ed-DAV’Ü’l-LÂMİ‘

(الضوء اللامع)

Muhammed b. Abdurrahman es-Sehâvî’nin (ö. 902/1497) hicrî IX. yüzyılın tanınmış kişileri hakkındaki eseri.

Sehâvî’nin en meşhur eseri olup tam adı ed-Davǿü’l-lâmiǾ li-ehli’l-(ebnaǿi aǾyâni ulemâǿi) karni’t-tâsigdir. On iki cüz halinde düzenlenen eserin ilk on cüzünde 10.000’den fazla kişinin biyografisi alfabetik sıra ile verilmektedir. On birinci cüz ise şahısların künye, lakap ve nisbelerine ayrılmıştır. On ikinci cüzde yine alfabetik sıraya göre 800’den fazla meşhur kadının biyografileri bulunmaktadır. Müellif sekizinci cüzde kendi biyografisini de vermiştir (s. 2-32).

Müellif eserinde 801-896 (1398-1491) yılları arasında Mısır, Suriye, Hicaz, Yemen, Anadolu ve Hint ülkelerinde yaşamış olan âlimler, kadılar, edipler, şairler, halifeler, sultanlar, emîrler ve vezirler hakkında bilgi vermiş, ayrıca ahlâk yönünden beğendiği birkaç gayri müslimi de kısaca anlatmıştır. Sehâvî bu eserini hazırlarken faydalandığı kaynakların bir kısmını mukaddimede, bir kısmını da biyografilerin sonunda belirtmiştir. Bunlar arasında en çok istifade ettiği eserler olarak üstadı İbn Hacer el-Askalânî’nin (ö. 852/1449) İnbâǿü’l-gumr, RefǾu’l-isr, ed-Dürerü’l-kâmine, el-MuǾcem, Lisânü’l-Mîzân, Fevâǿidü’r-rihle, Bedreddin el-Aynî’nin (ö. 855/1451) Ǿİkdü’l-cümân, Makrîzî’nin (ö. 845/1442) Sülûk ve el-ǾUkud, İbn Hatîb en-Nâsıriyye’nin (ö. 843/1440) ed-Dürrü’l-müntehab, Takiyyüddin el-Fâsî’nin (ö. 832/1429) Şifâǿü’l-garâm ve el-Ǿİkdü’s-semîn, Necmeddin İbn Fehd’in (ö. 885/1480) İthâfü’l-verâ ve MuǾcem’i zikredilebilir.

Sehâvî biyografileri hazırlarken yazılı kaynaklarla yetinmemiş, ayrıca şahsın kendisinden, akrabalarından veya onu tanıyanlardan bilgi toplamış, verdiği bilgilerin doğru olmasına dikkat etmiştir. Biyografileri kaynaklardan naklederken bazan ilâve ve tashihlerde bulunmuş, ele aldığı kişinin önce etraflıca kimliğini tesbit ettikten sonra hangi şehirde, hangi medreselerde kimlerden ders okuduğunu da kaydetmiştir. Münasebet düştükçe müderrisler arasındaki anlaşmazlıklara, makam ve mansıb kavgalarına, birbirleri hakkındaki takdir ve tenkitlerine de temas eden Sehâvî, çeşitli kimselerden ders okuyan ve icâzet alan âlimlerin okudukları ve ders verdikleri medreseler, ders müfredatı, hocaların ilmî ve ahlâkî durumları hakkında da bilgi vermiştir. Böylece eser sayesinde hicrî IX. yüzyıl İslâm dünyasının belli başlı ilim merkezleri, ilmî kuruluşları, öğretim usulleri ve ilmî seviyeleri hakkında çok zengin mâlumat elde edilmektedir. Bazı biyografiler vesilesiyle çeşitli zamanlarda meydana gelen salgın hastalık, sel, yangın, zelzele gibi âfetlere de temas edilmektedir. Biyografisi verilen âlimin hükümdar, diğer devlet erkânı ve halk nazarındaki yeri, sultana eser takdimi geleneği ve sultan tarafından yapılan bağışlar anlatılırken devrin bir başka yönü, devletin ilmî kuruluşlarla olan münasebetleri de tesbit edilmiş olmaktadır.

Eserde ağırlık noktası daha çok âlimler üzerinde olmakla beraber halife, sultan, emîr ve eşrafın biyografilerine de gerekli önemin verildiği söylenebilir. Bunlar hakkındaki özet bilgiler sıralanırken zaman zaman devlet idaresinde görülen rüşvet ve adam kayırmalara da temas edilir.

Bazı devlet başkanları ve âlimler hakkındaki araştırmaların dikkatli ve tarafsız bir şekilde yapıldığı söylenemez. Meselâ İstanbul’un Türkler tarafından fethi sıradan ve basit bir olay olarak geçiştirildiği gibi Fâtih Sultan Mehmed hakkındaki bilgiler hem çok kısa hem de hatalıdır.

Sehâvî bu eserinde hiçbir ilmî ve siyasî niteliği olmayan kişilere de yer vermektedir. Onun medrese kapıcıları, mezar bekçileri ve berberlerin yalnız isimlerini yazmaktaki maksadını anlamak güçtür. Bunun gibi birkaç aylıkken ölen veya dokuz on yaşlarında kendisinden bazı bilgiler almış olan çocukların böyle bir eserde niçin zikredildiği bilinmemektedir. Biyografilerin bir kısmında yer yer dedikodu cinsinden bilgilere de rastlanmaktadır.

Çeşitli müellifler tarafından tenkit edilmesine rağmen bir bütün olarak ele alındığında eserin ilmî ve ciddi bir çalışma ürünü olduğu söylenebilir. Kitap özellikle Burciyye Memlükleri’nin kültür tarihi açısından önemli bir kaynaktır. ed-Davǿü’l-lâmiǾ, Hüsâmeddin el-Kudsî tarafından on iki cüz halinde yayımlanmış (Kahire 1353-1355), ayrıca Bulak ve Beyrut’ta da basılmıştır (ts.).

Celâleddin es-Süyûtî ed-Davǿü’l-lâmiǾi tenkit için el-Kâvî Ǿalâ Târîhi’s-Sehâvî adlı bir risâle yazmıştır (Ahmed eş-Şerkāvî İkbal, s. 337). İbnü’ş-Şemmâ‘ el-Kabesü’l-hâvî li-gureri’d-DavǾi’l-lâmiǾ, İbn Abdüsselâm el-Menûfî el-Bedrü’t-tâliǾ mine’d-DavǾi’l-lâmiǾ adlı eserlerinde ed-DavǾü’l-lâmiǾden seçmelerde bulundukları gibi Ahmed el-Kastallânî de en-Nûrü’s-sâtıǾ fî muhtasari’d-Davǿi’l-lâmiǾ adıyla eseri ihtisar etmiştir (Brockelmann, GAL, II, 43; Suppl., II, 31-32).


BİBLİYOGRAFYA:

Sehâvî, ed-Davü’l-lâmi, I, 72, 82, 99, 113, 116, 117, 172, 177; II, 69, 81, 118, 120, 126, 132, 241, 268; III, 35, 40; IV, 84, 207, 228; V, 182; VI, 24, 251, 323; VIII, 2-32, 264, 265; IX, 216; X, 6, 46, 79, 86, 100, 102, 105, 122, 123; Süyûtî, Nazmü’l-ikyân (nşr. P. K. Hitti), New York 1927, s. 152-153; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâire, I, 53-54; Keşfü’z-zunûn, II, 1089-1090; Şevkânî, el-Bedrü’t-tâli, II, 185-187; Serkîs, MuǾcem, I, 1012; Brockelmann, GAL, II, 43; Suppl., II, 31-33; Abbâs el-Azzâvî, et-Tarîf bi’l-müerrihîn, Bağdad 1376/1957, I, 252-253; Ziriklî, el-Alâm, VII, 67; el-Kamûsü’l-İslâmî, III, 279; Ahmed eş-Şerkavî İkbâl, Mektebetü’l-Celâl es-Süyûtî, Rabat 1397/1977, s. 337; C. Zeydân, Âdâb, III, 183; Maa’l-mektebe, s. 103-104; Tarif Khalidi, “Islamic Biographical Dictionaries: A Preliminary Assessment”, MW, LXIII/1 (1973), s. 59.

Asri Çubukçu