DAĞFEL b. HANZALE

دغفل بن خنظلة

Dağfel b. Hanzale b. Zeyd es-Sedûsî eş-Şeybânî ez-Zühlî (ö. 65/685)

Nesep âlimi.

Asıl adının Hacer, lakabının Dağfel olduğu da söylenmektedir. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Mevcut bilgilerin de daha çok onun sahâbî olup olmadığı hususunda yoğunlaştığı görülmektedir. Buhârî, Ahmed b. Hanbel, Tirmizî gibi muhaddisler Dağfel’in sahâbî olmadığını ve Hz. Peygamber’den hadis rivayet etmediğini belirtmekte, Berdîcî ile İbn Hibbân ise onun sahâbî olduğunda şüphe etmemektedirler. Halîfe b. Hayyât, Dağfel’i Basralı tâbiîn arasında zikreder. Ancak hayatı hakkındaki bilgilerin sahâbe tabakatına dair eserlerde yer almasından, müelliflerin onun sahâbî olduğunu kabul ettikleri anlaşılmaktadır.

Dağfel’in ensâb* konusunda ileri derecede bilgiye sahip olduğu söylenebilir. İbn Sîrîn onun âlim olduğunu, ancak nesep konusundaki bilgisinin daha ağır bastığını söylemekte, aynı hususu İbn Sa‘d da ifade etmektedir. Emevî Halifesi Muâviye b. Ebû Süfyân bu bilgisi dolayısıyla onu oğlu Yezîd’e hoca tayin etmiştir.

Dağfel b. Hanzale, Hâricîler’le yapılan Devlâb (Dûlâb) Savaşı’nda ölmüştür.

Eserleri. 1. es-Sîre Ǿan Daġfel eş-Şeybânî. Geçmiş milletler ve hükümdarların kıssalarını anlatarak başta hükümdarlar olmak üzere devlet adamlarının bunlardan ibret almalarını, böylece ülkelerini hak ve adaletten ayrılmadan idare etmelerini sağlamak için yapılan tavsiye ve nasihatleri ihtiva eden siyâsetnâme (siyerü’l-mülûk) türünde bir eserdir. Dağfel’e aidiyeti tartışmalı olan bu eserin 549 (1154) yılında istinsah edilen birinci cüzünün bir nüshası, baştan iki sayfası eksik ve çok yıpranmış halde Milano Ambrosiana Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (G3, vr. 1b-64ª). 2. Kitâbü’t-Težâfür ve’t-tenâśur. Muâviye’nin huzurunda yapılan yedi sohbeti ihtiva etmektedir. Bu eserden yapılan bir iktibas, içinde on yedi risâlenin yer aldığı et-Tuĥfetü’l-behiyye’nin Kelimât muĥtâre adlı üçüncü risâlesinde yer almaktadır (İstanbul 1302, s. 38). Dağfel’in ayrıca günümüze ulaşmayan et-Teşcîr adında bir eseri daha bulunduğu belirtilmektedir (Sezgin, I, 264).


BİBLİYOGRAFYA:

Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, I, 273, 304, 317; II, 80, 253; Berdîcî, Ŧabaķātü’l-esmâǿi’l-müfrede (nşr. Sekîne eş-Şihâbî), Dımaşk 1987, s. 50; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 101; İbn Abdülber, el-İstî‘âb, I, 477-479; İbn Manzûr, Muħtasaru Târîħi Dımaşķ, VIII, 198-205; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, II, 160-161; a.mlf., el-Kâmil, IV, 195; İbn Hacer, el-İśâbe (Bicâvî), II, 388-389; a.mlf., Tehžîbü’t-Tehźîb, III, 210-211; Brockelmann, GAL Suppl., I, 101; Ziriklî, el-AǾlâm, III, 118-119; Sezgin, GAS, I, 263-264; Ö. Löfgren, “Dağfal und Di‘bil als Gevährsmänner der Südarabischen Sage”, Studi Orientalistici in onore Di Giorgio Levi Della Vida, Roma 1956, II, 94-101.

Mustafa Zeki Terzi