el-HÂVİ’l-KEBÎR

(الحاوي الكبير)

Mâverdî’nin (ö. 450/1058) Şâfiî fıkhına dair eseri.

Bazı yazma nüshaları ile (meselâ bk. Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Fıkhü’ş-Şâfiî, nr. 82, 189; Dârü’l-kütübi’l-kavmiyye, Fıkhü’ş-Şâfiî, nr. 962; TSMK, III. Ahmed, nr. 769) kaynakların çoğunda (İbn Mâkûlâ, I, 477; İbnü’l-Cevzî , VIII, 199; Yâkūt, XV, 54; İbnü’l-Esîr, IX, 651; İbn Hallikân, III, 282; Sübkî, V, 267) müellifin mukaddimede belirttiği gibi el-Ĥâvî adıyla kaydedilen eser, bir kısım kaynaklarda el-Ĥâvi’l-kebîr (Yâfiî, III, 72; Keşfü’ž-žunûn, I, 628) olarak geçmektedir. Eserin el-Ĥâvi’l-kebîr şeklinde tanınması, müellifin el-Ĥâvî yahut el-Ĥâvi’ś-śaġīr adında başka bir kitabının bulunabileceği ihtimalini düşündürüyorsa da kaynaklarda bunu doğrulayan herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Mustafa es-Sekkā, Mâverdî’nin bu eseriyle bunun özeti mahiyetindeki el-İknâǾ adlı kitabını birbirinden ayırt etmek için öncekine el-Ĥâvi’l-kebîr denilmiş olabileceğini ileri sürmektedir (Edebü’d-dünyâ ve’d-dîn, nâşirin mukaddimesi, s. 7). Ancak daha sonraki müelliflerin, Şâfiî hukukçularından Necmeddin el-Kazvînî’nin aynı adı taşıyan muhtasarını Mâverdî’nin eserinden ayırt etmek için onu “es-sagīr”, Mâverdî’nin kitabını da “el-kebîr” sıfatıyla nitelendirmiş olmaları daha kuvvetli bir ihtimaldir. Mâverdî, mukaddimede belirttiğine göre bu eserini İmam Şâfiî’nin talebesi Müzenî’nin (ö. 264/878) el-Muħtaśar’ına şerh olarak kaleme almış ve mezhepteki görüş ve ihtilâfları ayrıntılı bir şekilde kapsamasını


umarak kitabına el-Ĥâvî adını vermiştir. Bununla beraber onun bu ismi, Ebû Ahmed İbnü’l-Kādî’nin Müzenî’ye ait el-CâmiǾu’l-kebîr’e dayanan el-Ĥâvî adındaki kitabından almış olduğu da kaydedilmektedir (İbn Kādî Şühbe, I, 132).

Müellifin bir şerh olduğunu belirtmesine rağmen eser, temel metinler üzerine yapılan ve genellikle kelime ve cümleleri açıklayan klasik şerhlere benzememektedir. Umumi fıkıh kitaplarının tertibine uygun olarak düzenlenen eser “kitap” ve “bab”lardan sonra “mesele” ve “fasıl” şeklinde alt başlıklara ayrılır. Mesele başlığı altında el-Muħtaśar’ın ibaresinden İmam Şâfiî’nin görüşü tamamen veya kısmen verildikten sonra konu etraflı şekilde ele alınır. Zikredilen fıkhî hükümlerle ilgili âyet ve hadisler kaydedilip istidlâl yönleri belirtilir ve mesele hakkında oluşan icmâ veya sahâbe ve tâbiînin görüşleri nakledilir. Söz konusu meseleye dair İmam Şâfiî’nin birbirinden farklı iki görüşü bulunuyorsa bunlar ayrı ayrı zikredilir. Müellif daha sonra diğer Şâfiî hukukçularının görüşlerini nakleder ve bazan muhalif görüşler içinde tercih edilen görüşe işarette bulunur, bazan da sadece bu görüşü bildirir. Zaman zaman muhalif görüşler arasında tercihini de belirten Mâverdî, İmam Şâfiî’nin görüşüne aykırı bir sonuca vardığında onun yorumunu kendi tercihine uygun olarak te’vil eder. Ayrıca Hanefî, Mâlikî, Hanbelî ve Zâhirî mezheplerine ait görüşleri de delilleriyle birlikte zikreder. Ancak sonunda Şâfiîler’in delillerini kaydederek karşıt delilleri çürütür. Delil olarak kullandığı hadisleri belli bir metoda bağlı kalmadan yerine göre metin veya anlam olarak nakleden müellif, faydalandığı kaynaklara atıfta bulunurken bazan eser ve müelliflerin isimlerini birlikte verir, bazan da sadece birini kaydeder.

Mâverdî’nin kaynakları başta Kur’an ve Sünnet olmak üzere sahâbe, tâbiîn, tebeu’t-tâbiîn sözleriyle İmam Şâfiî’nin ve ondan sonra gelen hukukçuların eserleridir. Şâfiî’nin el-Üm ve el-İmlâǿ adlı kitapları, Müzenî’nin el-CâmiǾu’l-kebîr’i, Taberî’nin CâmiǾu’l-beyân’ı, Ebû Ali et-Taberî’nin el-İfśâĥ’ı, Merverrûzî’nin el-CâmiǾi, İbn Kuteybe ve Ebû Ubeyd Kāsım b. Sellâm’ın Ġarîbü’l-ĥadîŝ’leri bunlardan bazılarıdır.

el-Ĥâvî, Şâfiî fıkhının en hacimli eserlerinden biri olması yanında sahâbe ve tâbiîn ile dört mezhebin ve mezhepleri ortadan kalkan Evzâî, Süfyân es-Sevrî, İbn Ebû Leylâ, İbn Cerîr et-Taberî gibi âlimlerin görüşlerini ihtiva etmesi bakımından büyük önem taşır. Bu sebeple Mâverdî’den sonra gelen Şâfiî hukukçuları el-Ĥâvî’yi önemli bir kaynak olarak değerlendirip eserlerinde ondan sıkça nakiller yapmışlardır. Mâverdî eserinde genellikle anlaşılabilir bir üslûp kullanmış, muğlak gördüğü birçok lafzı gerektiğinde şiirlerden örnekler vererek açıklamıştır.

Çeşitli kütüphanelerde çok sayıda yazma nüshası bulunan el-Ĥâvî’nin (Edebü’l-ķāđî, nâşirin mukaddimesi, I, 46; el-Muđârebe, nâşirin mukaddimesi, s. 100-101) Kahire Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de kayıtlı bulunan (Fıkhü’ş-Şâfiî, nr. 82) ve yirmi üç cüzden oluşan tamama en yakın nüshasının birinci cüzü ile diğer bir kısım cüzlerin bazı yerleri eksiktir.

el-Ĥâvî’nin bazı bölümleri zaman zaman tahkik edilip neşredilmekteyken eser, Ali Muhammed Muavvez ve Âdil Ahmed Abdülmevcûd tarafından İmam Şâfiî, Müzenî, Mâverdî ve eseri hakkında bilgilerle, Ebû Mansûr el-Ezherî’nin Muħtaśarü’l-Müzenî’de geçen garîb ve nâdir kelimelere dair ez-Zâhir fî ġarîbi el-fâži’ş-ŞâfiǾî adlı eserine yer verdikleri mukaddime cildiyle beraber on dokuz cilt olarak yayımlanmıştır (Beyrut 1414/1994). Ayrıca Mekke Ümmülkura Üniversitesi doktora ve yüksek lisans öğrencileri tarafından neşre hazırlanan el-Ĥâvî (kitabın çeşitli bölümlerini neşre hazırlayanların bir listesi için bk. Râviye bint Ahmed’in mukaddimesi, I, 58-59) yirmi dört cilt halinde basılmıştır (Beyrut 1414/1994 [Dârü’l-fikr]). Bu basımın “Kitâbü’l-ǾÂriye”, “Kitâbü’l-Ġaşb” ve “Kitâbü’ş-ŞüfǾa” bölümlerini Hasan Ali Görgülü neşre hazırlamıştır. Kitabın bazı bölümleri müstakil olarak da basılmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır: Edebü’l-ķāđî (nşr. Muhyî Hilâl es-Serhân, I-II, Bağdat 1391-1392/1971-1972), el-Muđârebe (nşr. Abdülvehhâb Havvâs, Kahire 1407/1987, 1409/1989), Ĥükmü’l-mürted (nşr. İbrâhim Ali Fethî, Kahire 1407/1987), eđ-Đaĥâyâ (nşr. İbrahim Sandıkçı [İbrâhim b. Ali Sandukcî], Kahire 1412/1992), eś-Śayd ve’ź-źebâǿiĥ (nşr. İbrahim Sandıkçı, Kahire 1412/1992), el-EŧǾime (nşr. İbrahim Sandıkçı, Kahire 1412/1992), Kitâbü’l-Ĥâvî min evvelihî ĥattâ nihâyeti ġusli’l-cumuǾa ve’l-Ǿîdeyn (nşr. Râviye bint Ahmed b. Abdülkerîm ez-Zahhâr, I-III, Cidde 1414/1993).

BİBLİYOGRAFYA:

Mâverdî, el-Ĥâvi’l-kebîr (nşr. Ali M. Muavvez - Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1414/1994, I-XIX; a.mlf., Edebü’l-ķāđî (nşr. Muhyî Hilâl es-Serhân), Bağdad 1391, neşredenin mukaddimesi, I, 46; a.mlf., el-Vezâre (nşr. M. Süleyman Dâvûd - M. Abdülmün’im Ahmed), İskenderiye 1396/1976, neşredenin mukaddimesi, s. 20-21; a.mlf., el-Muđârebe (nşr. Abdülvehhâb Havvâs), Kahire 1409/1989, neşredenin mukaddimesi, s. 98-101; a.mlf., Kitâbü’l-Ĥâvî: min evvelihî ĥattâ nihâyeti ġusli’l-cumuǾa ve’l-Ǿîdeyn (nşr. Râviye bint Ahmed ez-Zahhâr), Cidde 1414/1993, neşredenin mukaddimesi, I, 9-107; a.mlf., Edebü’d-dünyâ ve’d-dîn (nşr. Mustafa es-Sekkā), [baskı yeri yok] ts. (Dârü’l-Fikr), nâşirin mukaddimesi, s. 7; İbn Mâkûlâ, el-İkmâl, I, 477; İbnü’l-Cevzî, el-Muntažam, VIII, 199; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, XV, 54; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, IX, 651; İbn Hallikân, Vefeyât, III, 282; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, III, 72; Sübkî, Ŧabaķāt, V, 267; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, I, 132; Keşfü’ž-žunûn, I, 628; Brockelmann, GAL, I, 483; Suppl., I, 668; Vefâ Ma‘tük Hamza Ferrâş, “el-Ĥâvî beyne’t-taĥķīķ ve’t-taśĥîf ve’t-taĥrîf ve’s-saķŧ”, ǾÂlemü’l-kütüb, XVI/5, Tâif 1416/1995, s. 419-440.

Hasan Ali Görgülü