DÂNYÂL

Kitâb-ı Mukaddes’e göre Benî İsrâil peygamberlerinden olan kutsal kitap yazarlarından biri.

Ahd-i Atîk’te adı Dânîêl (Daniel, 1/6-8) olarak geçmektedir. Ahd-i Atîk’te bir başka Dânîêl daha zikredilmektedir ki (Hezekiel, 14/14, 20; 28/3) onun kutsal kitap yazarıyla ilgisi yoktur. Muhtemelen bu ikincisi, Ugarit metinlerinde nakledilen Fenike geleneğinin meşhur salih ve bilge kişisidir (Ancien Testament, s. 1027). Dânyâl İbrânîce’de “Tanrı hükmetti” (NDB, s. 167) veya “Benim hakîmim (savunucum) Tanrı’dır” (DB, II/2, s. 1247) anlamına gelmektedir.

Dânyâl’in hayatı hakkındaki bilgi, Ahd-i Atîk’te kendisine nisbet edilen Daniel kitabında bulunmaktadır. Bu bilgilere göre Dânyâl, milâttan önce VI. yüzyılda Bâbil sarayında yaşamış bir yahudi peygamberidir; İsrâiloğulları’nın Yahuda kabilesinden ve kral zürriyetindendir (Daniel, 1/3-7). Yahuda Kralı Yehoyakim’in (Yoyagîm) saltanatının üçüncü yılında (m.ö. 606), Buhtunnasr’ın (Nebukadnezzar) Kudüs’ü ilk kuşatması sonunda, henüz ergenlik çağında olan Dânyâl (muhtemelen on dört yaşında) arkadaşları ve diğer esirlerle birlikte Babilonya’ya götürülür. Orada harem ağalarının reisi Aşpenaz’a, “kral zürriyetinden ve asilzadelerden, kendilerinde hiçbir kusur olmayan, görünüşleri güzel ve her hikmette anlayışlı ve bilgili ve fenden anlayan gençleri”, ileride saray hizmetinde çalıştırmak için Keldânîler’in yazısını ve dilini öğretmek üzere seçmesi emredilir. Seçilenler arasında, adı Belteşatsar olarak değiştirilen Dânyâl ile arkadaşları da vardır. Dânyâl kralın güzel yemekleriyle ve içtiği şarapla “kendini murdar etmemek için” harem ağaları reisine yalvarır ve ondan sadece sebze ile su verilmesini ister. Sonunda isteği kabul edilir ve böylece yahudi şeriatında yasak olan şeyleri yemek ve içmekten kurtulmuş olurlar. Allah, Dânyâl ve üç arkadaşına her çeşit kitap ve hikmette bilgi ve akıl bağışlar; ayrıca Dânyâl’e bütün rü’yet* ve rüyaları anlama kabiliyeti verir. Bunlar üç yılın sonunda huzura çıkarılırlar ve Buhtunnasr kendileriyle konuşunca bütün ülkedeki sihirbaz ve falcılardan on kat üstün olduklarını görür. Daha sonra sarayda görevlendirilen Dânyâl, Pers Kralı Kuruş’un (Cyrus) saltanatının birinci yılına kadar (m.ö. 538) bu görevinde kalır.

Buhtunnasr, gördüğü kötü bir rüyanın hiçbir yorumcu tarafından aydınlatılamaması üzerine Dânyâl’in de dahil olduğu Bâbil’in bütün hikmet sahibi


adamlarının öldürülmesini emreder. Fakat Dânyâl Allah’a yalvarır, nihayet kendisine kralın gördüğü rüyanın tabiri bildirilir (Daniel, 2/1-46). Bu başarısı üzerine Buhtunnasr Dânyâl’e secde kılarak onun Allah’ının ilâhların Allah’ı ve kralların rabbi olduğunu kabul eder; sonra da Dânyâl’i Bâbil vilâyetine hakîm ve bütün hikmetli adamlara reis yapar (Daniel, 2/46-48).

Daniel kitabında Buhtunnasr’ın Dânyâl’e gösterdiği ilginin, onun oğlu olduğu ileri sürülen (aş.bk.) Kral Belşatsar tarafından da devam ettirildiği bildirilmektedir. Buna dair rivayetlerin birine göre Kral Belşatsar’ın verdiği bir ziyafet sırasında sadece parmakları ve ayası görünen meçhul bir el sarayın duvarı üzerine bir yazı yazar. Hiç kimsenin okuyamadığı bu yazıyı Dânyâl okur ve mânasını açıklar. Bu yazıyı okuyacak olan kimse için kralın daha önceki vaadine uygun olarak Dânyâl’e, itibar sembolü olmak üzere erguvan renginde bir elbise giydirilir, boynuna altın gerdanlık takılır ve ülkede üçüncü hükümdar olacağı ilân edilir (Daniel, Bab 5).

Keldânî Kralı Belşatsar’ın öldürülmesi üzerine onun yerine kral olan Med Darius Dânyâl’i vezir yapar. Dânyâl diğer vezirlerin ve emri altındaki satrapların kıskançlığı sebebiyle aslanlar çukuruna atılır, fakat aslanlar ona zarar vermez (Daniel, 6/3-27). Darius’un hükümdarlığının birinci yılında Bâbil esaretinin yetmiş yıl süreceğine dair Yeremya peygambere verilen bilgiyi (Yeremya, 25/11-12) kitaplardan öğrenen Dânyâl (Daniel, 9/1-2) oruç tutar, dua eder, İsrâiloğulları’nın suçlu olduğunu kabul eder, tövbe eder ve Allah’tan kendilerini tekrar Kudüs’e döndürmesini diler. Bunun üzerine Cebrâil gelerek bu iş için yetmiş haftalık bir sürenin hükmolunduğunu bildirir (Daniel, 9/3-27). Pers Kralı Kuruş’un üçüncü saltanat yılında (m.ö. 536) bu dünyanın güçleriyle göklerin melekûtu arasında vuku bulacak son çatışmanın rü’yetini görür (Daniel, 10-12). Dânyâl, Buhtunnasr’ın saltanatının başından itibaren Medli Darius ve Persli Kuruş’un saltanatları dönemine kadar peygamberlik yaptığına göre oldukça uzun yaşamış olmalıdır. Ancak ne zaman ve nerede vefat ettiği bilinmemektedir.

Ahd-i Atîk’te Dânyâl ile ilgili olarak verilen bilgilerde hatalar mevcuttur. Dânyâl’in Bâbil’e götürülüşü, Yahuda Kralı Yehoyakim’in saltanatının üçüncü yılında (m.ö. 606), Buhtunnasr tarafından Kudüs’ün kuşatılması ve mâbedin hazinelerinin kısmen yağmalanmasıyla tarihlendirilmektedir. Halbuki söz konusu tarihte ne Kudüs kuşatılmış ne de mâbedin hazineleri yağmalanmıştır (Ancien Testament, s. 1679). Diğer taraftan Belşatsar Buhtunnasr’ın oğlu olarak tanıtılmaktadır (Daniel, 5/12). Halbuki Babilonya Krallığı’nda böyle biri yoktur; Mezopotamya geleneği Belşarusur diye birinden bahsetmektedir; ancak o da Buhtunnasr’ın değil son Bâbil kralı Nabonid’in oğludur (Ancien Testament, s. 1694). Kitâb-ı Mukaddes’te Belşatsar’dan sonra krallığa Medli Darius’un geçtiği belirtilir (Daniel, 6/1). Ancak tarihte Medli Darius diye birisi de bilinmemektedir (Ancien Testament, s. 1697).

Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde Dânyâl’in ne ismi ne de kendisiyle ilgili herhangi bir bilgi yer alır. Dânyâl diğer İslâmî kaynaklarda mürsel* olmayan nebî ve bir bilge kişi (hakîm) olarak takdim edilir ve hayatıyla ilgili Kitâb-ı Mukaddes’ten kaynaklanan bazı rivayetler nakledilir. Bu rivayetlere göre Dânyâl peygamberler zürriyetindendir ve Buhtunnasr’ın Kudüs’ü işgalinden sonra Bâbil’e götürdüğü esirler arasındadır. Buhtunnasr’ın gördüğü rüyayı tabir etmesi üzerine Dânyâl ve arkadaşlarına iyi davranılmış, Buhtunnasr işlerinde ona danışmaya başlamış, bunu çekemeyen Mecûsîler, Buhtunnasr’ın ilâhına tapınmıyor, onun sofrasından yemiyor diye onu krala şikâyet etmişler, bunun üzerine Dânyâl yırtıcı hayvanların bulunduğu bir çukura atılmışsa da hiçbir zarar görmemiştir. Melek tarafından aynı çukura atılan Buhtunnasr ise hayvana dönüşmüş, yedi yıl bu vaziyette kalmış, daha sonra eski şekline döndürülerek krallığına devam etmiş ve Dânyâl ile arkadaşlarına tekrar değer vermek zorunda kalmıştır. İslâmî kaynaklara göre de Buhtunnasr’dan sonra onun oğlunun krallığında meçhul bir el tarafından sarayın duvarına yazılan esrarengiz yazıyı okuyup yorumlayan Dânyâl daha sonra Bâbil diyarındaki Sûs şehrinde yaşamış ve orada ölmüştür.

Bazı İslâmî kaynaklarda, Dânyâl’in cesedinin Hz. Ömer zamanında Ebû Mûsâ el-Eş‘arî tarafından fethedilen Sûs şehrinde kralın hazine dairesindeki bir odada bulunduğu ve cenaze namazı kılınarak defnedildiği şeklinde mevsuk olmayan rivayetler nakledilmiştir (bk. Taberî, I, 553-554; Sa‘lebî, s. 258-261).

BİBLİYOGRAFYA:

Ancien Testament, s. 1027, 1679, 1694, 1697; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 49; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), I, 553-554; Sa‘lebî, ǾArâǿisü’l-mecâlis, s. 258-261; İbn Kesîr, Kısasü’l-enbiyâǿ, II, 315-319; E. Philippe, “Daniel Le Prophète”, DB, II/2, s. 1247-1253; NDB, s. 167; B. Carra De Vaux, “Dâniyâl”, İA, III, 479; G. Vajda, “Dāniyāl”, EI² (Fr.), II/1, s. 115; H. L. Ginsberg – H. Z. Hischberg, “Daniel”, EJd., V, 1274-1277.

Ömer Faruk Harman