CÂMİ‘

الجامع

Çeşitli konulara dair hadisleri ihtiva eden kitap türü.

Câmi‘ kelimesi “toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki cem‘ kökünden gelmektedir. Hadis ilminde, dinle ilgili meselelerin tamamını, dolayısıyla hadisin bütün kısımlarını içine alan sekiz ana konuyu bir araya getiren eserlere câmi‘ adı verilmektedir. Bu konular şunlardır: İman ve akaid; ibadet ve muâmelât (ahkâm); ahlâk ve nefis terbiyesi (rikak); yeme, içme ve sefer âdâbı; tefsir, tarih ve siyer; oturup kalkma âdâbı (şemâil); fiten* ve melâhim*; peygamberlerin ve ashabın menâkıbı.

Câmi‘lerin muhtevasını oluşturan sekiz bahis, bu eserler kaleme alınmadan önce müstakil çalışmalara konu olmaktaydı. “İlm-i tevhid” diye anılan akaide dair hadisleri toplayan İbn Huzeyme’nin Kitâbü’t-Tevhîd’i, temizlik (tahâret) bahislerinden vasiyet konularına kadar ahkâmla ilgili her şeyi fıkıh kitapları tertibinde bablara göre sıralayan Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn Mâce’nin es-Sünen’leri, “ilm-i sülûk” diye bilinen zühd ve takvâ ile ilgili hadisleri toplayan Abdullah b. Mübârek ve Ahmed b. Hanbel’in Kitâbü’z-Zühd adlı eserleri, “ilm-i edeb” denen ahlâk hadislerini bir araya getiren Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred’i, tefsirle ilgili rivayetleri ihtiva eden Mücâhid ve İbn Cerîr et-Taberî’nin tefsirleri, varlıkların yaratılışına (bed’ü’l-halk) dair rivayetlerle Hz. Peygamber’in ve ashabının hayatını konu alan İbn İshak ve İbn Hişâm’ın siyerleri, “ilm-i fiten” denilen ve ileride meydana gelecek karışıklıklara dair rivayetleri bir araya getiren Nuaym b. Hammâd’ın Kitâbü’l-Fiten’i, “ilm-i menâkıb” diye anılan ve meselâ Kureyş’in, ensarın, aşere-i mübeşşerenin menkıbelerine dair olan birçok eserle Hz. Peygamber’in özelliklerini dile getiren rivayetleri toplayan Tirmizî’nin eş-Şemâǿil’i bu sekiz ana konunun örneklerini teşkil etmektedir.

Câmi‘ler hicrî II. (VIII.) yüzyıldan itibaren tasnif edilmeye başlanmıştır. Bu türün ilk örneği, Ma‘mer b. Râşid’in (ö. 153/770) el-CâmiǾidir. el-CâmiǾi rivayet eden talebesi Abdürrezzâk es-San‘ânî eseri el-Musannef adlı kitabının sonuna eklemiştir (X, 379-468; XI. cilt). el-CâmiǾin günümüze kadar geldiği bilinen iki nüshasından biri Ankara’da (DTCF Ktp., İsmail Saib Sencer, nr. 164, 79 varak), diğeri İstanbul’da (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 541, 121 varak) bulunmaktadır. Yine II. yüzyılın meşhur âlimlerinden Süfyân es-Sevrî ile Süfyân b. Uyeyne’nin günümüze kadar gelip gelmediği bilinmeyen câmi‘leri ile İbn Vehb’in (ö. 197/813) bazı kısımları günümüze ulaşan el-Câmigi de (Sezgin, I, 466) bu türün ilk örnekleridir. Hicrî III. (IX.) yüzyılda tasnif edilen hadis kitapları içinde sekiz konuyu ihtiva etmeleri sebebiyle câmi‘ adını alan üç eser Buhârî, Müslim ve Tirmizî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’leridir. Bazı âlimler, sekiz ana konudan tefsir ve kıraatle ilgili hadisleri ihtiva etmediği için Sahîh-i Müslim’i câmi‘ olarak kabul etmemişlerdir (Sıddık Hasan Han, s. 67). Kütüb-i Sitte’nin tamamını konularına göre alfabetik olarak sıralaması sebebiyle İbnü’l-Esîr’in el-CâmiǾu’l-usûl’ü de bu türün farklı bir örneği sayılabilir.

Daha sonraki yüzyıllarda kaleme alınan ve çeşitli kitapları veya hadisleri bir araya getiren bazı eserlerin câmi‘ adıyla anılması terim anlamında değildir. İbnü’l-Cevzî’nin, Sahîhayn ile Tirmizî’nin el-CâmiǾini ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ini bir araya getiren CâmiǾu’l-mesânîd ve’l-elkāb adlı eseri; İbn Kesîr’in Kütüb-i Sitte ile Ahmed b. Hanbel, Bezzâr ve Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin müsnedlerinde ve Taberânî’nin el-MuǾcemü’l-kebîr’indeki hadisleri sahâbî olan râvilerin adlarına göre müsned* tertibinde sıraladığı CâmiǾu’l-mesânîd ve’s-süneni’l-hâdî li-akvemi sünen’i; Süyûtî’nin el-CâmiǾu’ś-śaġīr ve el-CâmiǾu’l-kebîr’i sözlük anlamında birer câmi‘dir.

BİBLİYOGRAFYA:

Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Musannef, X, 379-468; XI, 3-471; Sıddık Hasan Han, el-Hıtta fî zikri’s-sıhâhi’s-sitte, Beyrut 1405/1985, s. 67; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe, s. 41-42, 175-176; Mübârekfûrî, Mukaddimetü Tuhfeti’l-ahvezî, Kahire 1386/1967, I, 64-66; Sezgin, GAS, I, 466; Subhî es-Sâlih, Hadîs İlimleri ve Hadîs Istılahları (trc. M. Yaşar Kandemir), Ankara 1973, s. 99; M. Reşâd Halîfe, Medresetü’l-hadîs fî Mısr, Kahire 1403/1983, s. 243-244; Talât Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1985, s. 66-68.

M. Yaşar Kandemir