EDEBÜ’l-KĀDÎ

أدب القاضي

Hanefî fakihi Ebû Bekir el-Hassâf’ın (ö. 261/875) İslâm muhakeme usulüne dair eseri.

Hanefî mezhebinde muhakeme usulü (edebü’l-kadâ, edebü’l-kādî) alanındaki eserlerden bugüne ulaştığı bilinen en eskisi ve en meşhurudur. Genel anlamda muhakeme sırasında uyulması gereken usul ve kaidelerin ele alındığı eser toplam 120 bab olarak düzenlenmişse de bunları sırasıyla kadılık görevi, yemin, kefalet, şikâyet, hapis, hacir, borçlunun takibi, hak iddiası, kadılarla yazışma, vasiyet, vekâlet, nesep ve borç ispatı, ayıp dolayısıyla akdin feshi, şüf‘a, hakem tayini, ikrar, gayri müslimlerin muhakemesi, miras taksimi, nikâh, nafaka, şahitlik gibi ana bölümlere ayırmak mümkündür.

Hemen hemen her bab, râvileriyle birlikte verilmesine özen gösterilen ilgili hadis veya sahâbe ve tâbiîn sözleriyle başlamakta olup bu husus rivayetler arasında tercih yapabilme açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bazı babların başında ise örnek olarak fıkıh meseleleri zikredilmiş, böylece kazâî açıdan önceki hukukçuların (selef) vardığı çözüm şekilleri gösterilmiştir. Eser bu yönüyle tarihî bir vesika özelliğine sahiptir. Çeşitli meselelere dair İmam Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’den nakledilen bazı görüşlere diğer hiçbir eserde rastlanmaması kitabın başvuru kaynağı olarak değerini arttırmakta, belli bir mesele üzerinde, Hanefî mezhebince amel edilmeyenler de dahil olmak üzere pek çok rivayet ve çözüme yer vermesi de esere ayrı bir zenginlik kazandırmaktadır. Muhtevasının genişliği yanında konularının çeşitliliği ve dilinin sadeliği diğer önemli özelliklerindendir. Bundan dolayı en meşhur Hanefî kaynaklarından el-Hidâye, el-Mebsût, Ravzatü’l-kudât, Bedâǿiu’s-sanâǿiǾ, CâmiǾu’l-fusûleyn, Reddü’l-muhtâr, el-Fetâva’l-Hindiyye, Fetâvâ Kādîhân, el-Fetâva’l-Bezzâziyye gibi eserlerde Edebü’l-kādî’den sık sık alıntılar yapılmıştır (Sadrüşşehîd, nâşirin mukaddimesi, I, 58-60).

Köprülü Kütüphanesi’nde bulunan (nr. 546/2), meşhur Hanefî fakihi İtkānî (ö. 758/1357) tarafından istinsah edilmiş bir nüshanın sonunda (vr. 124ª) müstensihin, 255’te (869) Hassâf’ın huzurunda okunmuş bir nüshadan istinsahta bulunduğuna dair notundan eserin bu tarihten önce kaleme alınmış olduğu anlaşılmaktadır.

Edebü’l-kādî’nin, bir kısmı günümüze ulaşmış onu aşkın şerhi mevcut olup (Keşfü’z-zunûn, I, 46-47; Sezgin, I, 437-438) bunlardan en meşhurları Ebû Bekir el-Cessâs (ö. 370/981) ve özellikle Sadrüşşehîd Ömer b. Abdülazîz’in (ö. 536/1141) şerhleridir. Çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları bulunan eser bugüne kadar neşredilmemişse de Cessâs (Kahire 1980) ve Sadrüşşehîd (I-IV, Bağdad 1397-1398/1977-1978) tarafından yapılan şerhleri yayımlanmıştır (metin ve şerhlerin yazma nüshaları için bk. Sezgin, I, 437-438; Sadrüşşehîd, nâşirin mukaddimesi, I, 63-64, 68-72). Abdülvehhab Öztürk, Hassâf ve Edebü’l-kādî üzerinde bir doktora çalışması yapmıştır (bk. bibl.).

BİBLİYOGRAFYA:

Sadrüşşehîd, Şerhu Edebi’l-kādî li’l-Hassâf (nşr. Muhyî Hilâl es-Serhân), Bağdad 1397/1977, nâşirin mukaddimesi, I, 57-72; Taşköprizâde, Miftâhu’s-saǾâde, II, 277, 600; Keşfü’z-zunûn, I, 46-47; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 103; Brockelmann, GAL, I, 181; Suppl., I, 292; Sezgin, GAS, I, 437-438; Abdülvehhab Öztürk, İslâm Hukukunda el-Hassâf’ın Yeri ve Edebü’l-Kādî Adlı Eseri (doktora tezi, 1982), AÜ İlahiyat Fakültesi; Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleymân, Kitâbetü’l-bahsi’l-Ǿilmî ve masâdirü’d-dirâsâti’l-İslâmiyye, Cidde 1403/1983, s. 403-404.

Abdülvehhab Öztürk