el-BURHÂN fî USÛLİ’l-FIKH

البرهان في أصول الفقه))

İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’nin (ö. 478/1085) usûl-i fıkha dair eseri

Ehl-i sünnet âlimleri tarafından kelâmcıların metoduyla yazılmış fıkıh usulü kitapları içinde Şâfiî’nin er-Risâle’sinden sonra günümüze kadar gelebilen en eski eser olup bir mukaddime ile yedi bölümden (kitab) ibarettir. Mukaddimede usûl-i fıkhın tarifinden sonra hüsün-kubuh, teklif ve ilim konuları ele alınmıştır. Birinci bölümde önce beyân konusunda bilgi verilmekte, ardından emir, nehiy, şer‘î hükümler, âm, hâs, nas, zâhir, mücmel, mutlak ve mukayyed kavramları ele alınmaktadır. Yine bu bölümde mütevâtir ve vâhid haber, cerh ve ta‘dîl, mürsel ve müsned hadis ve hadis rivayeti konularına yer verilmiştir. İkinci bölüm icmâa, üçüncü bölüm kıyasa ayrılmıştır. Dördüncü bölüm istidlâl, beşinci bölüm tercih hakkındadır. Tercih bölümünde birbiriyle çatışır gibi görünen delillerden hangisinin tercih edileceği meselesi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca nesih konusu da bu bölümde ele alınmıştır. Cüveynî başlangıçta el-Burhân’a ictihad ve fetva bölümlerini de eklemeyi düşündüğü halde (el-Burhân, I, 563) sonradan bu konuları müstakil eserler halinde kaleme almayı tercih etmiştir. Ancak el-Burhân’ın Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’ndeki nüshasına (III. Ahmed, nr. 1321) bu iki bölüm sonradan zeyil olarak ilâve edilmiştir. Eserin tenkitli neşrini yapan Abdülazîm ed-Dîb, bu nüshayı esas alarak ictihad ve fetvaya dair kitapları el-Burhân’ın zeyli olarak neşretmiştir (II, 1315-1366). Eser zeyille birlikte yedi bölümden oluşmaktadır. Cüveynî eserinde Ebû Hanîfe, Şâfiî, Dâvûd ez-Zâhirî, Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî, Sayrafî, Bâkıllânî, Ebû Bekir ed-Dekkāk, İbn Fûrek, Ebû İshak el-İsferâyînî gibi birçok imamın görüşlerini kaydederek onlardan faydalanır, gerekli yerlerde onlara itiraz eder ve sonunda kendi kanaatini belirtir. Cüveynî amel yönünden Şâfiî, itikad yönünden Eş‘arî olmasına rağmen özellikle el-Burhân’da birçok meselede imamlarına muhalefette bulunmuş, bazı konularda ise hiçbir imama tâbi olmadan kendi ictihadına göre hareket etmiştir. Meselâ İslâm’dan önceki şeriatlara uyma mecburiyetinin bulunmadığı (I, 503-504), namazı terkedenin öldürülmesinin gerekmediği (I, 1222), Kur’an’ın hadisle neshinin mümkün olduğu (I, 1307) gibi görüşleriyle Şâfiî’ye karşı çıkmıştır. İlmin hakikati ve tarifi (I, 115), kudretin fiile mukareneti (I, 276-277; bk. İSTİTÂAT) ve umum ifade eden lafzın hususi bir sigasının bulunup bulunmadığı gibi konuları da (I, 320) Eş‘arî’nin görüşleriyle karşılaştırarak tartışmış ve ona muhalefet etmiştir. Öte yandan Cüveynî, kelâm ve usul âlimi Bâkıllânî’ye özel bir değer vermiş olmakla birlikte zaman zaman onun görüşlerine de karşı çıkmıştır. Emir sigası ve bu siganın gerektirdikleri, gaspedilen bir arazide kılınan namaz, müşterek lafzın ve istisnanın hükümleri, tevâtürde muteber olan sayı, mürsel olan haberle amel etmenin hükmü, icmâın tahakkuku için muteber olan zaman, neshin hakikati ve mahiyeti, taklidin hakikati gibi konular bunlardandır. el-Burhân, fıkıh usulü ve İslâm düşüncesinin en önemli bilgi kaynaklarındandır. Ayrıca eser, kitapları ve dolayısıyla düşünceleri günümüze kadar ulaşmayan birçok usulcü ve ilim adamının görüşlerini


bugüne ulaştırmasıyla dikkati çekmektedir. İbnü’l-Cübbâî’nin el-Ebvâb, Eş‘arî’nin Ecvibetü’l-mesâǿili’l-Basriyye, Bâkıllânî’nin, et-Takrîb ve’l-irşâd, el-Usûlü’l-kebîr, el-Usûlü’s-sagīr, el-MukniǾ fî usûli’l-fıkh, Mesâǿilü’l-usûl ve Kādî Abdülcebbâr’ın Şerhu’l-ǾUmed adlı eserleri günümüze kadar ulaşmadığı halde müelliflerinin belirli fikirleri el-Burhân vasıtasıyla bugüne intikal etmiştir. Tâceddin es-Sübkî, ihtiva ettiği birçok müşkül meseleden dolayı “lugzü’l-ümme” (ümmetin bilmecesi, muamması) adını verdiği ve önceki fakihler taklit edilmeden farklı bir üslûpla yazılmış olduğunu belirttiği el-Burhân’ın, Şâfiîler’in iftihar edecekleri eserlerden biri olmasına rağmen onu şerhetmeye istekli olmamalarını ve pek az yerde ondan söz etmelerini garip karşılar. Gerçekten de Cüveynî’nin talebesi Gazzâlî’nin el-Müstasfâ’sı elden ele dolaşırken el-Burhân pek rağbet görmemiştir. Üzerinde yapılan birkaç şerh de özellikle bazı görüşlerinin tenkidi için yazılmış olup Mâlikî fakihleri tarafından kaleme alınmıştır. Sübkî’nin belirttiğine göre esere fazla rağbet gösterilmemesinin ve tenkide uğramasının asıl sebebi, Cüveynî’nin Eş‘arî ve Şâfiî’ye muhalefet etmesi, istislâh* ve mesâlihu’l-mürsele* gibi konularda İmam Mâlik’i tenkit etmesi ve bu sırada kullandığı üslûp olmalıdır. Ebû Hanîfe’ye karşı ağır ifadeler kullanmış olması da bu sebepler arasında sayılabilir. Abdülazîm ed-Dîb ise Sübkî’nin bu kanaatine katılmamakta, gerek Eş‘arî’ye gerekse İmam Mâlik’e cevap verilen noktaları gözden geçirdiğini, bunların hiçbirinde Sübkî’nin kullanıldığını belirttiği üslûba rastlamadığını söylemektedir. el-Burhân’ın daha az tanınan bir eser olarak kalmasını da müellifin diğer eserlerinin daha çok tutulmasına, bilhassa o asrın bir özelliği olarak kelâm kitaplarının revaç bulması sebebiyle müellifin kelâmla ilgili kitaplarının daha çok rağbet görmesine bağlamaktadır. el-Burhân’ın anlaşılmasındaki güçlükler ve Gazzâlî’nin el-Müstasfâ adlı eserinin daha çok dikkat çekmiş olması da birer sebep olarak zikredilebilir. Bütün bunlara rağmen İbn Haldûn el-Burhân’ı, el-Müstasfâ ve Ebü’l-Hüseyin el-Basrî’nin el-MuǾtemed adlı kitabı ile birlikte kelâmcıların metoduna göre yazılmış en önemli usûl-i fıkıh eserleri arasında zikreder. el-Burhân üzerine yazılan şerhler şöyle sıralanabilir: 1. Muhammed b. Ali el-Mâzerî (ö. 536/1141), Îzâhu’l-mahsûl min Burhâni’l-usûl. Tamamlanmamış olan bu şerhin bir nüshası Medine’de Hizânetü Ribâti Seyyidinâ Osman Kütüphanesi’nde mevcuttur. 2. Ebü’l-Hasan Ali b. İsmâil es-Sanhâcî el-Ebyârî (ö. 616/ 1219), et-Tahkīk ve’l-beyân fî şerhi’l-Burhân. el-Burhân’ın neşrinde bu şerhin İstanbul Murad Molla Kütüphanesi’ndeki nüshasından (nr. 679) istifade edilmiş olup ikinci cildinin bir nüshası da Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndedir (Veliyyüddin Efendi, nr. 963). Bunlardan başka şerhin bir nüshası Rabat el-Hizânetü’l-Melekiyye’de (nr. 9654), diğer bir nüshası ise Hollanda Brill Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (GAL Suppl., I, 673). 3. Ebû Yahyâ Zekeriyyâ b. Yahyâ eş-Şerîf el-Hüseynî, Kifâyetü tâlibi’l-beyân Şerhu’l-Burhân. Bu eserde daha önceki iki şerh birleştirilmiş olup üçüncü ve son bölümleri bir cilt halinde Fas Karaviyyin Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 624; eski fihrist nr. umumi 1397, hususi 19). 641 (1243-44) yılında Mağrib hattıyla istinsah edilen eser 158 varaktan ibarettir. Yalnız ikinci bölümüne ait Endülüs hattıyla yazılmış bir nüsha Râşidiye’de el-Hizânetü’l-Hamziyye Kütüphanesi’nde (nr. 35) mevcut olup başında bablarına göre düzenlenmiş bir de fihrist bulunmaktadır. 4. Şâfiî âlimlerden Ebü’l-Feth Takiyyüddin Muzaffer b. Abdullah b. Ali el-Mısrî’nin (ö. 612/1215) el-Burhân üzerine yaptığı hâşiye Mektebetü’l-Methafi’l-Irâkī’de mevcuttur (nr. 996, 167 sayfa). el-Burhân Abdülazîm ed-Dîb tarafından tahkik edilerek iki cilt halinde yayımlanmıştır (Devha 1399).

BİBLİYOGRAFYA:

Cüveynî, el-Burhân (nşr. Abdülazîm ed-Dîb), Devha 1399, nâşirin mukaddimesi, I, 41-77; Sübkî, Tabakāt, V, 192-193; İbn Haldûn, Mukaddime, Beyrut, ts., s. 459; Taşköprizâde, Miftâhu’s-saǾâde, II, 110; Keşfü’z-zunûn, I, 242; Brockelmann, GAL Suppl., I, 673; a.mlf., “Cüveynî”, İA, III, 249; a.mlf. # L. Gardet, “al-Djuwaynī”, EI² (İng.), II, 605-606; Fevkıyye Hüseyin Mahmûd, el-Cüveynî İmâmü’l-Haremeyn, Kahire 1384/1964, s. 60-63; İzmirli İsmail Hakkı, “İmâmü’l-Haremeyn Ebü’l-Meâlî b. el-Cüveynî”, DİFM, sy. 9 (1928), s. 1-33; M. Hamîdullah, “ǾUsûlal-fıqh’ın Tarihi” (trc. Fuat Sezgin), İTED, II/1 (1957), s. 1-18; Fuâd Abdülmün‘im Ahmed, “BaǾde tahkīki’l-Burhân fî usûli’l-fıkh”, el-Mevrid, IX/4, Bağdad 1981, s. 802-803.

Mustafa Baktır