BAMAKO

Mali Cumhuriyeti’nin başşehri.

Ülkenin önemli akarsuyu olan Nijer nehrinin batı kıyısında, iki ana kolun birleştiği yer ile Mandingo platosu arasında kurulmuş olan şehir, aynı zamanda Dakar’a bağlanan demiryolu hattının nehre ulaştığı noktada bulunur. Afrika’nın batı sahillerinden içeri ve doğuya doğru devam ederek Sudan’a geçen eski işlek ticaret yolu üzerindeki Bamako 1883 yılında 800 kişilik bir nüfusa sahipti. 1958’de 100.000’e, 1976’da 404.000’e ulaşan şehir nüfusu 1987 sayımına göre 646.163’tür. Bamako ilk gelişmesini 1908’de bölgedeki Fransız kolonisinin başşehri olmasına ve daha sonra da Nijer-Dakar (Senegal) demiryolunun buradan geçmesine borçludur. Bölgeyi Batı Afrika’nın ihracat limanı Dakar’a bağlayan demiryolu (Bamako-Dakar arası 1050 km.), başta Bamako olmak üzere bütün bölgeye bir canlılık getirmiş, ancak kurulduğu yıllarda sahil kesimlerinden içerilere nüfuz etmek isteyen Fransız sömürge kuvvetlerinin işini kolaylaştırmıştır. Mali Cumhuriyeti’nin güneybatısında yer alan şehir, ülkenin idare merkezi ve aynı zamanda bütün Batı Afrika’nın en önemli ticaret merkezlerinden biridir. Nijer nehri genellikle taşımacılığa müsait olup bu ucuz taşımacılık yolu Gine’den Kankan’a kadar uzanır. Avrupalı sömürgeciler bölge ile XIX. yüzyılın sonlarında ilgilenmeye başlamışlar ve 1870 yılındaki savaştan sonra Fransız kuvvetleri şehri işgal etmişlerdir (1883).

Bölgede önemli bir merkez olan ve İslâm kültürünün yayılmasında büyük rol


oynayan Bamako’da özellikle Kādiriyye ve Ticâniyye tarikatları çok yaygındır. Kuzeyden Fas yönünden gelen Murâbıtlar bölgeye İslâm’ı yaymak için çok çaba harcamışlardır. 1024 yılında Murâbıtlar’ın lideri Abdullah b. Yâsîn (ö. 451/1059) Senegal taraflarında İslâm’ı yayma çalışmalarına başlayarak kısa zamanda bölgedeki Tekrûn zencileri arasında başarıya ulaşmıştır. Bu arada Mali reisi Manding İslâmiyet’i kabul etmiş ve İslâmiyet bölgeye girmeye başlamıştır. Bir süre sonra İslâmiyet Bamako merkez olmak üzere çevreye iyice yayılmış ve nihayet XIII. yüzyılda Mali’de bir İslâm devleti kurulmuştur.

1850’lerden itibaren Senegal’den Batı Afrika’nın iç kesimlerine doğru nüfuz etmeye çalışan sömürgeci Fransızlar’a karşı müslümanlar büyük mücadele verdiler. el-Hâc Ömer, Ahmedü ve İmam Samori ilk mücadeleyi yürüten liderlerdir. Ticâniyye tarikatı mensubu Şeyh el-Hâc Ömer’in kurduğu, fakat ondan sonra gelen Ahmedü’nün adıyla anılan Ahmedü Devleti ile İmam Samori’nin kurduğu Samori Devleti bir süre Fransız sömürgecilerinin emellerine engel oldular. Ahmedü Devleti 1890-1893 yıllarında yapılan seferlerle yıkıldı; Ahmedü, kayınpederi olan Sokoto (Nijerya) kralının yanına sığındı ve daha sonra orada öldü (1898). Ahmedü’nün yenilmesi Fransızlar’a Tinbüktü yolunu açtı ve şehir 1894’te işgal edildi. İslâm âleminin tanınmış kültür merkezlerinden olan Tinbüktü’nün hıristiyanların eline geçmesi müslümanlar üzerinde derin bir iz bıraktı ve İstanbul’da dahi büyük yankılar uyandırdı. 1870-1898 yılları arasında bölgede yer alan Samori Devleti’nin kurucusu İmam Samori aynı zamanda Kādiriyye tarikatının temsilcisi idi. Samori Fransızlar’la yaptığı mücadelelerde çok başarılı oldu ve istilâcılara karşı Batı Afrika müslüman halkının savunucusu olarak büyük şöhret kazandı. Fakat ülkesinin denizle irtibatının olmaması ve bundan kaynaklanan silâh ikmali zorlukları dolayısıyla 1896’dan itibaren askerî gücü azaldı. 1898’de esir düştü ve iki yıl sonra sürgüne gönderildiği Gabon’da vefat etti.

Bamako bugün botanik ve zooloji bahçeleri, araştırma merkezleri, muhtelif seviyedeki eğitim kurumları ile ülkenin kültür merkezi olma niteliğine sahiptir. 1960 yılında Nijer nehri üzerine bir köprü yapılmış ve şehrin ulaşımı rahatlamıştır. Şehrin yayılma alanı planlı bir gelişmeye müsait ise de yeni yerleşim planlarının vaktinde yapılmaması ve buna karşılık nüfusun hızla artması, yerleşimde bazı çarpıklıklar ve sağlıksız durumlar ortaya çıkarmıştır.

Bamako’nun ünü, 2 Kasım 1963’te yapılan önemli bir toplantı sebebiyle artmıştır. Ev sahipliğini Mali cumhurbaşkanının yaptığı Bamako Konferansı’na Habeşistan İmparatoru Hâile Selâsiye, Fas Kralı II. Hasan ve Cezayir devlet başkanı Bin Bella katılmış ve görüşmeler sonunda Fas ile Cezayir arasında sınır anlaşmazlığından dolayı devam eden çarpışmalara son verilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

J. D. Fage, A History of West Africa, Cambridge 1969, s. 123, 166, 169, 188; Abdurrahman Çaycı, Büyük Sahrada Türk-Fransız Rekabeti (1858-1911), Erzurum 1970, s. 80-96; M. Mahmûd Savvâf, Ifrîkıyye’l-müslime, Cidde 1975, s. 221-239; P. B. Clarke, West Africa and Islam, London 1982, s. 133 vd.; L. Gray Cowan, “Bamako”, EAm., III, 141; M. Chailley, “Bamako”, EI² (İng.), I, 1008-1009.

Mustafa L. Bilge