BEHCETÜ’l-FETÂVÂ

بهجة الفتاوى

Şeyhülislâm Yenişehirli Abdullah Efendi’nin (ö. 1156/1743) fetvalarını toplayan eser.

Şeyhülislâm Abdullah Efendi’nin verdiği fetvalar kendi hayatında toplanarak bir kitap haline getirilmişse de derlemeyi yapan şahıs eserin tertibine gereken itinayı göstermediğinden meseleler genellikle düzensiz bir şekilde sıralanmış bulunuyor, bu da eserden faydalanmayı güçleştiriyordu. Bu sebeple, bir süre Abdullah Efendi’nin hizmetinde bulunmuş olan Fetva Emini Mehmed Fıkhî el-Aynî eseri yeniden ele alarak klasik fıkıh kitaplarının tertibine göre düzenlemiş ve buna Abdullah Efendi’nin daha sonra vermiş olduğu fetvaları da eklemiştir. Aynî ayrıca kadı ve müftülerin kolaylıkla faydalanmasını sağlamak maksadıyla, fıkıh kitaplarında bu fetvalara mesned teşkil eden hükümleri, kaynağın adını, bab ve faslını da belirtmek suretiyle her fetvanın yanında Arapça metinleriyle kaydetmiş ve bu fetva mecmuasına Behcetü’l-fetâvâ adını vermiştir. Behcetü’l-fetâvâ’nın Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan bazı nüshalarının 1733-1743 tarihleri arasında istinsah edilmiş olması, eserin bu son şeklini Abdullah Efendi henüz hayatta iken almış olduğunu göstermektedir.

Aynî tarafından yazılan bir mukaddimeden sonra akaidle ilgili birkaç fetva ile ardından klasik fıkıh kitaplarının tertibine göre ibadet ve muâmelât konularında sıralanan fetvalardan oluşan eserde sade bir Osmanlı Türkçesi kullanılmış olup fetvalar soru-cevap şeklinde düzenlenmiştir. Eser günlük hayatta karşılaşılan meselelere verilen fetvaları ihtiva ettiğinden devrinin toplum yapısını ve sosyal hayatını aksettirmesi bakımından önemlidir.

Osmanlılar’ın en önemli fetva mecmualarından biri olan eser tek cilt halinde Behcetü’l-fetâvâ maa’n-nukūl adıyla iki defa basılmıştır (İstanbul 1266, 1289). Süleymaniye Kütüphanesi’nde birçok yazma nüshası yanında yalnız Arapça metinlerini ihtiva eden Nuķūlü Behceti’l-fetâvâ bi’l-ǾArabiyye adıyla bir yazma nüsha da mevcuttur (Esad Efendi, nr. 576). İstinsahlar sırasında kâtiplerin Arapça metinlerde ve özellikle kitap, bab ve fasıl isimlerinde hatalar yapmış olmaları sebebiyle düzenlendiği belirtilen bu nüsha 223 varak olup 1752 yılında bitirilmiştir.

Hilmar Krüger, özellikle Behcetü’l-fetâvâ’yı esas alarak XVII-XIX. yüzyıl Osmanlı şeyhülislâmlarının milletlerarası hukuka dair verdikleri fetvalar üzerine bir çalışma yapmıştır (bk. bibl.).

BİBLİYOGRAFYA:

Abdullah Yenişehrî, Behcetü’l-fetâvâ, İstanbul 1266, s. 2; Danişmend, Kronoloji, IV, 534; Özege, Katalog, I, 123; Hilmar Krüger, Fetwa und Siyar, Wiesbaden 1978, s. 79.

Ahmet Özel