EBÛ KEBÎR el-HÜZELÎ

أبو كبير الهذلي

Ebû Kebîr Âmir (Uveymir) b. el-Huleys (Cemre) el-Hüzelî

Hüzeyl kabilesi şairlerinden.

Milâdî VI. yüzyılın ikinci yarısı ile VII. yüzyılın başlarında yaşamıştır. İslâmiyet’i kabul ettiği rivayet edilir. Hatta Resûlullah’la görüştüğü ve ondan zinayı kendisine helâl kılmasını istediği, Hz. Peygamber’in, “Aynı şeyin senin ailene yapılmasına razı olur musun?” sorusuna karşılık Ebû Kebîr’in buna razı olamayacağını söylediği, Resûl-i Ekrem’in de ona kendisi için istemediği bir şeyi kardeşi için de istememesini tavsiye ettiği kaydedilir (İbnü’l-Esîr, VI, 262).

Kaynaklarda, Ebû Kebîr’in meşhur şair ve cengâver Teebbeta Şerran’ın dul annesiyle evlendiği, Teebbeta’nın bu evliliğe


karşı çıkması üzerine Ebû Kebîr’in karısının teşvikiyle onu öldürmek istediği, fakat bunu başaramadığı kaydedilmektedir. Ancak bunun tam aksine Teebbeta’nın Ebû Kebîr’in annesiyle evlendiği de rivayet edilmektedir. Bazı araştırmalarda ise her iki rivayetin de doğruluğu şüpheyle karşılanmakta, bu olayların yiğitlik ve kahramanlıkla ilgili bazı şiirlerinin izahı için sonradan tasarlandığı öne sürülmektedir. Teebbeta Şerran’ın Ebû Kebîr’in yakın arkadaşı olduğuna dair rivayet de doğru değildir. Zira kabileleri arasında sürekli bir mücadelenin bulunması yanında Teebbeta’nın hicretten yaklaşık seksen yıl önce (540) ölmüş olması, bu arkadaşlığın zaman bakımından da mümkün olmadığını göstermektedir.

Hüzeyl kabilesinden yüz otuz kadar şair yetiştiği ve bunlardan önemli kırk şairin en güçlülerinden birinin Ebû Kebîr olduğu rivayet edilir. Bazı kaside ve beyitleri Ebû Temmâm’ın el-Hamâse’si, İbn Kuteybe’nin eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâǿsı gibi kaynaklarda yer almış, Sükkerî de onun kasidelerini Şerhu eşǾâri’l-Hüzeliyyîn adlı eserinde bir araya getirerek şerhetmiştir. Bayraktareviç tarafından Fransızca tercümesi ve şerhiyle birlikte neşredilen otuz sekiz beyitlik “Lâmiyye”si (JA, CCIII [1923], s. 59-115) ve divanındaki şiirler, daha sonra yayımlanan Dîvânü’l-Hüzeliyyîn’de (II, 88-115) yer almıştır (ayrıca bk. Abdülvehhâb es-Sâbûnî, s. 59). Bayraktareviç, Ebû Kebîr’e ait olmadığı halde ona izâfe edilen şiirleri de divanıyla beraber önce Journal Asiatique’te (CCXI [1927], s. 5-94), daha sonra da müstakil olarak yayımlamıştır (Paris 1927).

BİBLİYOGRAFYA:

Dîvânü’l-Hüzeliyyîn (nşr. Dârü’l-Kütüb), Kahire 1948, II, 88-115; İbn Kuteybe, eş-ŞiǾr ve’ş-şuǾarâǿ, II, 561-565; İbnü’l-Mu‘tez, Tabakātü’ş-şuǾarâǿ (nşr. Abdüssettâr Ahmed Ferrâc), Kahire 1981, s. 186; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ (nşr. D. S. Margoliouth), Kahire 1930, VI, 97; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gābe, VI, 262; İbn Hacer, el-İsâbe (Bicâvî), VII, 343; Abdülkādir el-Bağdâdî, Hizânetü’l-edeb (Bulak), III, 466-473; Sezgin, GAS, II, 251-252; Abdülvehhâb es-Sâbûnî, ŞuǾarâ ve devâvîn, Beyrut 1978, s. 59-60; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), III, 250; Fehim Bajraktarevic, “La Lāmiyya d’Abū Kabīr al-Hudalī”, JA, CCIII (1923), s. 59-115; a.mlf., “Le Diwān d’Abū Kabīr al-Hudalī”, a.e., CCXI (1927), s. 5-94; a.mlf., “Ebû Kebîr”, İA, IV, 3334; a.mlf., “Abū Kabīr el-Hudhalī”, EI² (Fr.), I, 134-135.

İbrahim Sarmış