BERCEVÂN &&&(برجوان)&&& Ebü’l-Fütûh Üstâz Bercevân (ö. 390/1000)

Fâtımî Halifesi Hâkim-Biemrillâh devrinde Mısır’da yönetime hâkim olan nüfuzlu bir devlet adamı.

Aslen köle olup etnik menşei belli değildir. İbn Hallikân onun zenci, Makrîzî ise Slav veya Sicilyalı olduğunu belirtir. İbnü’l-Kalânisî de ondan “ak hadım” olarak bahseder. Halife Azîz-Billâh’ın oğlu Ebû Ali Mansûr’a vasî ve mürebbi tayin edilen Bercevân halifenin ölümü üzerine kız kardeşi Sittülmülk’ün, amcasının oğlu Abdullah’ı hilâfet makamına getirmek istediğini öğrenince onu Kahire’de hapsetti ve on yaşındaki veliaht Ebû Ali Mansûr’u Hâkim-Biemrillâh unvanıyla halife ilân ederek halktan biat aldı (386/996).

Bercevân başlangıçta halifenin sadece vasîsi idi. Devlet yönetimi Berberîler’in lideri İbn Ammâr el-Kutâmî’nin elindeydi. Onun zamanında giderek güçlenen Berberîler’in halkın malına el uzatacak kadar ileri gitmeleri Türkler’i ve Mağrib’de Meşârıka adıyla bilinen Şiîler’i (İbnü’l-Esîr, IX, 231) olduğu kadar Mısır halkını da öfkelendirdi. Bu sebeple Dımaşk Valisi Mengü Tegin’e haber gönderip Mısır’ı ve halifeyi Berberîler’in tahakkümünden kurtarmasını istediler. Türkler’in, Deylemîler’in, Zencîler’in ve Araplar’ın desteğiyle Mısır üzerine yürüyen Mengü Tegin Askalân yakınlarında meydana gelen savaşta İbn Ammâr’ın Süleyman b. Ca‘fer b. Fellâh kumandasında gönderdiği Berberî ordusuna mağlûp oldu. Ancak Bercevân kısa bir süre içinde toparlanıp gözden düşmüş bir Berberî kumandanı olan eski Trablus valisi Ceyş b. Samsâme’nin de desteğiyle İbn Ammâr’a karşı yeniden harekete geçti. Onun Mısır dışında olduğu bir sırada Hadım Şükr ve Ceyş b. Samsâme ile birlikte yönetimi ele geçirmeye karar verdi. Bunu haber alan İbn Ammâr da karşı harekâta geçti. Ancak casusları vasıtasıyla bu gelişmeleri öğrenen Bercevân silâh depolarına girip Meşârıka’ya silâh ve para dağıttı. Yapılan savaşta İbn Ammâr’ı mağlûp etti ve başvezirliğe (vâsıta) tayin edildi (997). Devlet idaresini fiilen ele geçirip Berberîler’e karşı harekete geçti. Dımaşk’taki Berberî valisini azledip çok sayıda Kutâmeli askeri öldürdü ve Suriye’deki karışıklıklara son verdi. Filistin ve Sur’daki Arap âsileri bastırdı. Bizans’ın karadan ve denizden sürdürdüğü saldırıları durdurdu ve Bizans İmparatoru II. Basileios’a değerli hediyeler gönderip barış talebinde bulundu. Diplomatik müzakerelerden sonra Bizans İmparatorluğu’yla Fâtımî Halifeliği arasında on yıllık bir anlaşma imzalandı. Batıda ise Berka ve Trablus zaptedildi.

Bu başarılardan sonra zafer sarhoşluğu içinde Halife Hâkim-Biemrillâh’a karşı çok zorbaca davranmaya başlayan Bercevân onun atla gezintiye çıkmasına ve hediye vermesine bile müdahale ederek kendisine “kertenkele” diye hitap etmeye başladı. Bu küstah davranışı halifenin çok ağırına gitti ve ona karşı intikam duygularıyla dolmasına sebep oldu. Halifenin intikam hisleri Ebü’l-Fazl Reydân adlı memlük*ü tarafından da kamçılanıyordu. Birlikte Bercevân’a karşı komplo hazırladılar. Ava çıktıkları bir gün Bercevân’ın arkasından gelen Reydân bıçak darbeleriyle onu yere serdi. Bercevân’ın feryadını duyan halife ona, “Kertenkele büyüyüp ejderha oldu” diye haber gönderdi ve derhal öldürülmesini emretti (5 Nisan 1000). Bercevân’ın öldürülmesi Türkler’in ve halkın öfkesine sebep oldu. Halife sarayın kapısına çıkıp onun kendisine komplo hazırladığını ve ölümü hakettiğini söyleyerek halkı teskin etti.

Bercevân zevkine düşkün bir vezirdi. Evi şair ve mûsikişinasların buluşma yeri olmuştu. Öldürüldüğü zaman geride bıraktığı eşyaları görenler hayretler içinde kaldılar. Yerine Ebü’l-Alâ Fehd b. İbrâhim vezir tayin edilmekle beraber bütün yetkiler Hüseyin b. Cevher’in eline geçti.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kalânisî, Târîhu Dımaşķ (nşr. Süheyl Zekkâr), Dımaşk 1403/1983, s. 74, 75, 76, 80, 81, 83, 90, 91, 92; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 118-122, 231; İbn Hallikân, Vefeyât, I, 270-271; İbn Haldûn, el-Ǿİber, IV, 56-57; Makrîzî, el-Hıtat, II, 285; B. Lewis, Islam, London 1974, I, 47-48; a.mlf., “Bardjavān”, EI² (İng.), I, 1041-1042; Kamal S. Salibi, Syria Under Islam, Beyrut 1977, s. 94-96; H. İbrâhim Hasan, Târîhu’d-devleti’l-Fâtımiyye, Kahire 1981, s. 164, 165, 204, 205, 272, 273, 514, 555, 623, 624, 625; a.mlf., Târîhu’l-İslâm, Kahire 1984, III, 170; O’Leary, A Short History of the Fatimid Khalifate, Delhi 1987, s. 124, 126, 130-132.

Abdülkerim Özaydın