abdirrahmân Ebî Alevî (Bâ Alevî) es-Sekkāf el-Ayderûs (ö. 865/1461). Ayderûs ailesinin atası, mutasavvıf.

811’de (1408) Hadramut’ta doğdu. “Hadramut şeyhi” diye tanınır. Küçük yaşta babasını kaybettiğinden amcası Ömer el-Mihzârî tarafından yetiştirildi. Yirmi beş yaşında iken vefat eden amcasının yerine şeyh oldu. Tasavvufî anlayışını benimsediği Gazzâlî’nin İhyâǿü Ǿulûmi’d-dîn’ini ezberlercesine tekrar tekrar okurdu. Önceleri semâ*a taraftar olmadığı halde sonraları zamanının çoğunu semâ ile geçirmeye başlamış, bununla birlikte şer‘î hükümlere titizlikle bağlı kalmıştır. Ömer b. Abdurrahman onun hakkında Fethu’r-rahîmi’r-rahmân adlı bir menâkıbnâme yazmıştır. Başlıca eserleri: el-Kibrîtü’l-ahmer; şeyhi Sa‘d b. Ali es-Süveynî Bâ Mezhicî (ö. 857/1453) hakkında kaleme aldığı Menâkıb; Resâǿil.

2. Fahrüddîn Ebû Bekir b. Abdullah el-Ayderûs. Ebû Bekr b. Abdillāh Bâ Alevî el-Ayderûs (ö. 914/1508). Ayderûsiyye tarikatının kurucusu, Aden’in en büyük velîsi ve mânevî koruyucusu kabul edilen mutasavvıf.

Abdullah b. Ebû Bekir el-Ayderûs’un oğludur. 851’de (1147) Terîm’de doğdu. İlk bilgileri burada aldı, daha sonra tasavvufa yöneldi. Ömrünün son yirmi beş yılını geçirdiği Aden’de öldü. Türbesi ve yanındaki cami Aden’in en büyük ziyaret yerlerindendir. Her yıl 11-15 rebîülevvelde burada adına ihtifal tertip edilmektedir. Menkıbelerini, müridlerinden Muhammed b. Ömer Bahrak, Mevâhibü’l-kuddûs fî menâkıbi İbni’l-ǾAyderûs adındaki menâkıbnâmede toplamıştır. Gazzî ve İbnü’l-İmâd gibi müellifler, müridlerin daha istekli ve dikkatli zikir yapmaları için kahve içmenin ilk defa onun tarafından âdet haline getirildiğini bildirirler. el-Cüzǿü’l-latîf fî Ǿilmi’t-tahkîmi’ş-şerîf adlı tasavvufî bir eseri ve “basît”, “vasît” ve “vecîz” adlı üç evrâdı vardır.

3. Şeyh b. Abdullah el-Ayderûs. Şeyh b. Abdillâh b. Şeyh b. Abdillâh el-Ayderûs (ö. 990/1582). Mutasavvıf, şair.

919’da (1513) Terîm’de doğdu. Tahsiline burada başladı. Mekke, Zebîd ve Şihr gibi şehirleri ziyaret ettikten sonra gittiği Hindistan’ın Ahmedâbâd (Gucerât) şehrinde öldü. Ahmed b. Ali Bakarî, onun hakkında Nüzhetü’l-ihvân ve’n-nüfûs fî menâkıbi’ş-Şeyh b. Abdillâh el-Ayderûs adında bir menâkıbnâme yazmıştır. Eserleri şunlardır: el-Ǿİkdü’n-nebevî ve’s-sırrü’l-Mustafavî, el-Fevz ve’l-büşrâ, Tuhfetü’l-mürîd, Dîvân.

4. Abdülkādir b. Şeyh el-Ayderûs (ö. 1038/ 1628). Mutasavvıf, tarihçi, fakih.

978’de (1570) Haydarâbâd’da doğdu. Şeyh b. Abdullah’ın Hintli câriyesinden doğan tek oğludur. Annesinin Abdülkādir-i Geylânî’ye olan bağlılığından dolayı Abdülkādir adını aldı. Annesinin yardımı ile zengin bir kütüphane kurdu. Kardeşi Abdullah ve adına ez-Zahrü’l-bâsim min ravzi’l-üstâz Hâtim isimli bir eser kaleme aldığı üstadı Hâtim el-Ahdal vasıtasıyla tasavvufa intisap etti.

Eserleri. en-Nûrü’s-sâfir Ǿan ahbâri’l-karni’l-Ǿâşir (Beyrut 1985); TaǾrîfü’l-ahyâǿ bi-fezâǿili’l-İhyâǿ (İhyâǿü Ǿulûmi’ddîn’in kenarında birkaç defa basılmıştır; I-XII, Beyrut 1983); et-Tuhfetü’l-kudsiyye fi’l-hırkati’l-ǾAyderûsiyye; el-Hadîkatü’n-nadre fî sîreti’n-Nebî ve ashâbihi’l-Ǿaşere; er-Ravzü’n-nâzır fî men ismühû ǾAbdülkādir; Sıdku’l-vefâ bihakkı’l-ihâ; Bugyetü’l-müstefîd.

5. Şeyh b. Abdullah b. Şeyh el-Ayderûs (ö. 1041/1631). Mutasavvıf.

993’te (1585) Terîm’de doğdu, ilk öğrenimini burada gördü. Daha sonra Yemen ve Hicaz’da bir süre tahsil gördükten sonra Hindistan’da bulunan amcası Şeyh Abdülkādir’in yanına giderek tahsiline onun yanında devam etti. Önce Sultan Burhannizam ve başveziri Melik Anber’in, daha sonra İbrâhim Âdil Şah’ın himayesine girdi. Devletâbâd’da öldü ve buraya yakın bir yere defnedildi.

6. Ali b. Abdullah b. Şeyh el-Ayderûs (ö. 1041/1632). Mutasavvıf, edip.

985’te (1577) Terîm’de doğdu. İlk tahsilini babasından yaptı. Zeynelâbidîn ve Tâcülârifîn unvanlarıyla meşhur oldu. Edebî eserlerini er-Resâǿil adıyla bir mecmuada topladı.

7. Ca‘fer es-Sâdık b. Ali el-Ayderûs (ö. 1064/1654). Mutasavvıf.

997’de (1589) Terîm’de doğdu. İlk tahsilini burada yaptı. Tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf, ferâiz, hesap, astronomi gibi ilimler öğrendi, Arap edebiyatı üzerinde çalıştı. Bir süre Mekke’de kaldıktan sonra Hindistan’da Sûrat’a gitti. Sonra Dekken’e geçti. Başvezir Melik Anber’in saygısını kazandı. Sarayda düzenlenen bir münazarada bilgisinin derinliğini ispat edince müderrislik görevi aldı. Melik Anber’in ölümünden sonra yerine geçen oğlu Feth Han ona daha çok itibar etti. Bir müddet sonra Sûrat’a döndü. Burada Farsça ve Urduca öğrendi. Şeyh b. Abdullah el-Ayderûs’un el-Ǿİkdü’n-nebevî’sini Farsça’ya, Dârâ Şükûh’un Sefînetü’l-evliyâǿ adlı eserini Tuhfetü’l-asfiyâǿ bi-tercemeti Sefîneti’l-evliyâǿ adıyla Arapça’ya tercüme etti. Sûrat’ta vefat etti.

8. Abdullah b. Şeyh el-Ayderûs (ö. 1073/ 1663). Mutasavvıf.

1017’de (1608) Terîm’de doğdu. Amcası Zeynelâbidîn’den ders aldı. Mekke ve Medine’yi ziyaret ettikten sonra Hindistan’a gitti. Başvezir Habeş Han ve Sultan Mahmûd b. İbrâhim Şah’ın himayesine girdi. Sonra Arabistan’a dönerek Şihr’e yerleşti. Hayatının geri kalan kısmını Şihr’deki zâviyesinde münzevi bir hayat yaşayarak geçirdi ve burada öldü.

9. Ca‘fer b. Mustafa b. Ali Zeynelâbidîn el-Ayderûs (ö. 1142/1729). Mutasavvıf.

1084’te (1673) Terîm’de doğdu, tahsiline burada başladı. Sûrat’ta Bahâdır Şah’tan itibar gördü ve orada öldü.

Eserleri. Keşfü’l-vehm Ǿan mâ gāmâde Ǿani’l-fehm, MiǾrâcü’l-hakīkat, el-Fethu’l-kuddûsî fî nazmi’l-ǾAyderûsî, ǾArzü’l-leǿâlî, Dîvân.

10. Abdurrahman b. Mustafa Zeynelâbidîn el-Ayderûs (ö. 1192/1778). Mutasavvıf.

1135’te (1723) Terîm’de doğdu. Tahsiline burada başladı. Birçok yere seyahatler yaptı; Hindistan’a gitti, bir süre Sûrat’ta kaldıktan sonra Arabistan’a döndü. Yemen, Mekke ve Tâif’i ziyaret etti, Mısır’a giderek Kahire’de yerleşti. Bir ara Suriye ve İstanbul’a da gitti, tekrar Kahire’ye döndü ve burada öldü. Mezarı Zeyneb bint Fâtıma’nın Kahire’deki türbesi civarındadır. Geriye pek çok mürid ve altmış kadar eser bırakmıştır. Zebîdî, gerek Ǿİkdü’l-cevher’de gerekse İtĥâfü’l-aśfiyâǿda Ayderûsiyye tarikatına bu zat vasıtasıyla intisap ettiğini ve onun eliyle tarikat hırkası giydiğini kaydeder. Menâkıbnâmesi oğlu Mustafa tarafından


Fethu’l-kuddûs adıyla yazılmıştır.

Eserleri. Tervîhü’l-bâl ve tehvîcü’l-belbâl (Bulak 1283); Dîvân (Kahire 1304). Üç bölümden oluşur: a) Tenmîku’l-esfâr, b) Tenmîku’ş-şi‘r (Mısır hâtıraları), c) Zeylü’t-Tenmîk (Mısır mektupları); Mirǿâtü’ş-şümûs (Ayderûsiyye tarikatı hakkında); el-İrşâdâtü’s-seniyye (Nakşibendiyye tarikatı hakkında); et-Tuhfetü’l-medeniyye fi’l-ezkâri’l-kalbiyye ve’r-rûhiyye ve’s-sırriyye fi’t-tarîkati’l-Ayderûsiyye (bk. AYDERÛSİYYE).

11. Hüseyin b. Ebû Bekir el-Ayderûs (ö. 1798). Mutasavvıf.

Endonezya’daki velîlerin en büyüklerinden kabul edilir. Luar Batang’daki türbesi ve yanındaki büyük cami, Hint takımadalarında en çok ziyaret edilen yerlerden birisidir. Kubu (Borneo) Ayderûs Hânedanlığı da aynı adı taşıyan bir seyyid tarafından kurulmuştur.

12. Ayderûs b. Ömer b. Ayderûs el-Habsî (ö. 1314/1896). Hadramutlu bir seyyid olup 1237’de (1822) Gurfe’de doğmuştur. Ǿİkdü’l-yevâkīti’l-cevheriyye fî zikri tarîkati’s-sâdâti’l-ǾAleviyye adlı bir eseri vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Sehâvî, ed-Davǿü’l-lâmiǾ, II, 152; V, 16; Abdülkādir b. Abdullah el-Ayderûsî, en-Nûrü’s-sâfir Ǿan ahbâri’l-karni’l-Ǿâşir, Beyrut 1405/1985, s. 77, 333; Muhibbî, Hulâsatü’l-eser, I, 482; II, 235-236, 335; III, 51, 166-168, 440-442; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâǿire (nşr. Cebrâîl S. Cebbûr), Beyrut 1979, I, 113-114; III; İbnü’l-İmâd, Şezerât, VIII, 39-63; Şillî, MeşreǾu’r-revî fî menâkıbı Benî ǾAlevî, Kahire 1319, I-II; Murâdî, Silkü’d-dürer, Bulak 1301, II, 328; Zebîdî, Ǿİkd, s. 90; a.mlf., İtĥâfü’l-asfiyâǿ, s. 246; Şevkânî, el-Bedrü’t-tâliǾ, II, 65, 100, 123, 131; Fazl b. el-Alevî, Îzâhu’l-esrâri’l-Ǿulviyye ve minhâcü’s-sâdâti’l-ǾAleviyye, Kahire 1316, s. 77; Harîrîzâde, Tibyân, II, vr. 303ª-314ª; Nebhânî, Kerâmâtü’l-evliyâǿ, I, 263; el-Kamûsü’l-İslâmî, V, 588-590; Serkîs, MuǾcem, II, 1398-1399; Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-havâtır, V, 241-243; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 311-312, 361; II, 734-742; Brockelmann, GAL, II, 148, 181, 231, 352; Suppl., II, 233, 478, 566, 617, 619, 812; G. Delonue, Moralistes et politiques musulmans dans l’Égypte du XIXe siècle 1798-1882, Kahire 1982, s. 9; Leylâ es-Sabbâğ, Min AǾlâmi’l-fikri’l-ǾArabî fi’l-Ǿasri’l-ǾOsmâniyyi’l-evvel: Muhammed el-Emîn el-Muhibbî, Dımaşk 1986, s. 392-393, 448-454; Sakkāf, Târîhu’ş-şuǾarâǿi’l-hadramiyyîn, (?) 1353-56; Zübeyd Ahmed, el-Âdâbü’l-ǾArabiyye fî şibhi’l-kārreti’l-Hindiyye (trc. Abdülmaksûd Muhammed Şalkāmî) [baskı yeri ve yılı yok], I, 186-188, 416-417; Ö. Löfgren, “Aydarūs”, EI² (İng.), I, 781-782.

Süleyman Uludağ