BELEVÎ, Hâlid b. Îsâ

خالد بن عيسى البلوي

Ebü’l-Beka Alemüddîn Hâlid b. Îsâ b. Ahmed el-Belevî (ö. 780/1378 [?])

Endülüslü seyyah, kadı ve şair.

Hicaz bölgesinden Mağrib ve Endülüs’e göç eden Arap asıllı Belî kabilesine mensuptur. Babasının kadılık yaptığı Gırnata’ya bağlı küçük bir kasaba olan Kantûriye’de (Cantoria) doğdu. İlk tahsilini babasından ve doğduğu şehrin diğer âlimlerinden yaptı; daha sonra Gırnata’ya giderek öğrenimine devam etti. 736’da (1335) yirmi üç yaşlarında iken Hicaz’a gitti ve hac farîzasını ifa ettikten sonra dönüşte uğradığı Tunus’ta iki yıl kalarak Sultan Ebû Yahyâ b. Ebû Zekeriyyâ el-Hafsî’nin kâtipliğini yaptı. 1341’de Kantûriye’ye döndü ve aynı yıl kadı tayin edildi. Daha sonra bu görevine Berşâne’de (Purchena) devam etti. Bu sırada Tâcü’l-mefrık, adlı eserini gözden geçirip tamamlama imkânı buldu. Ölüm tarihi kesin olarak belli değildir.

Başta İbnü’l-Hatîb olmak üzere çağdaşlarınca övgü ile anılan Belevî’nin en önemli eseri Tâcü’l-mefrık fî tahliyeti ulemâi’l-meşrık, adlı seyahatnâmesidir. Dört yıl dokuz ay on iki gün süren yolculuğunda günü gününe kaydettiği notlardan meydana gelen bu eserinde müellif uğradığı yerler hakkındaki gözlemlerini, tanıştığı âlim ve şairleri anlatmış, onların sosyal ve fikrî hayatlarından bahsetmiş ve eserlerinden alıntılar yapmıştır. İbn Cübeyr’in er-Rihle’sinden nakil yaptığı söylenmekte ise de (Brockelmann, II, 226; Seyyid Abddülazîz Sâlim, s. 230) bu doğru değildir. Zira İbn Cübeyr ile Belevî’nin uğradıkları yerler aynı olsa bile seyahatlerinde takip ettikleri güzergâhlar farklıdır. Eserlerindeki ifade ve muhteva benzerliği ise anlatılan şeylerin aynı olmasından kaynaklanmaktadır. Belevî seyahatnâmesini edebî sanatlar yönünden zengin, secili, şerh ve açıklama cümlelerinin çokça tekrar edildiği bir üslûpla kaleme almıştır. Eserini yazarken gözlemlerine ve görüştüğü âlimlerden aldığı bilgilere dayanmış, gezdiği şehirlerin tarihî eserleri, mescidleri ve medreseleri hakkında ayrıntılı bilgi vermiştir.

Tarihî, edebî, içtimaî ve ilmî açıdan büyük değeri haiz olan Tâcü’l-mefrık, İbn Nübâte’nin divanını, Şehâbeddin İbn Ebü’s-Senâ el-Halebî’nin şiir mecmuasını ve daha pek çok kitabın adını Endülüs ve Mağrib’e ilk haber veren eserdir. Tâcü’l-mefrık, ilk yazılışından sonra müellifi tarafından gözden geçirilip yeniden kaleme alınmış (1366), daha sonra da torunu Ali b. Ahmed b. Hâlid tarafından istinsah edilmiştir (1416). Eserin günümüze ulaşan nüshaları bu üç ayrı nüshadan istinsah edildiğinden aralarında bazı farklılıklar mevcuttur. Seyahatnâmenin Ali b. Ahmed tarafından yazılan nüshası Rabat’ta Karaviyyin Camii Kütüphanesi’ndedir. Tâcü’l-mefrıķ’ın ayrıca Rabat Umumi Kütüphanesi’nde dört, Melik Kasrı Kütüphanesi’nde bir, Miknâs Zeydâniyye Kütüphanesi’nde bir adet olmak üzere muahhar tarihli altı nüshası daha bilinmektedir (bk. Tâcü’l-mefrık, nâşirin mukaddimesi, I, 11-12). Hasan es-Sâih tarafından tahkik edilen eser, mukaddime ve fihrist ilâvesiyle iki cilt halinde yayımlanmıştır (Rabat, ts.).

Belevî Tâcü’l-mefrıķ’ta, şeyhlerinin rivayetlerini topladığı bernâmec*, kaside ve kıtalarından meydana gelen divan, rahmet hadisi diye bilinen, “Allah Teâlâ rahmetini yüz parça yaptı da doksan dokuz parçasını kendi yanında tuttu, bir parçasını yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün mahlûklar birbirlerine şefkat gösterirler. Hatta kısrak -yavrusunu emzirirken- dokunur korkusuyla bir ayağını yukarı kaldırır” (Buhârî, “Edeb”, 19) meâlindeki hadisinin tahrîc*ine ayırdığı bir risâle, Buhârî’nin sülâsiyyât*ını ihtiva eden bir kitap ve çeşitli şairlerin şiirlerinden seçerek bir araya getirdiği bir mecmuasından bahsetmekteyse de bunlar günümüze ulaşmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Buhârî, “Edeb”, 19; Belevî, Tâcü’l-mefrık fî tahliyeti ulemâi’l-meşrıķ (nşr. Hasan b. Muhammed es-Sâih), Rabat, ts. (Dâru İhyâi’l-İslâmî), I-II; a.e., nâşirin mukaddimesi, I, 1-139; İbn Cübeyr, er-Rihle, Beyrut 1400/1980; Lisânüddin, el-Ketîbetü’l-kâmine (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1983, Mukaddime, s. 15; a.mlf., el-İhâta fî ahbâri Gırnâta (nşr. Muhammed Abdullah İnân), Kahire 1393-97/1973-77, I, 500-502; İbn Haldûn, el-İber, II, 247; İbnü’l-Kadî, Cezvetü’l-iktibâs, Rabat 1973-74, I, 186-192; Ahmed Bâbâ et-Tinbüktî, Neylü’l-ibtihâc (ed-Dîbâcü’l-müzheb içinde), Kahire 1329-30 → Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye), s. 115; Makkarî, Nefhu’t-tîb, II, 532-533; VII, 112-115; Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, s. 229; Tecrid Tercemesi, XII, 126; Brockelmann, GAL, II, 226; Suppl., II, 379; Îzâhu’l-meknûn, I, 210; Kehhâle, MuǾcemü’l-müellifîn, IV, 97; a.mlf., MuǾcemü musannifi’l-kütübi’l-Arabiyye, Beyrut 1406/1986, I, 176; Seyyid Abdülazîz Sâlim, et-Târîh ve’l-müerrihûne’l-Arab, İskenderiye 1967, s. 229-231; Sarton, Introduction, III/1, s. 807; Ömer Ferrûh, Târîhu’l-edeb, V, 19-21; VI, 81, 563; Ziriklî, el-Alâm (Fethullah), II, 297; Hasan b. Muhammed es-Sâih, “Ebü’l-Beka el-Belevî”, el-Bahsü’l-ilmî, sy. 1, Rabat 1964, s. 191-195.

Mehmet Aykaç