DAGĀTIR

ضغاطر

Dagātır el-Uskuf er-Rûmî (ö. 7/628)

İslâmiyet’i kabul ettiği için halk tarafından öldürülen Bizans patriği.

Hz. Peygamber komşu hükümdarları İslâm’a davet ettiği sırada Bizans İmparatoru Herakleios’a elçi olarak Dihye b. Halîfe el-Kelbî’yi göndermişti (Muharrem 7/Mayıs 628). Dihye’nin görevi, Hz. Peygamber’in mektubunu o sıralarda Kudüs’te bulunan Herakleios’a vermesi için Busrâ valisine teslim etmekti. Dihye Busrâ’ya varınca vali onu İslâm kuvvetlerinden kaçıp Suriye’ye gelen Adî b. Hâtim ile birlikte imparatora gönderdi. Adî b. Hâtim imparatora elçinin geliş sebebini anlattı. Herakleios Hz. Peygamber’in mektubunu okuduktan sonra Rûmiye’de oturan yakın dostu Dagātır’a bu konuda bir mektup yazdı. Herakleios ayrıca Kudüs’teki idarecilere de peygamber olduğunu söyleyen bu zatın kavminden o civarda oturan biri bulunursa huzuruna getirilmesini emretti. Çok geçmeden Dagātır’ın imparatora gönderdiği cevabî mektubu geldi. İbrânîce bilen ve semavî kitapları okuyan Dagātır Herakleios’a Hz. Muhammed’in gerçek peygamber olduğunu bildiriyordu.

Bu sırada Mekke’den bir ticaret kafilesi Ebû Süfyân’ın başkanlığında Suriye’ye gitmek üzere yola çıkmıştı. Kafile Gazze’ye ulaştığında imparatorun adamları onları alıp Kudüs’te imparatorun huzuruna götürdüler. Herakleios otuz kişilik ticaret kafilesini Îliyâ (Kudüs) Kilisesi’nde kabul etti. Devlet erkânı ve din adamları da imparatorun etrafında sıralanmışlardı. Herakleios, Hz. Muhammed’e


soyca en yakın olan kafile başkanı Ebû Süfyân’a Hz. Peygamber hakkında bazı sorular sordu ve Dihye’nin getirdiği mektubu okuttu. Daha sonra Dihye’ye Hz. Peygamber’in beklenen Allah elçisi olduğunu söyledikten sonra gidip Dagātır’ı bulmasını ve yazdığı mektubu ona vermesini söyledi. Zaten Hz. Peygamber de Dagātır’a ayrıca bir mektup yazıp Dihye’ye vermişti.

Dihye Dagātır’ın yanına varınca kendisini İslâm’a davet etti. Dagātır Hz. Peygamber’in Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğunu, onun sıfatlarını tanıdıklarını, ismini de kitaplarında yazılı bulduklarını söyledikten sonra Dihye’ye, “Sahibine git, benden selâm söyle ve Allah’tan başka ilâh bulunmadığına, Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna inandığımı, Îsâ’nın da Allah’ın kulu ve temiz, iffetli, dünyadan el etek çekmiş Meryem’e ilka ettiği ruhu ve kelimesidir diye şahadet ettiğimi haber ver” dedi. Daha sonra Dagātır odasına girip üzerindeki siyah elbiseyi çıkardı ve beyaz merasim elbisesini giydi. Asâsını eline alarak kilisede toplanmış bulunan Rumlar’ın yanına gitti ve onlara şöyle söyledi: “Ey Rum cemaati! Bize Ahmed adlı peygamberden bir mektup geldi. Mektubunda bizi yüce Allah’a inanmaya davet ediyor. Ben şahadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur. Ahmed de Allah’ın kulu ve resulüdür”. Dagātır sözlerini bitirince Rumlar hep birden üzerine atıldılar ve onu döverek öldürdüler (ayrıca bk. HERAKLEİOS).

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, I, 262-263; Buhârî, “Bedǿü’l-vaĥy”, I, 6-7; Vâkıdî, el-Meġazî, II, 555-556; Abdürrezzâk es-San‘ânî, el-Muśannef, Beyrut 1390/1970, V, 343-347; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, I, 258-259, 276; Ebû Ubeyd, el-Emvâl, Kahire 1353, s. 34; Belâzürî, Ensâb, I, 351; Ya‘kubî, Târîħ, II, 77-78; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), II, 645-651; Ebû Nuaym el-Cürcânî, Delâǿilü’n-nübüvve, Haydarâbâd 1369/1949, s. 291-292; Süheylî, er-Ravżü’l-ünüf, VII, 363-364, 516-517, 523-524; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 211-212; a.mlf., Üsdü’l-ġābe, III, 55-56; İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü’l-meǾâd, II, 135; İbn Hacer, el-İśâbe, II, 216; Süyûtî, el-Ħaśâǿiśü’l-kübrâ (nşr. M. Halîl Herrâs), Kahire 1386-87/1967, II, 117-132; Diyârbekrî, Târîħu’l-ħamîs, II, 31-34; Halebî, İnsânü’l-Ǿuyûn, III, 283-291; L. Caetani, İslâm Tarihi (trc. Hüseyin Cahid), İstanbul 1924-27, IV, 427-436; Hamîdullah, İslâm Peygamberi (İstanbul 1969), I, 218-231; a.mlf., el-Veŝâǿiķu’s-siyâsiyye, Beyrut 1403/1983, s. 107-115; G. Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1981, s. 88-96; İbn Hudeyde, el-Miśbâĥu’l-muđî (nşr. M. Azîmüddin), Beyrut 1405/1985, II, 67-97; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), VII, 37-60.

Ali Öngül