BELON, Pierre

(ö. 1564)

Türk toplum hayatıyla ilgili bir seyahatnâme kaleme alan Fransız tabiat bilimcisi.

1517’de bugünkü Sarthe ilinin Le Mans şehri yakınında dünyaya geldi. Prusya’da Wittenberg Üniversitesi’nde botanik öğrenimi gördü. 1540’ta buradan mezun olduktan sonra Fransa Kralı I. François’nın en güvendiği devlet adamı olan Kardinal François de Tournon’nun himayesinde yetişti ve onun maddî yardımıyla


hayvanları, bitkileri ve toprakları incelemek üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde dolaştı. Bu arada araştırmalarını Doğu’ya da kaydırarak 1546 yılı sonunda Osmanlı Devleti’ne elçi olarak gönderilen Gabriel d’Aramon’un elçilik heyetine katıldı. 1547 Martında Adriyatik kıyısında Ragusa’dan hareket eden Belon Korfu, Zante ve Girit üzerinden nisan sonunda veya mayıs başlarında İstanbul’a ulaştı. Burada üç ay incelemeler yaptıktan sonra De Fumel’in heyetiyle birlikte Mısır’a gitmek üzere yola çıktı. Gelibolu ile Sakız ve Rodos adalarına uğrayarak Mısır’a varan Belon buradan ekim ayında Filistin’in kutsal yerlerini ziyaret edip yeniden kuzeye yöneldi; İç Anadolu’ya gitti. Kışı buralarda geçirdikten sonra ilkbaharda Bursa üzerinden İstanbul’a döndü. Ayrıca elçi G. d’Aramon’un yanında Kanûnî Sultan Süleyman’ın 1548’de çıktığı İran Seferi’ne katıldı. Seyahatnâmesinin önsözünde 1549 yılı içinde Fransa’ya döndüğünü bildiren Belon bu seyahatlerinde pek çok bitki ve arkeolojik eser topladı. Başka bir gemiyle gönderdiği eşyası Akdeniz’de korsanların eline geçerek kaybolmuşsa da elde ettiği bilgileri kitaplarında anlattı. Belon Paris yakınındaki Boulogne ormanında 1564 Nisanında kimliği bilinmeyen kişiler tarafından öldürüldü.

Bir tabiat bilimcisi olarak en önemli eserlerini bu sahada veren Belon’un XVI. yüzyıl Türk toplum hayatı bakımından ehemmiyet arzeden Les observations de plusieurs singularitez et choses mémorables, trouvées en Grèce, Asie, Iudée, Egypte, Arabie et autres pays estranges.... adlı seyahatnâmesi ilk defa Paris’te 1553’te basılmıştır. İçinde tahta oyma birçok gravür bulunan bu kitap yazar tarafından gözden geçirilerek 1554, 1555 ve 1588’de Paris’te tekrar yayımlandıktan başka 1555’te Anvers’te yine Fransızca bir baskısı yapılmış ve 1589’da Antverpen’de Latince tercümesi neşredilmiştir. Bu durum Belon’un eserinin ne derecede büyük bir ilgi gördüğüne işaret eder. Seyahatnâme her ne kadar modern ilim metoduna uymamakta ve bazı görüşleri bakımından çok basit kalmakta ise de gezilen yerler ve buralardaki örf ve âdetler hakkında yine de değerli bilgiler vermektedir. Belon İstanbul’da bir dereceye kadar eski eserlerle de ilgilenmiş ve bilhassa Ayasofya’nın Roma’daki Pantheon’dan çok üstün olduğunu belirtmiştir. Bu arada Atmeydanı’nı, Çemberlitaş’ı ve Edirnekapı civarındaki Tekfur Sarayı’nı da görmüştür. Bilgili bir Türk’ten her çeşit malın, baharat ve benzerlerinin adlarını öğrenerek bunların Fransız imlâsı ile okunuşlarını yazan Belon’un Türkiye’de çıkan mahsullere ilgisi, bunların Fransız tüccarlarına tanıtılması düşüncesine dayanır. Belon’a göre İslâm ülkesinde seyahat, gerekli belgeleri, tercümanı ve Doğu’ya mahsus kıyafeti olan bir hıristiyan için zor değildir. Hıristiyanların müslüman olmaya zorlandıkları iddiasını ise gülünç bulur. İdareciler parayı severler, fakat Türk tüccarı çok namusludur. Belon iki yol arkadaşı ile birlikte üç gün boyunca misafir edildiği bir kervansarayda ırk ve din ayırımı yapılmaksızın herkese nasıl parasız yiyecek dağıtıldığını anlatır.

Belon Türkler’in yaşayışları, kıyafetleri, ibadetleri vb. hakkında da bilgi verir. İslâmiyet ve cennete dair sözleri ise hurafelerden ibarettir. Türkler’in çocuklarına okuma yazma öğretmeye önem verdiklerine işaret eder. En küçük köyde bile “porche” dediği sıbyan mekteplerine rastladığını söyler. Oğlanlar gibi kızlar da okula giderler. Yalnız bunların öğretmenleri kadındır. Türkler’in başka dinlerden olanlara karşı büyük müsamaha gösterdiklerini söyleyen Belon, Türkler’de Batı’daki gibi bir asiller sınıfı olmadığını da belirtir.

XVI. yüzyıl İslâm ve Türk hayatını tanımak bakımından çok değerli bir belge niteliğinde olan Belon’un kitabının içindeki bu bilgiler balıkların, bitkilerin, hayvanların tarifleriyle karmakarışık olarak verilir. Romanyalı tarihçi Iorga’nın da dediği gibi Belon’un bu eseri lüzumsuz bilgilerden ve özellikle hurafelerden ayıklanarak metotlu bir sıralama ile yeniden basıldığı takdirde son derecede dikkat çekici bir metnin ortaya çıkacağı muhakkaktır.

BİBLİYOGRAFYA:

J. Chesneau, Le Voyage de M. d’Aramon, ambassadeur pour le Roy en Levant, Paris 1887, Giriş; L. Deschamps, “Pierre Belon, Naturaliste et explorateus”, Revue de Géographie, XXI, Paris 1887, s. 321-333, 433-440; J. Ebersolt, Constantinople byzantine et les voyageurs du Levant, Paris 1919, s. 84; N. Iorga, Les Voyageurs Français dans l’Orient Européen, Paris 1928, s. 34; C. D. Rouillard, The Turk in French History, Thought and Litterature, Paris, ts. [1940], s. 199-203, ayrıca bk. İndeks; S. H. Weber, Voyages and Travels in Greece, the Near East and Adjacent Regions Made Previous to the Year 1801, Princeton 1953, s. 34-36, nr. 153-161 (Belon’un eserlerinin Atina’da Gennadios Kütüphanesi’nde bulunan nüshaları hakkında); ABr., III, 579.

Semavi Eyice