DÎVÂNÜ’l-MEÂNÎ

(ديوان المعاني)

Ebû Hilâl el-Askerî’nin (ö. 400/1009’dan sonra) şiirde konu, mâna ve üslûba dair eseri.

Câhiliye devri şairleriyle muhadramûn* ve bunları takip eden İslâmî devir şairlerinin şiirlerini daha çok mâna, konu ve üslûp meseleleri açısından ele alan bir eserdir. “Kitâbü’l-Meânî”, “Kitâbü Meâni’ş-şi‘r” ve “Kitâbü Ebyâti’l-meânî” gibi adlarla anılan bu tür eserlerin telifine II. (VIII.) yüzyıldan itibaren başlanmıştır. Bunlardan adı bilinen en eski eser, Mufaddal ed-Dabbî’nin (ö. 170/786-87 [?]) Kitâbü MeǾâni’ş-şi”r’idir.

Kaynaklarda Ebû Hilâl’in MeǾâni’l-edeb, el-Fark beyne’l-meǾânî ve AǾlâmü’l-meǾânî fî maǾne’ş-şiǾr adlı üç eserinden söz edilmekle beraber Dîvânü’l-meǾânî’nin adı geçmemektedir. Ancak eserin bir nüshasında müellif, yedinci babına yazdığı girişte (I, 368; II, 2) kitabının adının Dîvânü’l-meânî olup on iki bab ihtiva ettiğini açıklamakta ve her babını müstakil bir kitap gibi telif ettiğini ifade etmektedir. Daha sonra Abdülkadir el-Bağdâdî çeşitli münasebetlerle bu esere temas etmiştir (Hizânetü’l-edeb, I, 23, 229, 231; X, 351).

Ebû Hilâl el-Askerî, iyi bir tenkit ve belâgat kültürüne sahip bulunması sebebiyle benzerlerine göre daha muhtevalı olarak telif ettiği, ayrıca az da olsa mensur edebî malzemeye yer verdiği bu eserini, edebiyat ve şiirle ilgilenen kimselerin karşılaştıkları güçlüklere çözüm getirmek düşüncesiyle yazmıştır. Mukaddimesinde bu hususu ifade ederken meşhur olan ve olmayan edebî mahsullerin her bakımdan en güzellerini topladığını ve bunları kendi arasında bir seçime tâbi tuttuğunu belirtmektedir.

Ebû Hilâl, mukaddimede anlattığına göre, kitabında verdiği bilgilerin hepsini ihtiva eden bir başka eser mevcut olmadığı, sadece bazı kitaplarda dağınık halde bilgiler bulunduğu için Dîvânü’l-meǾânî’de bu bilgileri doyurucu bir şekilde topluca vermiş, okuyucuya cazip gelmesi için konuları manzum ve mensur şekilde işlemiş ve kolayca faydalanılmasını sağlamak amacıyla da kitabı on iki baba ayırmıştır (I, 14).

Dîvânü’l-meǾânî, Câhiliye devriyle ilk İslâmî dönem, Emevî ve Abbâsî dönemi edebiyatlarında nazım ve kısmen de nesir sanatlarını ele almış; ayrıca Müslim b. Velîd, Beşşâr b. Bürd gibi -o zamana göre- muhdes şairlerle daha sonraki Ebü’l-Kāsım İbn Tabâtabâ el-İsfahânî, Ebû Temmâm, Buhtürî, İbnü’l-Mu‘tez, İbnü’r-Rûmî ve ayrıca az da olsa şiirlerini bir divanda toplayamayan diğer şairlerin (mukıllûn) çeşitli edebî ve ilmî eserlerde dağınık halde yer alan şiirlerini incelemiştir. Dolayısıyla bu eserde, müellifin Kitâbü’s-SınâǾateyn’i ile birlikte muhdes şairlerin şiirleri bol miktarda yer almış ve bunlar vezin, konu, şekil bakımından değerlendirilmiştir. Eser ayrıca başkasına ait bir sanat, ifade ve şiiri kendisine mal etme (serikāt), şiirle istişhâd etme ve şairlerin birbirinden etkilenmeleri gibi hususlar yanında Ebû Hilâl’in meşhur şairlere dair görüşlerini de ihtiva etmektedir.

Aruz sahasında da önemli bir kaynak olan Dîvânü’l-meǾânî aruz bahirleri, ilel ve zihafât, Arap şiirinde en çok ve en az kullanılan bahirler ve kafiye şekillerine dair başka kaynaklarda pek bulunmayan, Câhiliye devrine ve İslâmî döneme ait çeşitli örneklerle zenginleştirilmiş değerli bilgiler ihtiva etmektedir. Ayrıca kitap, şairi bilinmeyen bazı şiirlerin kime ait olduğunun tesbiti, bir şaire nisbet edilenlerin doğruluk derecesi, sıkça kullanılan bazı şevâhidin döneminin tayini, az veya çok kullanılan kafiye şekilleri, vezin ve kafiyeden hareket ederek bahirlerin tesbiti gibi hususlarda orijinal bilgiler veren bir kaynak mahiyetinde olduğundan divanların ve diğer metinlerin neşirlerinde mutlaka başvurulması gereken bir eserdir.

Ebû Hilâl, müstehcen şiir vb. edebî malzemenin (el-edebü’l-mekşûf) rivayetinde mahzur görmez. Beğendiği nesir tarzından örnekler vererek sarf ve nahiv konularına da temas eder, bazı fiillerin yapılarına ve farklı kullanımlarına yer verir (I, 192, 250; II, 187). Ayrıca düzgün konuşabilmek için edebî bilgilerin ve alıştırmanın (mümârese) önemine işaret ederek suskunluğun tutukluk vereceği, sesli okumanın faydalı olacağı gibi bazı pedagojik meselelere de temas eder (I, 150).

Çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları bulunan (Brockelmann, II, 252) Dîvânül-meǾânî, Hüsâmeddin el-Kudsî tarafından iki cilt halinde yayımlanmıştır (Kahire 1352/1933). Bu neşirde Muhammed Abduh ve Mahmûd eş-Şinkıtî nüshaları esas alınmış olup eserin British Museum’daki bir nüshasına da müracaat edilmiştir. Ancak kitaptan istifadeyi kolaylaştıracak ayrıntılı indeksler yoktur, sadece konu ve şairler indeksi verilmiştir. Nüsha farkları için ciltlerin sonunda yer alan listeler ise pek kullanışlı değildir. Bundan başka Ahmed Süleyman Ma‘rûf’un da Min Kitâbi Dîvâni’l-meǾânî adıyla yaptığı bir neşri vardır (Dımaşk 1984).

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Hilâl el-Askerî, Dîvânü’l-meǾânî (nşr. Hüsâmeddin el-Kudsî), Kahire 1352/1933, I-II; Abdülkādir el-Bağdâdî, Hizânetü’l-edeb, I, 23, 229, 231; X, 351; Brockelmann, GAL (Ar.), II, 252; Sezgin, GAS (Ar.), II/1, s. 91-96; Ömer Ferruh, Târîhu’l-edeb, II, 591; C. Zeydan, Âdâb, I, 594; Nihad M. Çetin, Eski Arap Şiiri, İstanbul 1973, s. 42, 81, 82, 91; G. J. Kanazi, “The Works of Abū Hilāl al-ǾAskarī”, Arabica, XXII/1, Leiden 1975, s. 64; Hüseyin Varol, “Ebû Hilâl el-Askerî, Dört Eseri, Arap Edebiyatında Darb-ı Meseller ve Önemi”, EAÜİFD, sy. 7 (1986), s. 386-390; Mahmûd Muhammed et-Tanâhî, “Dîvânü’l-meǾânî”, MMLADm., LXVI/1 (1991), s. 3-27; LXVI/3 (1991), s. 430-465; Ahmet Turan Arslan, “Askerî, Ebû Hilâl”, DİA, III, 489.

Zülfikar Tüccar