ENÎSÜ’l-KULÛB

أنيس القلوب

Kadı Burhaneddîn-i Anevî’nin (ö. 608/1212’den sonra) tarihî, dinî ve ahlâkî konulara dair manzum eseri.

Türk asıllı bir kumandanın çocuğu olarak 538’de (1143) Ani’de doğan Kadı Burhâneddin’in hayatı hakkında eserinde verdiği bilgilerden başka mâlumat yoktur. İlk çocukluk ve gençlik yıllarını Ani’de geçirdi. İçinde bulunduğu çevrenin de etkisiyle Farsça öğrendi; ayrıca diğer milletlerin dil ve alfabeleriyle hıristiyan ve Mûsevîler’in dinî inançları hakkında bilgi edindi. Tefsir, hadis ve fıkıh gibi dinî ilimler dışında tıp ve astronomiyle de uğraştı. 556’da (1161) Gürcüler’e esir düştü. Dilleri ve inançlarına dair bilgisi sayesinde onlardan kurtulup Anadolu’ya gitti. Bir süre sonra tekrar Ani’ye döndü ve buradan Tebriz’e geçti. Bir müddet kadılık görevinde de bulunan Burhâneddîn-i Anevî, Ahlatşahlar’dan muhtemelen Seyfeddin Bektemür tarafından Abbâsî Halifesi Nasır-Lidînillâh’a elçi olarak Bağdat’a gönderildi. Mahmûd adında bir vaizin telkiniyle yazmaya başladığı Enîsü’l-ķulûb adlı eserini 608’de (1212) Konya’da tamamlayıp Anadolu Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykâvus’a sundu.

Burhâneddîn-i Anevî, Kisâî ve Taberî gibi tarihçilerin eserlerinden faydalanarak hazırladığı bu Farsça eserini Şâhnâme vezniyle (feûlün feûlün feûl) kaleme almıştır. Eser 28.000 beyitten ibaret olup büyük bir kısmı peygamber kıssalarına ayrılmıştır. Yedi bölümden meydana gelen ve Anadolu Selçukluları tarihinin en eski yerli kaynaklarından olan Enîsü’l-ķulûb aslında dinî-ahlâkî mahiyette edebî bir eserdir. Kitapta peygamber kıssaları yanında Resûl-i Ekrem’in mi‘racı, gazveleri ve mucizeleri, Hulefâ-yi Râşidîn, Emevîler ve Abbâsîler devrinde meydana gelen bazı olaylar ve halifeler hakkında da bilgi verilmiştir. Abbâsî halifelerinden söz ettiği bölümde Sünnî geleneğe uyarak Gazneliler’e (özellikle Mahmûd-ı Gaznevî’nin Hindistan’daki fetihlerine) ve Selçuklular’a da yer vermiş. I. İzzeddin Keykâvus ile Nasır-Lidînillâh arasındaki münasebetlerden bahsettikten sonra sultana öğütlerini ihtiva eden hatime kısmı ile eserini tamamlamıştır. Enîsü’l-ķulûb, bazı bilgilerin dışında tarihî kaynak olarak fazla bir önem taşımamakla beraber VI. (XII.) yüzyılda Anadolu’daki fikrî ve edebî hareketleri, belli bir sınıfın mânevî eğilimlerini ve hayat görüşünü yansıtması bakımından kültür tarihi için küçümsenmeyecek bir değer ifade etmektedir.

Bilinen tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunan (Ayasofya, nr. 2984) Enîsü’l-ķulûb’ün Kādir-Billâh’tan Nâsır - Lidînillâh’a kadar gelen Abbâsî


halifelerine ayrılan ve Gazneliler’le Selçuklular (Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları) tarihini de içine alan bölümü özet halindeki Türkçe tercümesiyle birlikte M. Fuad Köprülü tarafından yayımlanmıştır (“Anadolu Selçukluları Tarihi’nin Yerli Kaynakları I: Anîs al-Kulûb”, Belleten, VII/27 [1943], s. 497-519).

BİBLİYOGRAFYA:

Kadı Burhâneddîn-i Anevî, Enîsü’l-kulûb, Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2984; Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi (İstanbul 1980), s. 244; a.mlf., “Anadolu Selçukluları Tarihi’nin Yerli Kaynakları I; Anîs al-Kulûb”, TTK Belleten, VII/27 (1943), s. 459-522; M. Halil Yinanç, Türkiye Tarihi, Selçuklular Devri I: Anadolu’nun Fethi, İstanbul 1944, s. 54, not 1.

Dâvud İbrâhimî