CÎZÂN

جيزان

Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz kıyısında bir liman şehri.

Şehrin içinde bulunduğu mukātaa (idarî bölge) ile yakınındaki bir vadinin de taşıdığı Cîzân adı, Hz. Peygamber’e atfedilen bir hadiste olduğu gibi (Yahyâ b. Âdem, s. 81) ilk devir coğrafya kitaplarında sadece vadi adı olarak ve Câzân şeklinde geçer; Yâkūt’un bildirdiğine göre bu vadi Yemenliler’in hac yolu üzerindedir. İslâmiyet’in ilk devirlerinde bölgede yaşayan en önemli kabileler Hakem b. Sa‘d el-Aşîre ile Benî Abdülced idi. Cîzân X. yüzyılın sonlarında Asr (Assâr) şehrinin yöneticisi Süleyman b. Taraf el-Hakemî’ye nisbetle Mihlâfü’s-Süleymânî adıyla da anılmıştır.

Bugün Asîr bölgesinin güneyinde kalan ve Tihâme-i Asîr olarak da bilinen Cîzân arazisi Suudi Arabistan ile Yemen arasında sınır teşkil eder. Mukātaanın toprakları batıda 4 kilometrelik sahil şeridi ve doğuda otuz kadar vadi ağzının açıldığı, içinde yer yer bataklıklar bulunan humuslu alçak bölge ile kuzeyde Serevat dağlarının yer aldığı yüksek bölgeden oluşmaktadır. Kıyıya 50 km. mesafede el-Kahr, Hanîb, er-Reys, Benî Mâlik ve Feyfâ dağları yer alır. Yüksek kesimlerde teraslandırma usulü ile sebze, meyve, tahıl ziraatı ve Hicaz bölgesinin kesimlik hayvan ihtiyacını karşılayacak düzeyde de hayvancılık yapılmaktadır. Bölgedeki tarım faaliyeti 1961 yılında inşa edilen ve Suudi Arabistan’ın tek barajı olan Vâdiicâzân Barajı ile ona bağlı


sulama tesisleri sayesinde daha düzenli biçimde yürütülmektedir. Şehrin karşısında çoğu meskûn olmayan ve büyük gemilerin limana girmesine imkân vermeyen bazı adalar bulunmaktadır ki en önemlisi Feresân’dır. 1974’te tamamlanan modern tesisleriyle Suudi Arabistan’daki beş büyük limandan birini oluşturan Cîzân Limanı’nın en hareketli iskelesi Kunfüze’dir. Şehrin güneyinde PETROMİN (Petroleum and Mineral Organization) şirketinin bölgeye ve komşu ülkelere petrol temin eden özel bir iskelesi ve dolum tesisleri bulunur.

Bugün Suudi Arabistan’a ait olmakla birlikte genellikle Yemen’de kurulan devletlerin hâkimiyeti altında kalan Cîzân ilk defa Ziyâdî Veziri Hüseyin b. Selâme (ö. 402 / 1011-12) tarafından zaptedildi ve Ziyâdîler zamanında bölgenin bazı kısımları kontrol altında tutuldu. Eyyûbîler döneminde (1174-1229) burada Ganimîler’in oturduğu ve bunlara Şutût denildiği bilinmektedir. XV. yüzyılın başlarında bölgede Gānimîler’in bir kolu olan Kutbîler görüldüler. 1477’de Mekke Şerifi Muhammed b. Berekât buraya saldırdı ve yağma etti. II. Berekât’ın kardeşi ve rakibi olan Ahmed Cîzânî (ö. 909 / 1503-1504) bir ara Cîzân’da oturmuş ve bu toprakların hâkimi olan Ganimîler’e mensup akrabalarından destek görmüştür; bu sebeple kendisi ve soyundan gelen bazı kimseler Cîzânî nisbesiyle tanınmışlardır. XV. yüzyılda ünlü Arap denizcisi İbn Mâcid Kızıldeniz’in bu bölgesi hakkında bir otorite olarak kabul edilen ünlü Cîzânlı kaptan Osman el-Câzânî’den nakillerde bulunmakta ve adaların arasından kayalara çarpmadan limana girebilmeleri için denizcilere bazı bilgiler vermektedir. 1503’te Cîzân’ı ziyaret eden İtalyan seyyah Varthema ise limanda çeşitli ülkelere ait kırk beş gemi gördüğünü yazmaktadır.

Cîzân XVI. yüzyılın ilk yarısında, Halî b. Ya‘kūb bölgesinin emîri Kays b. Muhammed b. Hırâmî tarafından üç defa saldırıya uğradı. Yemen’in fethiyle birlikte Osmanlı idaresine girdi (1538) ve buraya bir Osmanlı yönetici (mihlâf müdürü) tayin edildi. Bu tarihten sonra zaman zaman yerli imamların kontrolüne geçen Cîzân, 1548’de Yemen Beylerbeyi Ferhad Paşa ve bundan yirmi yıl kadar sonra da Koca Sinan Paşa tarafından yeniden fethedildi ve Yemen’deki Osmanlı yöneticilerinin Hicaz’a gidiş gelişlerinde uğradıkları önemli bir liman şehri haline geldi. Yemen eyaletinin idarî taksimatında sancak merkezi olan Cîzân’ın liman gelirleri, eyalet bütçesi içinde küçümsenmeyecek bir paya sahipti.

XVII. yüzyılda Osmanlı toprağı olmakla birlikte büyük ölçüde Zeydî imamların nüfuzu altında kalan Cîzân, XVIII. yüzyılın ortalarında savaşçı bir kabile olan Yâm b. Necrân’ın kontrolüne geçtiyse de bir süre sonra 1762-1763’te bölgeyi ziyaret eden Niebuhr Cîzân Limanı’nı da içine alan Ebû Arîş bölgesinin Zeydîler adına Hayrâtîler’den Ahmed b. Muhammed adlı bir emîr tarafından yönetildiğini bildirmektedir.

XIX. yüzyılda Kızıldeniz’in bu kesimi İngilizler’in desteklediği Vehhâbîler’le İtalyanlar’ın desteklediği İdrîsîler ve Osmanlı himayesindeki Zeydîler arasında büyük mücadelelere sahne oldu. 1809’da Vehhâbî denizcileri Cîzân Limanı’na girerek depolardaki kahveleri ele geçirdiler; yaklaşık bir yıl sonra da şehrin tamamı Ricâlü Elma‘ kabilesine mensup Vehhâbîler tarafından alındı. İşgalciler ancak Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrâhim Paşa’nın Vehhâbîler’e karşı yürüttüğü harekâttan sonra dağıldılar. 1835’te Cîzân’ı gezen bazı Avrupalı seyyahlar limandaki ticaretin Mehmed Ali Paşa’nın tekelci uygulamalarının bir sonucu olarak büyük ölçüde gerilediğini söylemektedirler. 1911’de liman yakınlarındaki Hafâir’de Osmanlı kuvvetlerini yenen Seyyid Muhammed b. Ali el-İdrîsî bölgenin merkezini Ebû Arîş’ten Sabya’ya taşıdı. İdrîsîler döneminde güney-doğu ve güneye doğru gelişen şehir daha sonra İmam Yahyâ’nın kontrolüne geçti. 1934’te suudiler’le Yemen arasında imzalanan Tâif Antlaşması’yla Cîzân’ın Suudi Arabistan’ın sınırları içinde kalması kesinleşti.

Cîzân’ın önemli tarihî eserleri arasında Osmanlılar devrinde yapılmış kale ile camiler ve Yemen mimarisinin en güzel örneklerinden olan evler bulunmaktadır. Bugün Düseriyye adıyla bilinen Osmanlı kalesinin yanında bütün bölgenin su ihtiyacını karşılayacak kapasitede bir sarnıç vardı. Şehir kadar eski bir tarihe sahip olan ve Mencemü’l-milh diye bilinen tuzla 1976 yılına kadar işletildi.

BİBLİYOGRAFYA:

Yahyâ b. Âdem, el-Harâc, s. 81; İbn Battûta, Tuhfetü’n-nüzzâr, Kahire 1322, I, 184; Âtıf Paşa, Yemen Târihi, İstanbul 1326, s. 51; Abdullah b. Ali el-Vezîr, Târîhu’l-Yemen 1045-1090 / 635-1680 (nşr. M. Abdürrahîm Câzim), Beyrut 1405/1985, s. 307; Cengiz Orhonlu, Osmanlı İmparatorluğunun Güney Siyaseti: Habeş Eyâleti, İstanbul 1974, s. 25; Emîn er-Reyhânî, Mülûkü’l-ǾArab, Beyrut 1987, s. 334-344; Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi VI: Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Harekâtı (1914-1918) (haz. Şükrü Erkal), Ankara 1978, s. 4, 27; Muhammed b. Ahmed el-Ukaylî, el-MuǾcemü’l-coġrâfî: MukātaǾâtü Câzân, Riyad 1979; a.mlf., Târîhu’l-Mihlâfi’s-Süleymânî, Riyad 1402/1982, I-II, tür.yer.; a.mlf., “Câzân ve’l-vâdî”, Faysal, sy. 28, Riyad 1979, s. 37-49; Hulusi Yavuz, Yemen’de Osmanlı Hakimiyeti 1517-1571, İstanbul 1984, s. 51, 58, 61, 78; Arabian Boundaries, Primary Documents 1835-1957 (ed. R. Schofield – G. Blake), Oxford 1988, II, 92-93; Kamûsü’l-a‘lâm, III, 1710, 1814-1815; VI, 4810; G. Rentz, “Djayzan”, EI² (İng.), II, 516-518.

Mustafa L. Bilge