DERKĀVİYYE

(الدرقاويّة)

Şâzeliyye tarikatının Ebû Hâmid Mevlâ el-Arabî ed-Derkāvî’ye (ö. 1239/1823) nisbet edilen bir kolu.

XVIII. yüzyılın sonlarıyla XIX. yüzyılın başlarında Fas ve Cezayir’de büyük bir yaygınlık kazanan bu tarikatın ilk kurucusu, bir İdrîsî şerif olan Ali b. Abdurrahman el-Cemâl’dir. Gençliğinde Fas Sultanı Mevlâ İsmâil’in vefatından sonra oğlu Sultan Muhammed’in hizmetine giren Ali b. Abdurrahman, yeni sultanın İdrîsî şeriflere kötü muamele etmesi üzerine Tunus’a gitti ve orada Şeyh Ebû Abdullah Cessûs ile tanıştı. Daha sonra Şâzelî şeyhlerinden Ebü’l-Mehâmid Sîdî el-Arabî el-Endelüsî’ye intisap etti. On altı yıl hizmetinde bulunduğu şeyhinin ölümü üzerine onun makamına geçti. Fas’ta bir zâviye yaptırarak burada irşadla meşgul oldu. 100 yılı aşkın bir hayat sürdükten sonra 1194’te (1780) vefat eden Ali b. Abdurrahman’ın en meşhur halifesi, tarikata adını veren Mevlâ el-Arabî ed-Derkāvî’dir. Şeyhi öldüğünde otuz yaşlarında olan Derkāvî tarikatın başına geçince mensupları kısa sürede büyük bir artış gösterdi. Tarikat âdâb ve erkânını tarif ve tesbit ederek müridler arasında birliği sağladı ve bundan sonra tarikat kendi adıyla anılmaya başladı.

Derkāviyye tarikatının intisap âdâbı şöyledir: Şeyh müridin elini tutarak Nahl sûresinin 91. âyetini okur ve sabah akşam 100’er defa, “Eşhedü en lâ ilâhe illallahu vahdehû lâ şerîke leh, lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” sözleriyle zikretmesini söyler. İntisap töreni toplu ve cehrî zikirle sona erer. Müridlere tavsiye edilen hususlar arasında raks eşliğinde ferdî veya toplu olarak zikretmek, açlığa katlanmak, şehevî arzulara oruç tutarak hâkim olmak, makam ve mevki sahibi kişilerden uzak durmak ve takvâ sahibi kişilerle birlikte bulunmak gibi esaslar sayılabilir. Derkāvî dervişleri Hz. Mûsâ’yı taklit ederek asâ kullanır, boyunlarına iri taneli tesbih geçirerek dolaşırlar. Hz. Ebû Bekir ve Ömer’e benzemek için eski elbiseler giydiklerinden kendilerine “ebû derbâle” de denilmiştir.

Tarikata ait ilk tekke bizzat Derkāvî tarafından Bû Berîd bölgesinde kurulmuştur. Tekkelerin yerleri tesbit edilirken devlet merkezine uzak olan bölgelerin seçilmesine özellikle dikkat edilmiştir.

Derkāviyye tarikatı mensupları Fas ve Cezayir’in siyasî tarihiyle ilgili etkin roller oynamışlardır. Şeyh Derkāvî’nin başlangıçta Fas Sultanı Süleyman el-Mevlâ ile arası çok iyi olmasına rağmen tarikat hızla gelişerek Fas sarayında bile yaygınlık kazanınca sultanın tavrı değişmiş ve şeyh tutuklanmıştı. Derkāvîler Osmanlı hâkimiyetine karşı olumsuz tavır almışlar ve Türk beyleriyle mücadeleye girişmişler, aynı tavrı Fransız işgalinden sonra onlara karşı da göstermişlerdir.

Derkāviyye’nin kolları ve kurucuları şunlardır: Bûzîdiyye (kurucusu Muhammed b. Ahmed el-Bûzîdî [ö. 1229/1814]); Bedeviyye (kurucusu Ahmed el-Bedevî [ö. 1310/1892], Bedevî’nin halifesi Ahmed el-Hâşimî tarafından geliştirilmiştir); Gummâriyye (kurucusu Ahmed b. Abdülmü’min); Harrâkiyye (kurucusu Abdullah b. Muhammed el-Harrâk [ö. 1261/1845]); Kettâniyye (kurucusu Muhammed b. Abdülvâhid el-Kettânî); Bû Azzâviyye (kurucusu Muhammed b. Ahmed et-Tayyib el-Bû Azzâvî [ö. 1914]); Mehâciyye (Kaddûriyye, kurucusu Sîdî Bû Azzâ el-Mehâcî); Aleviyye (kurucusu Ahmed el-Alevî [ö. 1934]); Medeniyye (kurucusu Muhammed Hamza el-Medenî [ö. 1846]). Hicaz’da yaygınlık kazanan bu son kol Rahmâniyye (kurucusu Muhammed b. Mes‘ûd b. Abdurrahman [ö. 1295/1878]) ve Yeşrûtiyye (kurucusu Ali Nûreddin el-Yeşrûtî [ö. 1308/1891]) adlı iki şubeye ayrılmıştır.

Louis Rinn XIX. yüzyıl sonlarında Cezayir, Oran ve Konstantin bölgelerinde otuz iki Derkāvî zâviyesi bulunduğunu ve mensuplarının sayısının 15.000’e yakın olduğunu söyler. Cezayir’deki Derkāvîler’in sayısı hakkında aynı rakamı tekrar eden R. Le Tourneau Fas’ta da 1939 yılında 34.000 kadar Derkāviyye mensubu bulunduğunu bildirmektedir.

Derkāviyye tarikatı Aleviyye kolu vasıtasıyla bugün de faaliyetini sürdürmekte olup bu kolun Avrupa’da da birçok mensubu bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Derkāvî, Resâǿil, Fas 1318; a.e.: Letters of Sufi Master (trc. T. Burckhardt), London 1986; L. Rinn, Marabouts et Khouan, Algiers 1884, s. 231-264; Selâvî, Kitâbü’l-İstiķśâ, Kahire 1312, IV, 140; Ca‘fer el-Kettânî, Selvetü’l-enfâs, Fas 1316, I, 176, 267, 358; J. S. Trimingham, The Sufi Orders in Islam, Oxford 1971, s. 111-133; Âmir en-Neccâr, eŧ-Ŧuruķu’ś-śûfiyye fî Mıśr, Kahire 1983, s. 236; T. Burckhardt, “Extracts from the Letters of Shaikh al-ǾArabī ad-Darqāwī”, Studies in Comparative Religion, I (1967), s. 13-21; R. Le Tourneau, “Darķāwa”, EI² (İng.), II, 160; DMİ, IX, 198.

Muhammed el-Celyend