BEYHAKĪ, Ali b. Zeyd

علي بن زيد البيهقي

Ebü’l-Hasen Zahîrüddîn Alî b. Zeyd b. Muhammed el-Beyhakī (ö. 565/1169)

Âlim, tarihçi ve edip.

Beyhak’ın Sebzevâr kasabasında doğdu (27 Şâban 493/7 Temmuz 1100). Doğum tarihinin MuǾcemü’l-üdebâfda (XIII, 220) kendi eseri Meşâribü’t-tecârib’den naklen 499 (1105-1106) olarak gösterilmesi müstensih hatası olmalıdır. Çünkü bu tarih doğru kabul edildiği takdirde Ömer Hayyâm ile görüştüğünde (507 / 1113-14) yedi sekiz yaşlarında olması gerekir. Ancak bu yaştaki bir çocuğun Ömer Hayyâm’ın meşhur şairlerin divanlarından seçilmiş beyitlerle ilgili sorularını cevaplandırması mümkün değildir. Ayrıca müellif Selçuklu vezirlerinden Fahrülmülk’ün öldürüldüğü olayı (500 / 1106-1107) gayet iyi hatırladığını söyler ki bir iki yaşlarındaki bir çocuğun böyle bir olayı hatırlaması imkânsızdır.

Beyhakī, Fundukīler diye tanınan eski bir kadı ailesinden geldiği için İbn Funduk adıyla meşhur olmuştur. Nesebi, ashâb-ı kirâmdan “Züşşehâdeteyn” diye bilinen Huzeyme b. Sâbit’e ulaşır. Dedelerinden İmam el-Hâkim Ebû Süleyman Funduk, Gazneli Mahmud tarafından Nîşâbur kadısı tayin edilmiş, onun oğlu Ebû Ali el-Hüseyin Nîşâbur kadı nâibi olmuş, torunu Şeyhülislâm Muhammed Emîrek de Nîşâbur hatipliği yapmıştır. Beyhakī tahsiline Beyhak’ta başladı; daha sonra ailesiyle birlikte Şeştemed’e gitti ve on dört yaşına kadar orada kaldı. Otuz yıl süren öğrencilik hayatında devrin en meşhur bilginlerinden Kur’an, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm, mantık, felsefe, edebiyat, lugat, astronomi, matematik ve cebir okudu. 1123’te babasını, ertesi yıl da hocası Mecma‘u’l-emsâl müellifi Meydânî’yi kaybedince, dört yıldan beri filoloji ve ilâhiyat tahsil etmekte olduğu Nîşâbur’dan ayrılıp Merv’e gitti (1125). Orada Tâcülkudât Ebû Sa‘d Yahyâ b. Abdülmelik’ten fıkıh, kelâm ve münazara ilmini öğrendi. 1127’de Merv’deki öğrenciliğine son verip Nîşâbur’a döndü. Burada Rey ve Dihistan Valisi Şehâbeddin Muhammed b. Mes‘ûd’un kızıyla evlendi. 1132’de Beyhak kadılığına tayin edildi ise de ilimle meşgul olmayı her şeyin üstünde tuttuğu için bu görevden ayrılarak yaklaşık dört ay sonra Rey’e geri döndü. Burada altı yıl boyunca matematik ve felsefî ilimlerle uğraştı. Matematik ve astroloji sahasında büyük bir ilerleme kaydetti. 1136’da felsefî çalışmalar için gittiği Serahs’ta Kutbüddin Muhammed el-Mervezî’nin gözetiminde 1142’ye kadar çalıştı. 1143’ten 1154’e kadar Nîşâbur’da kaldı. Cuma günleri şehrin Cuma Camii’nde, pazartesi ve çarşamba günleri de diğer iki camide vaaz veriyordu. 1153’te Oğuzlar’ın Horasan’ı istilâ edip Nîşâbur’da ileri gelen simaları öldürdükleri ve halkın mallarını yağmalayıp şehri ateşe verdikleri sırada orada bulunan Beyhakī’nin bu kargaşadan nasıl kurtulduğu bilinmemektedir. 1169’da Beyhak’ta vefat etti. Halkının çoğu aşırı Şiî olan bir çevrede yetişmesine rağmen Sünnî ve Hanefî bir aileden geldiği ve Sünnî hocalardan ders gördüğü için Sünnî itikada sahip olmuştur. Şiir ve edebiyata büyük ilgi duymuş, meşhur şairlerin divanlarını ezberlemiştir.

Eserleri. Beyhakī’nin Arapça ve Farsça olarak kaleme aldığı seksene yakın eserin çoğu dinî ilimlere dairdir. Tarih, edebiyat, biyografi, darbımesel, ensâb*, tıp, felsefe, astroloji vb. dallarda yazdığı eserlerin yanı sıra Arap şiirine dair üç antolojisi ve bir divanı bulunmaktadır (bazı şiirleri için bk. Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâ’, XIII, 229-240). Başlıca eserleri şunlardır: 1. Tetimmetü Sıvâni’l-hikme* (Târîhu hükemâ’i’l-İslâm). IV. (X.) yüzyıl hakîmlerinden Ebû Süleyman Muhammed b. Tâhir es-Sicistânî’nin özellikle Yunan filozoflarının hal tercümelerini ihtiva eden


Sıvânü’l-hikme adlı eserine zeyil olarak yazılmıştır. Eser Huneyn b. İshak’tan başlayarak müellifin zamanına kadar astronomi, felsefe, matematik, fizik sahasında yetişmiş 111 bilginin biyografilerini içine alır. Arapça olan eser, bu XIV. yüzyılda Nâsırüddin b. Umdetülmülk el-Yezdî tarafından Dürretü’l-ahbâr ve lem‘atü’l-envâr adıyla Farsça’ya tercüme edilmiş, bu tercümeyi Arapça metniyle birlikte Muhammed Şefî‘ 1935’te Lahor’da ve Muhammed Kürd Ali 1946’da Târîhu hükemâ’i’l-İslâm adıyla Dımaşk’ta neşretmişlerdir. Ömer Hayyâm hakkında ilk derli toplu bilgi bu eserde verilmiştir. 2. Târîh-i Beyhak*. 1167’de tamamladığı bu Farsça eserinde Beyhak’ın fethi, coğrafî özellikleri, şehirde hüküm süren hânedanlar, Beyhaklı meşhur aileler, bazı vezir, seyyid, edip, şair, filozof, tabip ve âlimlerle Beyhak’ta meydana gelen önemli hadiseler hakkında bilgi vermektedir. Beyhakī’nin günümüze kadar ulaşmayan bazı kaynaklardan da faydalanmış olması esere ayrı bir değer kazandırmaktadır. Kitap ilk defa A. Behmenyâr tarafından Tahran’da (1317 hş./1938), daha sonra da Seyyid Kelîmullah Hüseynî tarafından Haydarâbâd’da (1968) yayımlanmıştır. 3. Meşâribü’t-tecârib fi’t-târîh (Meşâribü’t-tecârib ve gavâribü’l-garâ’ib). Günümüze kadar gelmeyen dört ciltlik bir eser olup Utbî’nin Târîhu’l-Yemînî adlı kitabına zeyil olarak yazılmıştır. 410-560 (1019-1165) yıllarına ait olayları ihtiva eden bu Arapça İran tarihi İbnü’l-Esîr, Alâeddin Atâ Melik Cüveynî, Hamdullah Müstevfî-yi Kazvînî gibi tarihçiler ve Yâkūt el-Hamevî tarafından kaynak olarak kullanılmıştır (İbnü’l-Esîr, XI, 380). 4. Cevâmiu’l-ahkâm (Cevâmi‘u ahkâmi’n-nücûm). Astrolojiye dair olan bu üç ciltlik Farsça eser 252 kitaptan derlenmiş olup on bölümden meydana gelmiştir. Müellif halkın ve hükümdarların yıldızlardan elde edilen bilgilere inandıklarını, ancak bunun şeriata aykırı olduğunu açıkça söylemektedir. Henüz yayımlanmamış olan eserin yazma nüshalarından biri Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (bk. Browne, s. 255). 5. Vişâhu Dümyeti’l-kasr. Ebü’l-Kāsım el-Bâharzî’nin bir şuarâ tezkiresi olan Dümyetü’l-kasr ve ‘usretü ehli’l-‘asr adlı eserine zeyil olarak yazılmıştır. Beyhakī daha sonra bu esere Dürretü’l-Vişâh, adıyla ikinci bir zeyil daha kaleme almıştır (Yâkut, Mu‘cemü’l-üdebâ’, XIII, 226). 6. Gurretü’l-emsâl ve dürretü’l-akvâl (Gurerü’l-emsâl ve dürerü’l-akvâl). Müellif iki cilt olan bu eserde atasözlerini alfabetik olarak sıralamış, her birinin söyleniş sebebini ve mânasını açıklamıştır. Eserlerinin listesini bizzat sayarken yine bu konuda dört ciltlik Mecâmi‘u’l-emsâl ve bedâ’i‘u’l-akvâl adlı bir kitap daha yazdığını söylemekte ve bu arada yetmiş üç kitabının adını vermektedir (Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâ’, XIII, 225-228). 7. Ezâhîrü’r-riyâzi’l-merî‘a ve tefsîru elfâzi’l-muhâvere ve’ş-şerî‘a. Eserin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Şehid Ali Paşa, nr. 2589).

Beyhakī’nin kaynaklarda adı geçen dinî eserlerinden bazıları da şunlardır: Es’iletü’l-Kur’ân ma‘a’l-ecvibe, İ‘câzü’l-Kur’ân, el-İfâde fî kelimeti’ş-şehâde, el-Muhtasar mine’l-ferâ’iz, Usûlü’l-fıkh, Karâ’inü âyâti’l-Kur’ân, el-İfâde fî isbâti’l-haşr ve’l-i‘âde, el-Vekī‘a fî münkiri’ş-şerî‘a.

BİBLİYOGRAFYA:

Yâkut, MuǾcemü’l-üdebâ’, XIII, 219-240; a.mlf., MuǾcemü’l-büldân, I, 175; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, XI, 181, 380; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 387; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâ’, XX, 585-587; Keşfü’z-zunûn, I, 289, 609, 634, 747, 821; II, 1200, 1361, 1438, 1514, 1686, 1895, 2007, 2011, 2050; Browne, A Handlist, s. 255; Brockelmann, GAL, I, 395; Suppl., I, 557-558; Îzâhu’l-meknûn, I, 3, 36, 53, 65, 66, 74, 83, 92, 97, 107, 123, 125, 154, 180, 192, 232, 250, 300, 326, 363, 406, 462, 466, 548, 566, 599; II, 60, 83, 98, 115, 144, 184, 222, 303, 398, 430, 450, 469, 487, 503, 552, 563, 714; Hediyyetü’l-‘ârifîn, I, 699-700; M. Şemseddin [Günaltay], İslâmda Târih ve Müverrihler, İstanbul 1339-42, s. 121; Storey, Persian Literature, I, 353-354, 1105, 1295-1296, 1350; Muhammed Kürd Ali, Künûzü’l-ecdâd, Dımaşk 1404/1984, s. 286-292; Barthold, Türkistan, s. 42; Muhammed Shafî, “The Author of the oldest biographical notice of Umar Khayyâm and the notice in question”, IC, VI (1932), s. 587-600; Q. S. Kalîmullah Husainî, “Life and Works of Zahıru’d-Dīn al-Bayhakī the Author of the Tārikh-i Bayhaq”, a.e., XXVIII/1 (1954), s. 297-318; a.mlf., “Contribution of Zahīru’d-Dīn al-Bayhaqī to Arabic and Persian Literature”, a.e., XXXIV/1 (1960), s. 49-55, sy. II, 83-86; Rudolf Sellheim, “Eine unbekannte Sprichwörtersammlung des Abū’l-Hasan al-Baihaqī”, Isl., XXXIX (1964), s. 226-232; Mirza Muhammed Han Kazvînî, “Târîh-i Beyhak” (trc. Mürsel Öztürk), TTK Belleten, sy. 199 (1987), s. 407-416; M. Fuad Köprülü, “Beyhakî”, İA, II, 584-586; D. M. Dunlop, “al-Bayhakī”, EI² (İng.), I, 1131-1132; a.mlf., “el-Beyhakî”, UDMİ, V, 318-320; H. Halm, “Bayhaqī, Zahır al-Dīn”, EIr., III, 895-896.

Abdülkerim Özaydın