el-İBÂNE

(الإبانة)

Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin (ö. 324/935-36) kelâma dair eseri.

Tam adı el-İbâne Ǿan uśûli’d-diyâne olan eseri İbnü’n-Nedîm Kitâbü’t-Tebyîn Ǿan uśûli’d-dîn şeklinde kaydetmektedir. el-İbâne’nin, Eş‘arî’nin Mu‘tezile mezhebinden ayrılışının hemen ardından veya hayatının son günlerinde kaleme alınmış olabileceği ileri sürülmüştür. Eser üzerinde ciddi bir çalışma yapan Fevkıyye Hüseyin Mahmûd’un isabetli görünen kanaatine göre kitap, Eş‘arî’nin Ehl-i sünnet mezhebine intisap edişinin bir göstergesi olarak bu intisabın ilk günlerinde yazılmış olmalıdır (el-İbâne, neşredenin girişi, s. 78, 90-91). Bazı kaynaklarda Eş‘arî’nin el-İbâne’yi Hanbelî âlimi Berbehârî’ye takdim ettiği, ancak onun Selef temayülüne çok yakın olan bu eseri bile tasvip etmediği kaydedilirse de (İbn Ebû Ya‘lâ, II, 18; İbn Asâkir, s. 391-392; Hasan b. Ali el-Ahvâzî, s. 157-159) Fevkıyye Hüseyin, söz konusu iddia ile bağlantılı görünen bazı olayların Eş‘arî’ye ait hayat çizgisiyle bağdaşmadığını söyleyerek bunu asılsız kabul eder (el-İbâne, neşredenin girişi, s. 90).

Düzenli bir iç sisteme sahip olmayan el-İbâne’nin Fevkıyye Hüseyin neşrindeki bölümleme göz önünde bulundurulduğu takdirde giriş kısmından sonra iki fasıldan oluşan bir mukaddime ile on dört bölüme (bab), bu bölümlerin de alt başlıklara ayrıldığı görülür. Mukaddimenin ilk faslında sünnete bağlılığın önemi vurgulandıktan sonra Mu‘tezile ile Kaderiyye’nin çeşitli gruplarına ait görüşler ele alınarak eleştirilir, ikinci faslında ise Selef ulemâsının aynı konulardaki kanaatleri dile getirilir.

Eserin birinci bölümü rü’yetullaha tahsis edilmiş olup burada Allah’ın cennette görüleceğini kabul etmeyen Mu‘tezile eleştirilmektedir. Halku’l-Kur’ân konusunun işlendiği iki, üç ve dördüncü bölümlerde Kur’ân-ı Kerîm’in kadîm (gayri mahlûk) olduğu hususu bazı âyetlere dayanılarak ispat edilmekte ve özellikle Cehmiyye ile Mu‘tezile’nin bu husustaki görüşleri reddedilmektedir. Ardından Selefiyye’ye mensup bazı âlimlerin konuyla ilgili görüşleri aktarıldıktan sonra Kur’an’ın okunuşunun bile mahlûk olamayacağının kanıtlanmasına çalışılmaktadır. Eserin beşinci ve altıncı bölümleri, naslarda sabit olmakla beraber zâhirî mânaları itibariyle yaratılmışlık özelliği taşıdıkları için Allah’a nisbet edilmeleri sakıncalı görünen “istivâ, nüzûl, mecî’, ityân, vecih, ayn, yed” gibi haberî sıfatlara ayrılmıştır. Eş‘arî’ye göre bu tür naslarda teşbih ve te’vil diye ifade edilebilecek iki yöntem de isabetsiz olup en sağlıklı yol söz konusu sıfatları aynen kabul etmek, bunların mahiyet ve keyfiyet açısından yaratıkların sıfatlarından farklı olduğuna inanmaktır.

el-İbâne’nin yedinci bölümünde ağırlıklı olarak ilim sıfatı üzerinde durulmaktadır. Daha sonra Mu‘tezile ile Sünnî kelâmcılar arasında önemli bir tartışma konusu haline gelen sübûtî sıfatların müstakil birer kavram (anlam) olarak düşünülmesi meselesini ilim sıfatı örneği üzerinde aydınlatmaya çalışan müellife göre Cehmiyye, Mu‘tezile ve Harûriyye’nin asıl amacı Allah’ın bütün sıfatlarını inkâr etmektir. Ancak bu gruplar, müslüman yönetimlerin tepkisinden korktukları için bu tür konularda dolaylı ifadeler kullanmaya mecbur kalmışlar ve kelime yapısı açısından sıfat olan “âlim”i Allah’a nisbet etmeyi benimsemişler, fakat bunun kökünü oluşturan “ilim” sıfatını inkâr etmişlerdir. Eserin bu bölümü, “sem‘” ve “basar” sıfatlarının zât-ı ilâhiyyeye izâfe edilen “ilim”den bağımsız kavramlar olduklarını ifade eden bir kısımla sona ermektedir.

Eserin sekiz, dokuz ve onuncu bölümleri kader konularına ayrılmıştır. Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî burada, Mu‘tezile’ye ait “Allah’ın irade sıfatının hâdis oluşu ve mükelleflerin işledikleri kötü fiilleri kapsamayışı” şeklindeki fikirlerini çürütmeye çalıştıktan sonra dokuzuncu bölümde kader problemini ilgilendiren kudret-i ilâhiyyenin kapsamı, lutuf, kâfirin dinî gerçeklere karşı duyarsız hale getirilişi (hatm, tab‘-ı kalb), ecel ve rızık, hidâyet ve dalâlet gibi konulara ilişkin görüşlerinden dolayı Mu‘tezile’yi eleştirmiş, ardından kaderle ilgili olarak rivayet edilen bazı hadisleri nakledip onlara karşı eleştirilerini sürdürmüştür.

el-İbâne’nin on bir, on iki ve on üçüncü bölümlerinde Mu‘tezile’nin sahasını daralttığı şefaat ile varlığını kabul etmediği havz ve kabir azabı konularına temas edilmiştir. Eserin son bölümünde ise Ehl-i sünnet ile Şiî grupları arasında önemli bir tartışma alanı oluşturan devlet başkanlığı (imâmet) meselesi ele alınarak önce bazı âyetlerin dolaylı muhtevaları ve ayrıca ashabın fiilî ittifakıyla Hz. Ebû Bekir’in, ardından diğer üç halifenin hilâfetinin meşrû olduğu ispat edilmiş ve ashabın tamamı hakkında iyi niyetli ve saygılı olmanın gereği üzerinde durulmuştur.

Son dönem araştırmacılarından bazıları bugün elde bulunan el-İbâne’nin bütün bölümlerinin Eş‘arî’ye ait olamayacağı, özellikle onun Ahmed b. Hanbel’e bağlılığını ifade eden ve mukaddimenin ikinci faslını oluşturan kısmın sonraki bir mensubu tarafından eserine eklenmiş olabileceği ihtimali üzerinde durmuşlardır (el-İbâne, neşredenin girişi, s. 74-76). Ancak eserin mukaddimesi ve bölümlerin


muhtevası, ayrıca Maķālât’ta hadis ve sünnet ehlince tesbit edilip kendisinin de benimsediğini söylediği inanç esaslarıyla (I, 290-297) karşılaştırıldığı takdirde yukarıdaki iddianın isabetsiz olduğu ortaya çıkar.

el-İbâne’nin giriş kısmı ile mukaddimesi, İbn Asâkir’in M. Zâhid Kevserî’nin katkılarıyla neşredilen (Dımaşk 1347) Tebyînü keźibi’l-müfterî adlı eseri içinde yer almıştır (s. 152-163). el-İbâne’nin Haydarâbâd’da yapılan ilk baskısında (1321? [Matbaatü meclisi dâireti’l-maârifi’n-Nizâmiyye]) esere, Muhammed İnâyet Ali el-Haydarâbâdî tarafından kaleme alınmış iki zeyille (Đamîmetü Kitâbi’l-İbâne, s. 97-121; Đamîmetün uħrâ li-Kitâbi’l-İbâne, s. 129-187) baskı sırasında bunların arasına yerleştirilen, Ebü’l-Kāsım Abdülmelik b. Îsâ b. Derbâs’a ait Risâle fi’ź-źeb Ǿan Ebi’l-Ĥasan el-EşǾarî (s. 122-128) adlı bir başka risâle eklenmiştir. Muhammed İnâyet’in risâleleri, Ebû Hanîfe’nin Kur’an’ın mahlûk oluşunu benimsediği yolunda el-İbâne’de yer alan (s. 90-91) ifadeler hakkındadır. Müellif bu ifadelerin Eş‘arî’ye nisbet edilemeyeceğini, ayrıca aynı eserde, Ebû Hanîfe’nin Mürcie’den olduğu yolunda işaretlerin bulunduğu tarzındaki iddiaların asılsız sayılması gerektiğini ispata çalışır. Abdülmelik b. Îsâ’nın risâlesi Eş‘arî’nin temel akîde kitabının el-İbâne’den ibaret olduğunu, bu eserin muhtevası ile bağdaşmayan telakkilerin ona nisbet edilemeyeceğini ifade etmektedir. el-İbâne’nin Kahire’de yapılan baskılarından başka (ts. [Matbaatü’l-Münîriyye], 1348, 1349, 1965, 1987) Haydarâbâd (1322), Medine (1395/1975 [el-Câmiatü’l-İslâmiyye], 1409/1989; ts. [el-Mektebetü’s-Selefiyye]) ve Riyad (3. bs., 1400) baskıları da vardır. Eserin Fevkıyye Hüseyin Mahmûd tarafından gerçekleştirilen ilmî neşrinde (Kahire 1397/1977, 1407/1987) İskenderiye (el-Mektebetü’l-belediyye, nr. 3812/3), Ezher (Mecâmî‘, nr. 904), Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi (Revan Köşkü, nr. 510) ve Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Akaid-Teymûr, nr. 107) bulunan nüshalar esas alınmıştır. el-İbâne’nin, hadis tahrîclerini ve tahkikini Abdülkādir el-Arnaût’un yaptığı bir neşriyle (Dımaşk-Beyrut 1401/1981) Beşîr Uyûn (Beyrut 1401/1981) ve Abbas Sabbâğ (Beyrut 1414/1994) tarafından gerçekleştirilen neşirleri de bulunmaktadır.

Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’ye yönelttiği tenkitlerle tanınan Hasan b. Ali el-Ahvâzî’nin Meŝâlibü İbn Ebî Bişr [el-EşǾarî] adlı eserinde (bk. bibl.) el-İbâne ile ilgili bazı eleştirilere rastlanmaktadır (meselâ bk. s. 157, 159). Ahvâzî’nin bu tenkitleri diğer eleştirileri gibi İbn Asâkir tarafından Tebyînü keźibi’l-müfterî’de cevaplandırılmıştır (s. 388, 389, 391, 392).

Şarkiyatçıların da ilgisini çekmiş olan el-İbâne’nin İngilizce tercümesi, Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî ve fikirleriyle ilgili geniş bir mukaddime (s. 1-42) ve önemli notlar ilâvesiyle Walter C. Klein tarafından yapılmıştır (Al-Ibānah ǾAn Uśūl Ad-Diyānah: The Elucidation of Islām’s Foundation, New Haven-Connecticut 1940 → New York 1967). William Thomson, “Al-Ash‘arî and His al-Ibânah” başlıklı makalesinde (The Muslim World, XXXII [1942], s. 242-260) bu tercümeyi değerlendirmiştir. W. Klein el-İbâne’nin giriş bölümünün W. Spittn tarafından Almanca’ya, A. F. Mehren tarafından Fransızca’ya çevrildiğini haber vermektedir (The Elucidation, s. 43). Richard J. McCarthy’nin The Theology of al-AshǾarī (Beyrut 1953), Michel Allard’ın Le probleme des attributs divins (Beyrut 1965) adlı eserlerinde de el-İbâne ile ilgili bazı önemli değerlendirme ve alıntılar bulunmaktadır. Eser, Emrullah Yüksel tarafından lisans tezi çerçevesinde Türkçe’ye tercüme edilmiştir (Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî ve Kitâbü’l-İbâne Tercümesi, 1966, AÜ İlâhiyat Fak.). Vehbî Süleyman Gāvecî, el-İbâne’nin Eş‘arî’ye aidiyeti konusunu Nażra Ǿilmiyye fî nisbeti Kitâbi’l-İbâne cemîǾih ile’l-imâmi’l-celîl nâśıri’s-sünne Ebi’l-Ĥasan el-EşǾarî adlı eserinde incelemektedir (Beyrut 1409/1989).

BİBLİYOGRAFYA:

Eş‘arî, el-İbâne (Fevkıyye), neşredenin girişi, s. 35, 74-80, 88-89, 90-91, 134-187, 187-192; a.e.: The Elucidation of Islām’s Foundation (trc. W. C. Klein), New York 1967, s. 43; a.mlf., Maķālât (Ritter), I, 290-297; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 231; İbn Ebû Ya‘lâ, Ŧabaķātü’l-Ĥanâbile, II, 18; Hasan b. Ali el-Ahvâzî, Meŝâlibü İbn Ebî Bişr [el-EşǾarî] (nşr. M. Allard, BEO, XXII [1970] içinde), s. 150-165; İbn Asâkir, Tebyînü keźibi’l-müfteri, s. 28, 117-118, 152-163, 171, 388, 389, 391-392; Brockelmann, GAL, I, 208; Suppl., I, 346; I. Goldziher, el-ǾAķīde ve’ş-şerîǾa fi’l-İslâm (trc. M. Yûsuf Mûsâ v.dğr.), Kahire 1959, s. 122-124; Sezgin, GAS, I, 603-604; M. Allard, Le probleme des attributs divins, Beyrut 1965, s. 51-53, 250-285; Abdurrahman Bedevî, Meźâhibü’l-İslâmiyyîn, Beyrut 1971, I, 515-518; William Thomson, “al-Ash‘arî and His al-Ibānah (A Discussion and Critique of W. C. Klein’s Translation of Al-Ash‘ari’s Al-Ibânah ‘an Usûl ad-Diyânah)”, MW, XXXII/3 (1942), s. 242-260; R. M. Frank, “Elements in the Development of the Teaching of Al-Ash‘ari”, Le Muséon, CIV/1-2 (1991), s. 141-190; Yusuf Şevki Yavuz, “Ahvâzî, Hasan b. Ali”, DİA, II, 194; Ahmet Saim Kılavuz, “Berbehârî”, a.e., V, 477.

Emrullah Yüksel