BÂDÜSBÂNÎLER

بادوسبانية

Taberistan’ın Rûyân, Rüstemdâr, Nur ve Kucur şehirlerinde 665-1598 yılları arasında hüküm süren mahallî bir hânedan.

Hânedanın kurucusu Bâdüsbân’ın babası Gavbâra, Sâsânî Hükümdarı III. Yezdicerd’in Taberistan valisiydi. Emevî Halifesi Muâviye devrinde Maskala b. Hübeyre


idaresindeki İslâm ordusu Taberistan’a yürümüş, fakat başarılı olamamıştı. Süleyman b. Abdülmelik zamanında Yezîd b. Mühelleb 98’de (716-17) Taberistan’ın “ispehbed” unvanlı idarecisiyle yıllık harac ve hediyeler karşılığı sulh yaptı. 105 (723-24) yılında hânedanın başında II. Bâdüsbân vardı. Aynı aileden Dâbûvend hânedanının topraklarını da ele geçiren II. Bâdüsbân kırk yıl hüküm sürdü ve ölümünden sonra yerine oğlu Şehriyâr geçti. Abbâsî Halifesi Ebû Ca‘fer el-Mansûr devrinde Emîr Ebü’l-Hâsib ve Ömer b. Alâ dağlık Deylem bölgesini istilâ ettiler (141/758-59). Taberistan’da Abbâsîler devrinde ağır vergiler yüzünden meydana gelen iki büyük isyan kısa sürede bastırıldı. Daha sonra hânedanın başına Abdullah b. Vendâd Ümmîd geçti. Bu devrede Aleviyye hânedanının kurucusu Dâî el-Kebîr Hasan el-Alevî Taberistan’ı istilâ etti (250/864). Abdullah otuz dört yıl hüküm sürdükten sonra öldü ve yerini amcazadesi Efrîdûn b. Karin aldı. Onun kısa süren hükümdarlığından sonra hânedanın başına oğlu III. Bâdüsbân geçti.

Saffârîler’in kurucusu Ya‘kub b. Leys Taberistan’ı ele geçirince (260/873-74), III. Bâdüsbân’ı buraya vali tayin etti. Ancak Ya‘kub’un bu eyaletteki hâkimiyeti dört ay sürdü. Hasan el-Alevî’nin ölümünden sonra hânedanın başına, “dâî es-sagır” lakabıyla meşhur olan kardeşi Muhammed geçti. III. Bâdüsbân’ın ülkeyi on sekiz yıl idare ettikten sonra ölümü üzerine oğlu Şehriyâr ona halef oldu. Sâmânîler, Muhammed b. Zeyd elAlevî’nin öldürülmesinden (287/900) sonra Taberistan’a hâkim oldular, İspehbed Şehriyâr da onlara itaat etti. Şehriyâr’ın zamanında Muhammed b. Zeyd’in intikamını almak isteyen Nâsır-Lilhak Hasan el-Utrûş, Taberistan’a hâkim olan Sâmânîler’i mağlûp ederek bölgeyi itaat altına aldı (301/914).

Bâdüsbânîler’den Ebü’l-Fazl Muhammed ile Mâzenderan hâkimi Şehriyâr b. Dârâ arasındaki anlaşmazlık savaşla sonuçlandı. Mağlûp olan Şehriyâr b. Dârâ bir süre sonra Büveyhîler’in yardımıyla Taberistan’ın büyük bir kısmına hâkim oldu. Bâdüsbânîler daha sonra Büveyhîler’in üstünlüğünü tanıdılar, zaman zaman da Selçuklular’a tâbi oldular. Nitekim Nâsırüddevle Şerefeddin Nasr b. Şehrîveş’in bastırdığı sikkelerden, onun Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar ve oğlu Sultan Mahmûd b. Muhammed’e tâbi olduğu anlaşılmaktadır. Nâsırüddev le, “üstendâr” unvanını kullanan ilk Bâdüsbânî hükümdarıdır. Bâdüsbânîler’den dikkati çeken hükümdarlardan biri de Şehrîveş b. Hezâresb idi. Şehrîveş’in ölümüyle (553/1158) yerine kardeşi Keykâvus (ö. 580/1184 [?]) geçti. Onunla Bâvendîler’den Şah Gazi arasında anlaşmazlık çıktı ve şiddetli savaşlar oldu. Keykâvus’un ölümüyle Rûyân’a Hezâresb b. Şehrîveş hâkim oldu. Hezâresb Bâvendîler’den Şah Erdeşîr’e yenilince, kardeşiyle beraber Hemedan’da bulunan Irak Selçuklu Sultanı Tuğrul’un yanına sığındı (tahminî 581/1185). Ancak bir daha ülkesine dönmeye muvaffak olamadan öldü.

Şah Erdeşîr daha sonra Keykâvus’un torunu Zerrînkemer b. Cüstan’ı Rûyân’a hükümdar tayin etti. Onun ölümü (1213) üzerine yerine oğlu Bîsütûn geçti. Ona da çocuk yaştaki oğlu Fahrüddevle Nâmâver halef oldu (1223). Hârizmşah Muhammed devrinde (1200-1220) Mâzenderan ve Taberistan bölgeleri Hârizmşahlar’a bağlandı. Fahrüddevle Nâmâver (ö. 640/1242-43) Celâleddin Hârizmşah’ın hizmetinde bulundu. Ülkesine dönünce Rûyân ve Deyleman’ı hâkimiyeti altına aldı. Bâdüsbânîler’den Şehrâkim b. Nâmâver (ö. 671/1272-73), Hülâgû ile Abaka’nın İran’daki istilâ harekâtına katıldı. Ancak daha sonra Moğol ordusunu terkederek ülkesine çekildi. Abaka Han onun cezalandırılması için Gazan Bahadır’ı gönderdi. Şehrâkim önce kaçmayı düşündüyse de sonra Gazan Bahadır’dan özür diledi. Gazan Bahadır da hükümdarlığının devamı için Moğol hanından yarlık* aldı. Şehrâkim’in yerine geçen oğlu Fahrüddevle Şah Gazi âdil ve dindar bir hükümdardı, 701’de (1302) ölünce yerine kardeşi Keyhusrev geçti (1302-1313).

Bâdüsbânîler’den Celâlüddevle İskender b. Ziyâr devrinde Rüstemdâr, Gîlân ve Mâzenderan bölgelerindeki halkın çoğu Celâlüddevle’ye tâbi oldu. Celâlüddevle Kucur kasabasını başşehir olarak kurdu. Buraya Kazvin’den getirttiği birçok kişiyle Rey ve Şehriyâr’dan meşhur Türk ve Moğol kabilelerini kasabanın muhtelif yerlerine iskân etti. Bir eğlence sırasında muhafızlardan biri tarafından öldürülünce (761/1359-60) yerine kardeşi Fahrüddevle Şah Gazi, onun ölümünden (781/1379) sonra da oğlu Adudüddevle Kubâd geçti. Ancak Adudüddevle’nin hükümdarlığı kısa sürdü ve 1381’deki bir savaşta öldürüldü. Daha sonra Bâdüsbânî tahtına Sa‘düddevle Tûs b. Ziyâr geçti. Timur Taberistan’a hâkim olunca (1393) Bâdüsbânîler’den Keyûmers b. Bîsütûn’u Nur Kalesi’ni idareyle görevlendirdi. Ancak bir müddet sonra Timurlular’la anlaşmazlığa düştüyse de neticede Şâhruh’a elçiler göndererek itaat arzetti ve elli yıl saltanattan sonra 857’de (1453) öldü. Onun ölümünden sonra oğulları Melik Muzaffer, Melik Kâûs ve Melik İskender arasındaki mücadele Karakoyunlu Hükümdarı Cihan Şah’ın müdahalesiyle sona erdi ve ülke toprakları eşit olarak bölündü. Melik Kâûs’un 871’de (1467) ölümü üzerine yerine büyük oğlu Melik Cihangir geçti. Hânedanın mensupları arasındaki mücadele bu devrede de devam etti. İskender 881’de (1476) öldü. Bâdüsbânîler bundan sonra da Kucur ve Nur’da iki emirliğe bölünmüş olarak varlıklarını devam ettirdiler. Safevî Hükümdarı Şah I. Abbas devrinde her iki kolun hâkimiyetine son verildi (1598).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, V (trc. Yunus Apaydın), İstanbul 1986, s. 34, 412-413; VII (trc. Ahmed Ağırakça), İstanbul 1986, s. 115, 223-224; VIII (trc. Ahmed Ağırakça), İstanbul 1987, s. 69, 71, 158-159; Zahîrüddîn-i Mar‘aşî, Târîh-i Taberistân (nşr. B. Dorn), St. Petersburg 1850, s. 19-22, 42-154; a.mlf., Târîh-i Gîlân ve Deylemistân (nşr. H. L. Rabino), Reşt 1330 hş., s. 267-278, 286-318; Hândmîr, Habîbü’s-siyer, II, 405-416; Gaffârî, Cihan-ârâ, Tahran 1343 hş., s. 182-187; Müneccimbaşı, Sahâifü’l-ahbâr, II, 394-400; Düvel-i İslâmiyye, s. 196-197; İbrahim Kafesoğlu, Harezmşahlar Devleti Tarihi, Ankara 1956, s. 30, 166-167; W. Madelung, “The Minor Dynasties of Northern Iran”, CHIr., IV, 206 vd., 218-219; a.mlf., “Baduspanids”, EIr., III, 385-391; C. E. Bosworth, “The Iranian World (A. D. 1000-1217)”, CHIr., V, 29-30; Abdülhüseyin Zerrînkûb, Târîh-i Merdüm-i Îrân, Tahran 1367 hş., s. 381-382; M. Rabino, “Les Dynasties Du Mazandaran”, JA, CCXXVIII (1936), s. 409-437; a.mlf., “L’Histoire Du Mazandaran”, a.e., CCXXXIV (1943-45), s. 218-222; V. Minorsky, “Rûyân”, İA, IX, 791-792; V. F. Büchner, “Serbedârîler”, a.e., X, 509-512; B. Nikitine, “Badusbanids”, EI² (İng.), I, 871-872; a.mlf., “Bâdûsbâniyye”, UDMİ, III, 866-868.

Erdoğan Merçil