EBÛ BASÎR

أبو بصير

Ebû Basîr Utbe b. Esîd b. Câriye es-Sekafî (ö. 6/628)

Sahâbî.

Adının Ubeyd olduğu da söylenir. Kureyş kabilesinden ve Benî Zühre’nin müttefiklerindendi. Müslüman olduğu için Kureyşliler tarafından Mekke’de hapsedilmişti. Hudeybiye Antlaşması’ndan sonra Mekke’den kaçıp Medine’ye Hz. Peygamber’in yanına gitti. Bunun üzerine müşrikler, Hudeybiye Antlaşması gereğince Ebû Basîr’in kendilerine iade edilmesi için Medine’ye iki muhafız gönderdiler. Hz. Peygamber Ebû Basîr’i çağırarak kendisini Kureyşliler’e teslim etmek zorunda olduğunu, fakat Allah’ın ona ve onun durumundaki çaresiz müslümanlara yakında bir çıkış yolu göstereceğini söyledi. Ebû Basîr düşmana teslim edilmemesini istediyse de Hz. Peygamber antlaşma esaslarına uymak zorunda kaldı.

Ebû Basîr ile iki muhafız Mekke’ye giderken Zülhuleyfe’de yemek molası verdikleri bir sırada Ebû Basîr onlardan birinin kılıcını ele geçirerek kılıç sahibini öldürdü, öteki Medine’ye kaçıp canını kurtardı. Onun ardından Hz. Peygamber’in yanına giden Ebû Basîr durumu anlattı ve kendisini düşmana teslim etmek suretiyle onun verdiği sözü yerine getirdiğini, ancak kendisinin hem canını hem de dinini düşman elinden kurtardığını söyledi. Hz. Peygamber etrafındakilere, “Ne yaman adam! Eğer aklına uyan birileri çıksa tam bir savaş tahrikçisi!” dedi. Bu sözlerden tekrar Mekkeliler’e teslim edileceği mânasını çıkaran Ebû Basîr Kızıldeniz sahilindeki Sîfülbahr’e kaçtı. Sahîh-i Buhârî’de yer alan bu rivayetten farklı olarak Vâkıdî, Ebû Basîr’in öldürdüğü kişinin üzerinden çıkanların beşte birini almayı Hz. Peygamber’e teklif ettiğini, fakat Peygamber’in Kureyşliler’le yapılan antlaşmaya aykırı gördüğü bu teklifi kabul etmediğini, Ebû Basîr’e istediği yere gidebileceğini söylediğini, onun da Mekke-Şam yolu üzerinde bulunan Îs’e gidip yerleştiğini kaydetmektedir.

Başta Hudeybiye Antlaşması sırasında antlaşma şartları gereğince Kureyşliler’e teslim edilen Ebû Cendel olmak üzere Ebû Basîr’in başından geçenleri haber alan müşriklerin elindeki diğer müslümanlar Ebû Basîr’in yanına kaçtılar. Sayıları yetmişi, bazı rivayetlere göre 300’ü bulunca yaptıkları çete savaşlarıyla Kureyşliler’e ait ticaret kervanlarını soymaya ve kervancıları öldürmeye başladılar. Bunun üzerine Mekkeliler, kendilerinden İslâmiyet’i kabul edenlerin Hudeybiye Antlaşması gereğince iade edilmesi şartından vazgeçtiklerini, Ebû Basîr ve arkadaşlarının Medine’ye kabul edilebileceklerini bildirdiler. Buna karşılık ticaret kervanlarının soyulmasına meydan verilmemesini istediler. Hz. Peygamber Ebû Basîr ve arkadaşlarına Medine’ye gelmelerini emreden bir mektup gönderdi. Ancak mektup oraya ulaştığında Ebû Basîr ölüm döşeğindeydi, az sonra da vefat etti. Ebû Cendel ve arkadaşları Ebû Basîr’i bulundukları yerde defnettiler ve kabrinin yanına bir mescid yaptılar. Daha sonra da Medine’ye döndüler.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, IV, 331; Buhârî, “Şürût”, 15; Vâkıdî, el-Megāzî, II, 626-630; İbn Hişâm, es-Sîre, III, 323-324; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), II, 638-639; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, IV, 20-22; Süheylî, er-Ravzü’l-ünüf, VI, 492-495; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gābe, VI, 35-36; a.mlf., el-Kâmil, II, 205-206; İbn Kesîr, el-Bidâye, IV, 176; İbn Hacer, Fethu’l-bârî (Hatîb), V, 411-414; a.mlf., el-İsâbe (Bicâvî), IV, 433; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), VI, 248-256.

M. Yaşar Kandemir