EBÜ’t-TUFEYL

أبو الطفيل

Ebü’t-Tufeyl Âmir b. Vâsile b. Abdillâh el-Leysî (ö. 100/718-19)

En son vefat eden sahâbî.

Uhud Gazvesi’nin cereyan ettiği yıl doğdu (3/625). Bazı kaynaklarda adının Amr olduğu zikredilmekteyse de doğrusu Âmir’dir. Benî Kinâne’ye mensup olduğu için Kinânî nisbesiyle de anılır. Hz. Peygamber’den başka dört halifeden, ayrıca Muâz b. Cebel, Huzeyfe b. Yemân, Abdullah b. Mes‘ûd ve İbn Abbas gibi sahâbîlerden rivayette bulunmuştur. Kendisinden de Katâde b. Diâme, Zührî, Amr b. Dînâr gibi tâbiîler hadis rivayet etmişlerdir. Hayatının sekiz yılını Hz. Peygamber devrinde geçirdiğini söylemiş, Resûl-i Ekrem’i vedâ haccında Kâbe’yi tavaf ederken gördüğünü bizzat belirtmiştir (Müslim, “Hac”, 257). Hz. Ali’ye yakınlığı ile bilinen Ebü’t-Tufeyl yaptığı savaşlarda onun yanında yer almış, Hz. Ali’nin vefatından sonra Mekke’ye giderek hayatının sonuna kadar orada kalmıştır. Anlaşıldığına göre Muâviye döneminde bir görevle onun yanına gitmiş, huzurda bulunan bazı kimselerin Hz. Ali ile yaptıkları savaşlarda Ebü’t-Tufeyl’in kendilerine kılıcı ve diliyle çok zarar verdiğini hatırlatmaları üzerine her birine hakettiği cevabı vermiştir. Muâviye kendisine Hz. Ali’ye duyduğu özlemin derecesini sormuş, o da, “Hz. Mûsâ’nın annesi Mûsâ’yı Nil’e bıraktıktan sonra onu nasıl özlediyse ben de o haldeyim, belki ondan da çok hasret çekiyorum” demiştir. Hz. Hüseyin’in kanını yerde bırakmamak için Emevîler’e karşı açılan savaşlarda Muhtâr es-Sekafî ile ön planda yer almıştır. Onun öldürülmesinin (67/687) ardından tarih sahnesinde görülmediği, ancak daha sonra İbnü’l-Eş‘as’la birlikte yine Emevîler’e karşı harekete geçtiği söylenmektedir.

Ömer b. Abdülazîz devrine kadar yaşayan Ebü’t-Tufeyl 100 (718-19) yılında Mekke’de vefat etti; böylece bütün ashap arasında en son vefat eden sahâbî olarak tanındı. Bu tarih 102, 104, 107, 108, 110 olarak da zikredilmiştir.

Ebü’t-Tufeyl’in Kütüb-i Sitte’nin her birinde rivayetleri bulunmakta, on beş rivayeti de Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde yer almaktadır. Hz. Peygamber’in sekiz (veya yirmi beş) kadar hadisini ve söylendiğine göre Hz. Ali’nin çeşitli söz ve haberlerini rivayet etmiştir. Şairlik yanı da bulunan Ebü’t-Tufeyl’in şiirlerinden elli beyit el-Eganî’de (XV, 148-156), İbnü’l-Eş‘as’la beraber öldürülen oğlu Tufeyl için söylediği bir mersiye de muhtelif kitaplarda bulunmaktadır.

Hz. Ali’ye yakınlığı sebebiyle “Şiî” diye de anılan Ebü’t-Tufeyl, Hz. Ali’yi daha çok sevmekle beraber Hz. Ebû Bekir ve Ömer’in faziletini de kabul etmiş, Hz. Osman’ın şehâdetinden duyduğu üzüntüyü dile getirmiş ve Hz. Ali taraftarlığı sebebiyle Hâricîler’in düşmanlığını kazanmıştır.

Şiî muhaddis Abdülazîz b. Yahyâ el-Celûdî (ö. 332/944’ten sonra) Ebü’t-Tufeyl’in hayatına dair Ahbâru Ebi’t-Tufeyl adıyla bir eser yazmış, Tayyib Aşşâş et-Tûnisî de Havliyyâtü’l-CâmiǾati’t-Tûnisiyye’de (sy. 10, Tunus 1973) onun hayatını ve şiirlerini incelemiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 134; Müsned, V, 453-456; Müslim, “Hac”, 257; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, VI, 446-447; Hatîb, Târîhu Bagdâd, I, 198-199; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 341-342; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Egānî, XV, 147-156; İbn Hazm, Cemhere, s. 183; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-gābe, III, 145-146; VI, 179-181; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, III, 467-470; Fâsî, el-Ǿİkdü’s-semîn, V, 87-88; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, V, 82-83; a.mlf., el-İsâbe, IV, 113; Abdülkadir el-Bağdâdî, Hizânetü’l-edeb (Bulak), II, 91-93; IV, 40-44; Ebü’l-Kasım el-Mûsevî el-Hûî, MuǾcemü ricâli’l-hadîs, Beyrut 1403/1983, X, 42; Sezgin, GAS, II, 412; Seyyid Hasan es-Sadr, Teǿsîsü’ş-ŞîǾa, Beyrut 1981, s. 186; Abbas b. Bekkâr ed-Dabbî, Ahbârü’l-vâfidîn mine’r-ricâl min ehli’l-Basra ve’l-Kûfe Ǿalâ MuǾâviye b. Ebî Süfyân (nşr. Sükeyne eş-Şihâbî), Beyrut 1404/1984, s. 25-28.

Ali Osman Koçkuzu