BELÎ (Benî Beli)

بنو بلي

Kahtânîler’e mensup büyük bir Arap kabilesi.

Kahtânîler’den Kudâa’nın bir kolu olan kabile adını Belî b. Amr b. Hâfî b. Kudâa’dan almıştır. Belî’nin iki oğlu Ferân ve Henî’nin nesli zamanla çoğalarak büyük bir kabile oluşturmuştur.

Belî kabilesi önceleri Kızıldeniz’in doğu sahillerinde, Cüheyne ile Cüzâm kabilelerine ait araziler arasında Teymâ civarında yaşıyordu. Daha sonra Kızıldeniz’in batısına geçip Mısır topraklarında Ihmîm bölgesinin dağlık kesimlerine yerleştiler ve Mısır içlerine kadar yayıldılar. Bir kısmı ise Endülüs’e kadar gitti. Belî kabilesinden bazı aileler de İslâm’dan önce Yesrib’e gelip yerleşmişlerdi. Kabileden İslâmiyet’i ilk kabul edenler bunlar olup aralarında Kâ‘b b. Ucre el-Belevî, Ebü’l-Heysem b. Teyyihân, Ma‘n b. Adî ve Âsım b. Adî gibi meşhur şahsiyetler vardır.

Hicretin 8. yılında (629) Hz. Peygamber Amr b. Âs kumandasındaki 300 kişilik bir kuvveti Belî kabilesi üzerine gönderdi. Zâtüsselâsil Seriyyesi diye adlandırılan bu harekât sırasında düşmanca tavır takınan Belî kabilesi ve Kudâa’nın diğer kolları küçük bir çarpışmadan sonra dağıldılar. Ancak aynı yıl Lahm, Cüzâm, Belkayn ve Behrâ kabilelerinden kalabalık bir grupla Mûte Savaşı’nda Bizans safında yer alarak müslümanlara karşı savaştılar. 9 (630) yılında Rüveyfi‘ b. Sâbit başkanlığındaki Belî heyeti Medine’ye gelerek Hz. Peygamber’le görüştü ve müslüman oldu. Fakat bu durum fazla devam etmedi; Hz. Peygamber’in vefatından sonra meydana gelen irtidad olayları sırasında Hz. Ebû Bekir, Amr b. Âs kumandasında gönderdiği orduyla kabileden isyan ve irtidad edenleri cezalandırmak zorunda kaldı. Kabile mensupları Yermük Savaşı ve diğer savaşlarda da İslâm ordularına karşı Bizans İmparatorluğu safında çarpışmışlar, fakat mağlûp olarak dağılmışlardır. Hz. Ömer’in izniyle Mısır’a göç eden kabile mensupları zamanla müslüman olmuşlardır.


Belî’ye mensup bazı kolların Hicaz ve Mısır’da bugün de mevcudiyetlerini devam ettirdikleri bilinmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hişâm, es-Sîre, II, 687; IV, 375, 623; İbn Sa‘d, et-Tabakat, I, 330; II, 131, 164; Belâzürî, Ensâb, I, 530; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), III, 32, 37, 305, 570, 600; İbn Düreyd, el-İştikak, s. 550-551; İbn Hazm, Cemhere, II, 440, 442, 486; Sem‘ânî, el-Ensâb, II, 300; Kalkaşendî, Nihâyetü’l-ereb, Beyrut 1984, s. 170-171; Diyârbekrî, Târîhu’l-hamîs, II, 75; Kehhâle, MuǾcemü kabâili’l-Arab, Beyrut 1402/1982, I, 104-107; Ziriklî, el-Alâm (Fethullah), II, 74; J. Schleifer, “Belî”, İA, II, 487-488.

Ahmet Önkal