BÖRİ

Ebû Saîd Tâcü’l-Mülûk b. Zahîriddîn Tuğtegin (ö. 526/1132)

Dımaşk atabeglerinden.

2 Ramazan 478’de (22 Aralık 1085) doğdu. Gençliğinden itibaren atabegliğin çeşitli yerlerinde idarî ve askerî görevlerde bulundu. Babası Atabeg Tuğtegin onu ilk defa 494’te (1101) Cebele’nin muhafızlığına tayin etti. Fakat halkın şikâyeti üzerine Cebele’nin eski sahib ve Trablusşam hâkimi Fahrülmülk İbn Ammâr buraya asker yolladı. Böri İbn Ammâr’ın gönderdiği bu kuvvetlere yenilip esir düştü. Trablusşam’a getirilen Böri’ye Fahrülmülk çok iyi davrandığı gibi onu serbest bırakıp Dımaşk’a yolladı. Tuğtegin sefere çıkarken Böri’yi Dımaşk nâibi tayin ederdi. 503’te (1110) Dımaşk Atabegliği’ni temsilen elçi olarak Bağdat’a gitti ve Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar’ın huzuruna çıktı. Atabeg Tuğtegin, itaatsiz davranışları yüzünden Emîr Gümüştegin’in elinden aldığı Ba‘lebek’i oğlu Böri’ye iktâ* etti. Ba‘lebek gibi önemli bir şehrin idarî ve askerî işlerini yürüten Böri bu sırada Haçlılar’a karşı da mücadele etti. Tuğtegin ölümünden çok kısa bir süre önce Böri’yi kendi yerine aday gösterdi ve onun 8 Safer 522’de (12 Şubat 1128) ölümüyle Böri Dımaşk atabegi ilân edildi.

Vezir Tâhir b. Sa‘d el-Mezdekânî’nin Suriye’de kuvvet kazanmaya başlayan Bâtınîler’le iş birliği halinde olması ve Bâtınîler’in Haçlılar’la gizli görüşmelerde bulunmaları Böri’nin harekete geçmesine sebep oldu. Haçlı-Bâtınî anlaşmasına göre Dımaşk içindeki Bâtınîler şehri zaptetmeye gelecek olan Haçlılar’a kapıları açacaklar, bu hizmetlerine karşılık Haçlılar’dan Sur şehrini alacaklardı. Bu anlaşma ile 30 Ramazan 523 (16 Eylül 1129) günü harekete geçilmesi kararlaştırılmıştı. Dımaşk şahnesi Yûsuf b. Fîrûz ve şehrin reisi Müferric b. Hasan’ın desteğini sağlayan Böri, 17 Ramazan (3 Eylül) günü huzura çıkan vezir Tâhir b. Sa‘d el-Mezdekânî’yi emîrlerinin ve ileri gelen saray erkânının gözleri önünde öldürttü. Daha sonra Bâtınîler’e karşı harekete geçildi ve Dımaşk Bâtınîler’den temizlendi. Bu arada Böri, Bâtınîler’le cesaretle mücadele eden reis Müferric b. Hasan’ı vezirliğe tayin etti.

Bâtınîler’le iş birliği yaparak Dımaşk’ı ele geçirmeyi planlayan Haçlılar, Bâtınîler’in ortadan kaldırılmış olmasına rağmen bu isteklerinden vazgeçmediler. Kudüs Kralı Baudouin Haçlı hâkimiyeti altındaki yerlere haber göndererek Dımaşk’a karşı açmış olduğu sefere katılmalarını istedi. Trablus’tan Pons, Antakya’dan Bohemund ve Urfa’dan da I. Joscelin kralın çağrısına uyarak Dımaşk yakınlarındaki bir mevkide ordugâh kurdular (Zilkade 523/Ekim-Kasım 1129). Haçlılar buradan, ihtiyaçları olan erzağı temin için Taberiye Lordu Guillaume de Bures’in kumandasında 1000 kişilik bir birliği Havran’a gönderdiler. Bunu haber alan Böri vakit kaybetmeden bu Haçlı grubu üzerine asker gönderdi ve onları ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu mağlûbiyet üzerine Haçlılar Dımaşk’ı kuşatmaktan vazgeçip üslerine döndüler.

Dımaşk üzerindeki Haçlı tehdidini bir süre için de olsa ortadan kaldıran Böri’nin en büyük rakibi, bütün Suriye’yi ele geçirmek isteyen kuzey komşusu Musul Atabegi İmâdüddin Zengî idi. Atabeg Zengî Haçlılar’a karşı açmış olduğu cihad için Böri’den yardım istedi. Böri başlangıçta Zengî’nin yardım isteğini endişe ile karşıladı, fakat daha sonra emîrlerinden Şemsülümerâ el-Havâs kumandasında 500 atlıyı Halep’e yolladı. Ayrıca Hama’ya henüz yerleşmiş ve şehrin idaresiyle görevlendirilmiş olan oğlu Bahâeddin Sevinç’e de haber göndererek askeriyle Halep’e gitmesini istedi. Atabeg Zengî Halep’e gelen Sevinç ile Dımaşk birliğini iyi karşıladıysa da kısa bir süre sonra hem Sevinç’i hem de Dımaşk Atabegliği ordusundaki kumandan ve askerleri tutuklayıp Halep Kalesi’ne hapsetti. Böyle bir hile ile Böri’yi zayıf düşüren Atabeg Zengî vakit kaybetmeden Dımaşk Atabegliği ülkesine girdi ve hiçbir güçlükle karşılaşmadan Hama’yı zaptetti (18 Şevval 524/24 Eylül 1130). Hama’dan sonra Humus üzerine yürüyen Zengî bir süre bu şehri muhasara altında tuttu ise de ele geçirmeye muvaffak olamadan tekrar Halep’e döndü (Zilhicce 524/Kasım 1130).

Atabeg Zengî’nin Halep’e dönüşünden kısa bir süre sonra, almış olduğu bütün tedbirlere rağmen, Böri Alamut’tan gönderilen iki Bâtınî tarafından 5 Cemâziyelevvel 525’te (5 Nisan 1131) boynundan ve böğründen hançerlenerek ağır bir şekilde yaralandı. Türk kıyafetinde asker olarak Böri’nin Horasanlılar’dan kurulu muhafız birliğine giren bu Bâtınî fedaileri orada öldürüldüler.

Bu sırada, Abbâsî Halifesi Müsterşid-Billâh ile anlaşmazlığı uzun bir süredir devam eden Hille’nin Arap Emîri Dübeys b. Sadaka Böri’nin askerleri tarafından yakalandı. Halife Böri’ye haber gönderip onu kendisine teslim etmesini istedi. Ancak Musul Atabegi Zengî Dübeys’in Böri’nin elinde esir olduğunu öğrenince, muhtemelen Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in emriyle, Böri’ye haber gönderip Dübeys’i kendisine teslim ederse karşılığında elinde esir olan oğlu Sevinç ile kumandanlarını serbest bırakacağını ve


ayrıca 50.000 dinar ödeyeceğini vaad etti. Böri daha önce halifeye söz vermiş olmasına rağmen oğlu ve kumandanlarını kurtarabilmek için Zengî’nin teklifini kabul etmek zorunda kaldı (8 Zilhicce 525/ 1 Kasım 1131).

Oğlu Sevinç’i bu şekilde Atabeg Zengî’nin elinden kurtaran Böri, daha önce almış olduğu yaralardan kurtulamayarak 21 Receb 526 (7 Haziran 1132) günü öldü. Yerine oğlu Şemsülmülûk İsmâil geçti. Dımaşk (Şam) Atabegliği ve Tuğteginliler denilen bu sülâleye onun adına nisbetle Böriler de denilmektedir.

Böri Haçlılar’a ve Bâtınîler’e karşı başarılı bir mücadele vermiştir. Onun zamanında Dımaşk’ta medreseler, hamamlar, camiler ve su kanalları inşa edilmiştir. el-Medresetü’l-Muîniyye (1130), el-Medresetü’t-Tarhâniyye (1131), el-Medresetü’l-Hâtûniyye (1132) Böri zamanında yapılan Hanefî medreseleri idi. Onun döneminde Dımaşk’ta iktisadi hayatla birlikte ilim ve fikir hayatı da çok gelişti. Başta İbnü’l-Hayyât olmak üzere Şerefeddin İbnü’l-Kayserânî gibi birçok şair şiirlerinde Böri’yi övmüşlerdir. Böri devrinin kâtiplerinden olan şair Ebü’l-Hasan b. Ebü’l-Hayr ed-Dımaşkī de ölümünde ona bir mersiye yazmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kalânisî, Târîhu Dımaşķ (Amedroz), s. 220-221, 224-227, 230-231, 233-234, 239-241; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, X, 643-647, 656-657, 662-663, 668-669, 679-680; a.mlf., et-Târîhu’l-bâhir fi’d-devleti’l-Atâbekiyye (nşr. Abdülkadir Ahmed Tuleymât), Kahire 1963, s. 37-38, 42-43; İbnü’l-Adîm, Bugyetü’t-taleb, s. 222, 225, 231, 256, 360; a.mlf., Zübdetü’l-haleb, II, 243, 245-246, 249; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIX, 573-575; Safedî, el-Vâfî, X, 322; a.mlf., Ümerâǿü Dımaşk fi’l-İslâm (nşr. Selâhaddin el-Müneccid), Beyrut 1403/1983, s. 38, 158; İbn Kesîr, el-Bidâye, XII, 199, 202, 245, 310, 313; Ali Sevim, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Ankara 1983, s. 253-254, 260; Coşkun Alptekin, Dimaşk Atabegliği, İstanbul 1985, s. 87-98; Runciman, Haçlı Seferleri Tarihi, II, 27, 37, 52, 78, 121, 147 vd., 150, 161; M. Sobernheim, “Böri”, İA, II, 740; R. Le Tourneau, “Būrids”, EI² (İng.), I, 1332.

Coşkun Alptekin