ÂYİNNÂME

آييننامه

Devlet ve toplum hayatında örf ve âdetlerden kaynaklanan merasim ve teşrifat kurallarıyla her seviyedeki devlet adamının uyması istenen kaideleri ihtiva eden kitaplara verilen genel ad.

“Örf, âdet, kanun, merasim, usul ve kural” anlamındaki Farsça âyin ile “kitap” anlamındaki nâme kelimelerinden meydana gelen bu deyim Pehlevî dilinde even-nâmeg şeklinde yazılmakta ve “âdâb-ı muâşeret, kurallar kitabı” anlamında kullanılmaktaydı. Deyim, İslâmî devre Arap edebiyatına ve Yeni Farsça’ya âyinnâme olarak geçmiştir. Mes‘ûdî et-Tenbîh’inde âyinnâme’den bahsederken Arapça karşılığının kitâbü’r-rüsûm olduğunu söyler. Sâsânîler devrinde daha çok âdâb-ı muâşeret, örf ve âdet, merasim, sanat, zenaat ve değişik bilimlerle ilgili metinler için kullanılmakla beraber aynı devrede mektup yazmanın, satranç, okçuluk ve çevgân oyununun kuralları, Zerdüştîliğin emirleri ve hatta bir hocanın öğrencisine nasihatları gibi farklı konuları ihtiva eden metinler için de kullanılmıştır. Aynı dönemde resmî devlet protokolü için de aynı tabir kullanılmaktaydı. İslâmî devre Arap edebiyatında nasîhatü’l-mülûk ve İran edebiyatında siyâsetnâme türünün ortaya çıkmasına sebep olan hudaynâme ile, şehnâme türünün doğmasını sağlayan ve Sâsânî İmparatorluğu’ndaki 600 değişik resmî makam ve rütbeyi anlatan ve bir çeşit teşrifat kitabı mahiyetindeki gâhnâme de âyinnâmenin birer bölümüdür. Görüldüğü gibi İslâm öncesi İran kültüründe âyinnâme tabiri çok geniş bir sahayı ve çok değişik konuları ihtiva ediyordu.

İslâmî dönemde İbnü’l-Mukaffa‘ ve başkaları tarafından Arapça’ya tercüme edilen daha çok din dışı âyinnâme metinleri, gerek Arap gerekse İran edep* literatüründe büyük ilgi uyandırdı. Mes‘ûdî et-Tenbîh’inde âyinnâmelerin Pehlevîce asıllarının binlerce sayfa tuttuğunu ve hepsini elde etmenin imkânsız olduğunu belirterek bunların Zerdüşt rahipleriyle o dinin ileri gelen temsilcilerinde bulunduğunu söyler. İbn Kuteybe ǾUyûnü’l-ahbâr’ında İslâm öncesi İran hikemiyatı ve Sâsânîler devrinin çeşitli yönlerini anlatmak için âyinnâmeden alıntılar yapar. Câhiz Kitâbü’t-Tâc fî ahlâkı’l-mülûk adlı eserinde, Bîrûnî de Kitâbü’l-Cevâhir’inde İran mitolojisiyle ilgili olarak âyinnâmeden bahsederler.

Âyinnâmenin muhtasar bir Arapça tercümesi, sadece I. Erdeşir’e ait olduğu iddia edilen vecizeleri ihtiva eder. Bu vecizeler ise asaletin kuralları ile gereklerini ele almakta ve Sâsânî sosyal hayatını aksettirmektedir. Âyin kelimesi daha sonraki asırlarda birçok Farsça eserin adı olmuştur. Bu tür kitapların konusu genellikle kanun, töre ve merasimlerle ilgilidir. Bunlar arasında Ekber Şah’ın veziri Ebü’l-Fazl el-Allâmî’nin Ekbernâme’sinin Âyîn-i Ekberî adını taşıyan ve hükümdarın koyduğu kanun ve nizamlarla o devre ait istatistikî bilgileri ihtiva eden III. cildi çok meşhurdur.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Kuteybe, ǾUyûnü’l-ahbâr (nşr. Müfîd Muhammed Kumeyha), Beyrut 1406/1986, I, 8, 62; III, 221, 278; IV, 59; Mes‘ûdî, et-Tenbîh, s. 107; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist, s. 132, 364; Zebîhullah Safâ, Hamâse Serâyî der Îrân, Tahran 1333 hş./1954, s. 56-57; CHIr., III/1, s. 363-364, 393; S. H. Takīzâde, Hezâre-i Firdevsî, Tahran 1362 hş., s. 43; F. Gabrieli, “Āīn”, EI² (İng.), I, 306-307; A. Tafazzolī, “Āīn-nāma”, EIr., I, 692.

Orhan Bilgin