eş-ŞİFÂ

(الشفاء)

İbn Sînâ’nın (ö. 428/1037) mantık ve nazarî felsefe disiplinlerine dair ünlü eseri.

İbn Sînâ’nın felsefî sistemini bütün yönleriyle kapsayan ve diğer eserlerinin anlaşılması için esas teşkil eden Kitâbü’ş-Şifâǿ, İslâm felsefesi geleneği yanında topyekün İslâm düşüncesi tarihinin de büyük bir klasiğidir. Filozofun kendi ilimler tasnifine dayalı olarak kaleme aldığı eser, onun terminolojisinde felsefî ilimler veya aklî ilimler diye geçen çok sayıda disiplini konu edinir. Eserde mantıkla temellenen felsefî araştırma tabiat felsefesi ve matematik ilimleriyle bilimsel boyutlar kazanır, metafizikle taçlanır, peygamberliğin ispatı meselesiyle son bulur. eş-Şifâǿ, Aristo külliyatının İslâm felsefe geleneğindeki ismiyle “et-ta‘lîmü’l-evvel”in yeniden ele alınışı olup felsefî ilimlerin öğretimi için kapsamlı bir kaynak şeklinde tasarlanmıştır. İbn Sînâ, felsefî çözümlemelerini Aristo külliyatından hareketle derinleştirirken tıpkı onun yaptığı gibi Thales ve Pisagor’a kadar giden felsefî fikirlerle hesaplaştığı için eş-Şifâǿ aynı zamanda İbn Sînâ’nın bakışıyla yazılmış bir Grek felsefesi tarihi görünümündedir. Bu eleştirel tutumu çağının kelâmcılarına da yöneltmiş olması eseri İslâm kelâm geleneği bakımından önemli kılmaktadır. Filozofun fizik ve matematiğin çeşitli dallarını, ayrıca zooloji ve botaniği sistemli biçimde ele alması esere bilim tarihinin bakış açısıyla da yaklaşmayı gerektiren özel bir hüviyet kazandırmıştır.

Filozofun eş-Şifâǿya yazdığı genel giriş eserin amacı ve yöntemi hakkında fikir edinmek için önemli bir kaynaktır. Fizik bölümünün başındaki ikinci giriş de eserin müellif tarafından tanıtılması yönüyle önemlidir. Talebesi Ebû Ubeyd Abdülvâhid el-Cûzcânî’nin eş-Şifâǿya yazdığı sunuşla hocası hakkında kaleme aldığı Târîħu’ş-Şeyħ adlı biyografi de eserin yazılış süreciyle ilgili değerli bilgiler içermektedir. İbn Sînâ, eserini yazmaktaki maksadını “Eskiçağ’lara ait felsefî ilimlerde doğruluğunu araştırarak tesbit ettiğimiz (mâ tahakkaknâhu) ilkeleri özüyle ortaya koymak” diye açıklamaktadır. Bu ifadedeki “tahakkuk” kavramı, İbn Sînâ terminolojisinde bilgiyi bir filozofun ya da felsefe akımının otoritesinden hareketle değil ayrıntılı mantıkî analiz ve kanıtlamalarla doğrulamak anlamına gelmektedir (Gutas, s. 188). Filozofa göre bu ilkeler, uzun yıllar boyunca ortak felsefî aklın çabaları ve kabulleriyle üretilmiş bir araştırma birikimini ifade etmektedir. Bu amacın, eski nesillerin ürettiği bilgileri aktarmakla yetinilmesi veya bu birikim karşısında pasif bir yorumcu konumunda bulunulması demek olmadığını vurgulamak üzere filozof, söz konusu ilkeler ve onlarla ilgili ikincil meseleler hakkında araştırmalar yaparken tam bir problem bilinci içinde davrandığını vurgulamaktadır. Klasik kaynaklarda yer alan bütün önemli birikimlerin esere alındığını özellikle belirten İbn Sînâ bu felsefî birikime kendisinin ulaştığı çok önemli hususları kattığını da belirtmektedir (eş-Şifâǿ el-Manŧıķ [1], s. 9-10). eş-Şifâǿda eleştirel bir yöntem izleyeceğini ve sonu gelmeyen tartışmalara girmek istemediğini fiziğe yazdığı girişte tekrar vurgulayan filozofun kendisinden önceki şârihlerce kaleme alınmış kitapları şerh veya tefsir etme yolunu seçmeyişi de bundandır. Ancak eseri Meşşâîler’in felsefesinde geçerli olana yakın bir tertip içinde düzenleme niyeti de açıkça dile getirilir (eş-Şifâǿ eŧ-ŦabîǾiyyât [1], s. 3).

İbn Sînâ, Aristo’nun tertibine uyarak eş-Şifâǿya mantıkla başlamıştır. Mantığı fizik, matematik ve metafizik izler. Filozof, fizik ilimlerin öncüsü kabul edilen Aristo’nun Fizika’sıyla birçok hususta paralel düşmediğini vurgulama ihtiyacı duyar. Matematik alanında takip etmeyi düşündüğü yol ise konunun anlaşılıp öğrenilmesini kolaylaştıracak bazı ilâve, açıklama ve çözümlemeler yanında esas alınan metinlerin sistematik biçimde özetlenmesidir. İbn Sînâ’nın bu alanda dayandığı kaynakların geometride Öklid’in Kitâbü’l-Üsŧüķussât’ı, astronomide Batlamyus’un Kitâbü’l-Mecisŧî’si, aritmetikte Gerasalı Nicomachus’un Kitâbü’l-Medħal fi’l-ĥisâb’ı olduğunu yine kendisi söylemektedir. Filozof, matematiğin üçüncü fenni olan müzik hakkında yazdığı CevâmiǾu Ǿilmi’l-mûsîķā adlı bölüm için kaynak adı vermez, fakat bu konuda giriştiği uzun ve zahmetli incelemelerden bahseder (eş-Şifâǿ el-Manŧıķ [1], s. 11). Gutas, eş-Şifâǿnın bu fenninde Batlamyus’un Harmonikon’undan yararlanıldığını kaydetmektedir (Avicenna, s.102). Son olarak filozof bütün bölümleri ve yönleriyle metafiziği ele almış, bu arada ahlâka ve siyasete -daha sonra bu konularda müstakil ve kapsamlı bir eser yazacağı gerekçesiyle- metafizik içinde temas etmiştir. Dolayısıyla bu bölümde amelî felsefeye sadece metafizik temelleri itibariyle değinmiştir. İbn Sînâ’nın bu eserin, felsefe sanatıyla ilgili doyurucu bilgilerin yanı sıra başka kitaplarda kolayca rastlanmayacak türden özgün katkılar (ziyâdât) içerdiği yönündeki vurgusu dikkat çekicidir (eş-Şifâǿ el-Manŧıķ [1], s. 11).

Filozofun eş-Şifâǿdan sonra bu kitaba bir şerhten, eserdeki temel ilkelerin açımlanması veya bir genişletme olmak üzere yazmayı planladığı Kitâbü’l-Levâĥıķ adlı bir eserden söz etmesi, eş-Şifâǿnın belli felsefî disiplinlerle ilgili hâlâ genişletilmeyi bekleyen bir eser şeklinde tasarlandığını akla getirmektedir. Nitekim eş-Şifâǿnın kapsamının genişliğine rağmen hacminin küçük olduğunu özellikle belirtmektedir (a.g.e., a.y.). Eserin tertibinde başlıklandırma sistemi “cümle, fen, makale, fasıl” biçiminde düzenlenmiş olup


cümle terimi felsefenin dört ana dalını, fen ise tâli dalları ifade etmektedir. Bu cümleler sırasıyla mantık, fizik (tabîiyyât), matematik (riyâziyyât), metafiziktir (ilâhiyyât) ve hepsi birlikte Kitâbü’ş-Şifâǿyı oluşturur (eserin genel planı için bk. Yahyâ Mehdevî, s. 132-169). eş-Şifâǿnın cümleleri gibi kapsamlı, ancak ayrıntıya girmeyen eserlere Latinler’in “compendium” adını verdiği hatırlanırsa eş-Şifâǿ, felsefenin dört ana dalı hakkında yazılmış “compendium”lardan müteşekkil bir “compendia” sayılabilir. Bu açıdan bakıldığında eser için modern araştırmacıların kullandığı ansiklopedi kelimesi uygun düşmemektedir. Çünkü modern bir ansiklopedide her bir ana dal ve bilim dalı arasında iç bağlantıların tutarlı biçimde oluşturduğu organik birlik gözetilmez (Gutas, s. 103). eş-Şifâǿ ise İbn Sînâ’nın nitelemesiyle bir “mecmû‘”dur (eş-Şifâǿ eŧ-ŦabîǾiyyât [1], s. 4), bütüncül bir eser hüviyetindedir.

Cûzcânî’nin eş-Şifâǿ için yazdığı sunuşa bakılırsa talebeleri İbn Sînâ’dan artık ulaşılamaz hale gelmiş eserlerini yeniden yazmasını istemiştir. Filozof eskiden yaptığı gibi lafzî metin tahlilleri ve şerhiyle uğraşacak zamanı bulunmadığını, esasen böyle bir şeye gönlünün de yatmadığını, eğer zihninde hazır olanlarla yetinilirse kendince uygun gördüğü bir tertibe göre kapsamlı tek bir eser kaleme almayı tercih ettiğini belirtmiş ve fizik ilimlerinden başlayarak eş-Şifâǿyı yazmaya koyulmuştur (eş-Şifâǿ, Cûzcânî’nin girişi, s. 2). Biyografisinde ise Cûzcânî’nin İbn Sînâ’dan Aristo’nun kitaplarına şerh yazmasını istediği, fakat hocasının böyle bir iş için boş vaktinin olmadığı cevabını vererek dilerse felsefî ilimlerde doğru bulduklarını, muhaliflerle tartışmaya girmeksizin ve reddetme gailesiyle uğraşmaksızın bir kitapta toplayabileceğini söylediği belirtilir. Bu iki metinde dikkat çeken ilk husus filozofun eş-Şifâǿ ile özgün bir eser ortaya koyma isteğidir. Dostu Ebû Ca‘fer el-Kiyâ’ya yazdığı mektupta eskilerin bütün ilimlerini kapsayan eş-Şifâǿ adlı büyük kitapta yaptığı çalışmayı şerh, tafsil ve tefrî‘ (ilkelere göre ayrıntılı hale getirme) biçiminde özetlemiştir (el-Mübâĥaŝât, s. 374). Buradaki şerh, tafsil ve tefrî‘ terimleri felsefî ilimlerin açıklanmasına yönelik analiz yöntemlerini ifade eder. Filozofun eserinin metafizik bölümünde geçen “mantık ve fizikle ilgili şerhimizde” ifadesi de (eş-Şifâǿ el-İlâhiyyât [1], s. 22) böyle anlaşılmalıdır. Çünkü İbn Sînâ, eş-Şifâǿyı Aristo külliyatına daha önce yazılan şerhler dizisine eklenmiş sıradan bir halka gibi tasarlamamıştır. Nitekim Gutas’a göre filozof İskenderiye şârihlerinin yazdığı türden şerh tarzını kısmen terketmek istemiş, eş-Şifâǿda kendi fikrî yaklaşımı içinde yeniden teşekkül etmiş haliyle felsefî ilimleri ortaya koymuştur. Bu karar, eş-Şifâǿnın yanı sıra en-Necât ve Dânişnâme-i ǾAlâǿî’nin telif tarzında da örneği görülen yeni bir tutumu ifade etmektedir (Gutas, s. 102). Cûzcânî’nin metinlerinde dikkati çeken ikinci husus, filozofun muhalif fikirler karşısında eleştirel tutumunu muhafaza etmekle birlikte yeni eserini sonu gelmeyen tartışmalara boğmadan kendi felsefî doğrularını öne çıkarma niyetidir. Nitekim bu niyeti, eş-Şifâǿnın genel girişinde de vurguladığı gibi “meşrikī felsefe” hakkında yazdığı eserinde billûrlaşmıştır. Gutas (a.g.e., s. 109-111), eş-Şifâǿnın girişinden hareketle İbn Sînâ’nın Aristo ve “Meşşâî ortodoksi” karşısındaki tutumunu tartışmış, filozofun bu girişte olsun, orada sözünü ettiği el-Felsefetü’l-meşriķıyye’ye dair eserin girişinde olsun kendisini Aristocu geleneğin bilinçli bir reformcusu şeklinde takdim ettiğini yazmıştır.

Gutas, Cûzcânî’nin verdiği bilgileri eleştirel bir yaklaşımla değerlendirirken İbn Sînâ’nın eserini yazmaya Hemedan Emîri Şemsüddevle’nin vefatından hemen önce 411 (1020) yılı dolaylarında başladığını söylemektedir. Cûzcânî’nin metinlerinden çıkan kronolojiye göre eş-Şifâǿnın yazılışı 411-418 (1020-1027) yılları arasında gerçekleşmiş, muhtemelen müellif kırk sekiz yaşındayken tamamlanmıştır. Buna göre eserin yazılışı filozofun telif hayatının orta dönemine denk gelmektedir (a.g.e., s. 104-105, 145). Sık sık yanlış biçimde eş-Şifâǿnın özeti olarak nitelenen, aslında filozofun eş-Şifâǿdan önce kaleme aldığı bazı eserlerden derlenmiş olan Kitâbü’n-Necât’ın yazılışı da bu sürecin son yıllarına rastlamaktadır (a.g.e., s. 112-114). Kitâbü’n-Necât’ta eş-Şifâǿya iki yerde atıf yapılmaktadır (s. 83, 131). Filozof son dönem eserleri olan el-İşârât (I, 483) ve el-Mübâĥaŝât’ta da (s. 92) eş-Şifâǿya göndermede bulunmuştur (İbn Sînâ’nın eserlerinin kronolojisi için bk. Gutas, s. 145; krş. Reisman, s. 304).

İbn Sînâ felsefesinin felsefe, kelâm ve tasavvuf üzerinde büyük bir etki yaptığı bilinmektedir. Bu etkiyi daha sonraki nesillere taşıyan eserler arasında eş-Şifâǿnın önemli bir yeri vardır. Her ne kadar hakkında yazılan şerhler vasıtasıyla el-İşârât ve’t-tenbîhât ve nisbeten küçük hacmi sebebiyle Kitâbü’n-Necât yaygın biçimde okunmuşsa da eş-Şifâǿ, İbn Sînâ ile ilgili temel başvuru kaynağı olmuştur. Meselâ Gazzâlî’nin Tehâfütü’l-felâsife’sinde ve Şehristânî’nin Nihâyetü’l-iķdâm’ında özellikle âlemin hudûsu ve kıdemi problemi tartışılırken çoğunlukla eş-Şifâǿdan nakiller yapılmıştır. İbn Rüşd’ün Tehâfütü Tehâfüti’l-felâsife’sinde gerek olumlayıcı gerekse eleştiri amaçlı nakillerde de aynı durum söz konusudur. Ayrıca İbn Haldûn’un Muķaddime’sinin çeşitli yerlerinde eş-Şifâǿdan bahsedilmektedir. Nesefî’nin el-ǾAķāǿid’i, Teftâzânî’nin el-Maķā-śıd’ı, Îcî’nin el-Mevâķıf’ı ile bunlara yazılan şerh ve hâşiyeler verilen örneklere eklendiğinde eş-Şifâǿnın yaygın bir çevrede okunduğu tahmin edilebilir (anılan eserlerde eş-Şifâǿdan nakiller ve esere yapılan atıflar hakkında bk. eş-Şifâǿ, İbrâhim Medkûr’un mukaddimesi, s. 29-30). Bunun yanı sıra eş-Şifâǿnın çeşitli cümle veya fenleri için yazılan şerh, hâşiye, ta‘lik ve telhisler de eserin etkisini yansıtır (Yahyâ Mehdevî, s. 172-174; ayrıca bk. Ergin, s. 93, 111-112). Bunlardan Sadreddin eş-Şîrâzî’nin eş-Şifâǿnın el-İlâhiyyât’ı için yazdığı ta‘lîkātla (Tahran 1305/1885 baskısının hâmişinde) Muhammed Mehdî en-Nerâkī’nin Şerĥu’l-İlâhiyyât min Kitâbi’ş-Şifâǿsı (nşr. Meh-dî Muhakkık, Tahran 1365/1986) özellikle anılmalıdır. eş-Şifâǿnın günümüze ulaşan yazma nüshalarının çokluğu da bu hususta fikir verir. Bazıları eserin tamamını içeren, bazıları riyâziyyâtı dışarıda bırakan, bazıları bir veya iki disiplinden ibaret çok sayıda yazma dünya kütüphanelerinde mevcut olup bunlardan elliyi aşkın nüsha İstanbul kütüphanelerindedir (eş-Şifâǿ yazmalarının bir dökümü için bk. Anawati, s. 69-78; Yahyâ Mehdevî, s. 170-172). Türkiye’de bulunan eş-Şifâǿ yazmaları içinde Fâtih Sultan Mehmed’e sunulan 871 (1466-67) istinsah tarihli el-İlâhiyyât nüshası (Tire Necib Paşa Ktp., nr. NP/446 → Ankara: Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, 2005), Türk kültür tarihinde esere olan ilginin anlamlı bir göstergesidir.

eş-Şifâǿ Latin Ortaçağı’nda genellikle Sufficientia, bazan da Sanatio adıyla tanınmıştır. Bu karşılıkların ilki Latince’de “yeterlik” anlamına geldiğinden isabetsizdir. Sanatio ise Latince’de “iyileşme” demektir ve eş-Şifâǿnın anlamına uygundur. Gilson, Liber Sufficientia adının bilinçli şekilde eş-Şifâǿnın eŧ-ŦabîǾiyyât’ına ait Latince bir tercümenin ismi olarak da kullanıldığına dikkat çekmektedir. Buna göre İbn Sînâ’nın fizik kitabının bu adı taşımasının sebebi, yanlışları reddetmekle vakit kaybetmeksizin fizik hakkındaki doğruları yeterli biçimde ortaya koyma amacıdır


(History of Christian Philosophy, s. 192, 236). Eserin çeşitli cümle, fen, makale ve fasıllarına ait kısmî Latince tercümeleri farklı zamanlarda ve bazan yardımlaşarak başta Avendauth Israelite (İbn Dâvûd) ve Dominicus Gundissalinus olmak üzere Johannes Gunsalvi, Alfredus Sareshalensiss, Giraldus Lumbardus, Gehard de Cremona ve Michael Scotus gibi kişiler tarafından yapılmıştır. Avrupa’nın belli başlı kütüphanelerinde bu tercümelere ait 150’yi aşkın yazma nüshanın mevcut oluşu eş-Şifâǿya Ortaçağ Latin dünyasında verilen önemin bir göstergesidir (ayrıntılı bilgi için bk. Karlığa, s. 341-351).

Avrupa’da XII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren başlayan eş-Şifâǿ tercümelerinin Latin Ortaçağ felsefe ve teoloji dünyasını etkilediği görülmektedir. İlk etkiler ise mütercimlerinin kendi eserlerinde görülmektedir. XII. yüzyılın sonlarına doğru, Liber de Anima adıyla eş-Şifâǿnın en-Nefs ve Liber de philosophia prima sive scienia divina adıyla el-İlâhiyyât fenlerinden tercümeler yapan Dominicus Gundissalinus, De processione mundi ve De Anima adlı eserlerinde başka kaynakların yanı sıra İbn Sînâ’dan da yararlanmıştır. XIII. yüzyılın başlarında varlığı bilinen De causis primis et secundis adlı anonim eser de geniş ölçüde eş-Şifâǿnın el-İlâhiyyât’ından derlenerek yazılmıştır. XIII. yüzyıldan itibaren Paris Üniversitesi hocalarının İbn Sînâ’nın eserlerine vâkıf olduğu kaydedilmektedir. Oxford ve Cambridge’de ders vermiş olan Paris Üniversitesi hocalarından John Blund, eş-Şifâǿnın en-Nefs tercümesindeki ana fikirleri izlediği De Anima adlı eserinde filozofun adını yirmi yerde zikretmiştir. eş-Şifâǿnın fiziğinden madenlerle ilgili bölümü De Mineralibus adıyla tercüme eden Sareshalli Alfredus, Aristo’nun Meteorologica’sına yazdığı şerhte İbn Sînâ’dan “büyük filozof” diye söz etmiştir. Bunun gibi Auvergneli William da De Anima adlı eserinde enerjisinin çoğunu en-Nefs’teki fikirlere saldırmaya ayırmıştır. eş-Şifâǿnın el-İlâhiyyât’ından çeviriler içeren Liber de philosophia prima’nın Avrupa Ortaçağ felsefesinde hareket noktası teşkil ettiği belirtilir. Özellikle iki büyük hıristiyan düşünürü Thomas Aquinas ve Duns Scotus’un metafiziklerinin şekillenmesinde bu eserin açık, kesin ve belirleyici etkileri olmuştur (Gilson, s. 236-238; Meranbon, II, 1003-1006; Butterworth - Kessel, s. 26-29, 44-45, 61-65).

Neşirleri ve Tercümeleri. eş-Şifâǿnın fizik ve metafiziği içeren ilk baskısı Tahran’da yapılmıştır (1305). Tamamı ise uzun süren bir proje kapsamında yirmi iki cilt halinde Kahire’de neşredilmiştir (1952-1983). Bu neşrin on cilt halinde Tahran’da (h. 1405, M. M. Âyetullah el-Uzmâ el-Mar‘aşî en-Necefî tarafından) ve Beyrut’ta (1992) tıpkıbasımları gerçekleştirilmiştir. eş-Şifâǿnın bazı fenleri çeşitli Batı ve Doğu dillerine tercüme edilmiştir. Eserin tamamının -Arapça neşriyle karşılıklı olarak- Türkçe’ye çevrilmesi projesi Muhittin Macit’in editörlüğünde halen devam etmekte olup bugüne kadar dokuz fenninin tercümesi yayımlanmıştır (İstanbul 2004-2008). Anılan neşirlerle tercümelerinin dökümü eş-Şifâǿnın özgün tertibine göre şöyledir: A) el-Manŧıķ. 1. el-Medħal (nşr. İbrâhim Medkûr - Georges C. Anawati - Mahmûd el-Hudayrî - Fuâd el-Ehvânî, Kahire 1952; T trc. Ömer Türker, Mantığa Giriş, Medhal [İstanbul 2006]). 2. el-Maķūlât (nşr. Georges C. Anawati - Mahmûd el-Hudayrî - Ahmed Fuâd el-Ehvânî - Saîd Zâyid, Kahire 1959). 3. el-Ǿİbâre (nşr. Mahmûd el-Hudayrî, Kahire 1970; T trc. Ömer Türker, Yorum Üzerine, İstanbul 2006). 4. el-Ķıyâs (nşr. Mahmûd el-Hudayrî, Kahire 1970; İng. trc. N. Shehaby, The Propositional Logic of Avicenna. A Translation from al-Shifâ: al-Qiyâs, Dordrecht, Reidel 1973). 5. el-Burhân (nşr. Ebü’l-Alâ el-Afîfî, Kahire 1955; el-Burhân min Kitâbi’ş-Şifâǿ, nşr. Abdurrahman Bedevî, 2. bs., Kahire 1966; T trc. Ömer Türker, İkinci Analitikler, İstanbul 2006). 6. el-Cedel (nşr. Ahmed Fuâd el-Ehvânî, Kahire 1965; T trc. Ömer Türker, Topikler, İstanbul 2008). 7. es-Safsata (nşr. Ahmed Fuâd el-Ehvânî, Kahire 1958; T trc. Ömer Türker, Sofistik Deliller, İstanbul 2006). 8. el-Ħaŧâbe (nşr. Muhammed Sâlim Sâlim, Kahire 1954). 9. Fennü’ş-ŞiǾr min Kitâbi’ş-Şifâǿ (nşr. Abdurrahman Bedevî [Arisŧoŧâlîs: Fennü’ş-ŞiǾr içinde, s. 161-198], Kahire 1966; İng. trc. I. Dahiyat, Avicenna’s Commentary on the Poetics of Aristotle, Leiden 1974). B) eŧ-ŦabîǾiyyât. 1. es-Semâǿü’ŧ-ŧabîǾî (nşr. Saîd Zâyid, Kahire 1983; es-Semâǿü’ŧ-ŧabîǾî min Kitâbi’ş-Şifâǿ, nşr. Ca‘fer Âlü Yâsîn, Beyrut: Dârü’l-Menâhil 1416/1996; T trc. Muhittin Macit - Ferruh Özpilavcı, Fizik, I-II, İstanbul 2004-2005; Far. trc. M. Ferûgī, Fenn-i Semâǿ-i ŦabîǾî, Tahran 1937, 1983). 2. es-Semâǿ ve’l-Ǿâlem. 3. el-Kevn ve’l-fesâd. 4. el-EfǾâl ve’l-infiǾâlât (nşr. Mahmûd Kāsım, Kahire 1969; el-Kevn ve’l-fesâd’ın T trc. Muammer İskenderoğlu, Oluş ve Bozuluş, İstanbul 2008). 5. el-MeǾâdin ve’l-âŝârü’l-Ǿulviyye (nşr. Abdülhalîm Müntasır - Saîd Zâyid - Abdullah İsmâil, Kahire 1965). 6. en-Nefs (nşr. Georges C. Anawati - Saîd Zâyid, Kahire 1975; Avicenna’s De Anima, Being the Psychological Part of Kitâb al-Shifâ, nşr. Fazlurrahman, London 1959; en-Nefs min Kitâbi’ş-Şifâǿ, nşr. Âyetullah Hasanzâde Âmülî, Kum 1996; Far. trc. A. Dânâsareşt, Kitâb-i Revanşinâsî-yi Şifâǿ, Tahran 1929, 1985; Psychologie d’Ibn Sînâ [Avicenne], d’après son çuvre al-Shifâ, nşr. ve Fr. trc. J. Bakoš, Prague 1956; Paris-Beyrut 1982 [Fr. trc. hariç]; Rusça trc. L. Xromov, Book of the Soul [M. Asimov, Ibn Sina, Izbranniye filosofskia proizvedeniya, Moskow, Nauka 1980 içinde, s. 383-522]). 7. en-Nebât (nşr. Abdülhalîm Müntasır - Saîd Zâyid - Abdullah İsmâil, Kahire 1965). 8. el-Ĥayevân (nşr. Abdülhalîm Müntasır - Saîd Zâyid - Abdullah İsmâil, Kahire 1970). C) er-Riyâżiyyât. 1. Uśûlü’l-hendese (nşr. Abdülhamîd Sabra - Abdülhamîd Lutfî Mazhar, Kahire 1976). 2. el-Ĥisâb (nşr. Abdülhamîd Lutfî Mazhar, Kahire 1975). 3. CevâmiǾu Ǿilmi’l-mû-sîķā (nşr. Zekeriyyâ Yûsuf, Kahire 1956; T trc. Ahmet Hakkı Türabi, Mûsikî, İstanbul 2004). 4. Ǿİlmü’l-heyǿe (nşr. Muhammed Rızâ Medver - İmam İbrâhim Ahmed, Kahire 1980). D) el-İlâhiyyât (I, nşr. Georges C. Anawati - Saîd Zâyid, Kahire 1960; II, nşr. Muhammed Yûsuf Mûsâ - Süleyman Dünyâ - Saîd Zâyid, Kahire 1960; T trc. Ekrem Demirli - Ömer Türker, Kitâbu’ş-Şifâ, Metafizik, I-II, İstanbul 2004-2005; Alm. trc. Max Horten, Die Metaphysik Avicennas: Das Buch der Genesung der Seele, Leipzig-New York 1907, Frankfurt 1961; Fr. trc. Georges C. Anawati, La Métaphysique du Shifâ’, I-II, Paris: J. Vrin 1978, 1985; İng. trc. ve nşr. Michael Marmura, The Metaphysics of The Healing: a Parallel English-Arabic Text, Provo, Utah 2005).

eş-Şifâǿnın çeşitli fen ve bahisleriyle ilgili ilk Latince neşirler 1485-1495 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Bunların içinde el-İlâhiyyât’ın ilk bölümüne ait olan Metaphysica sive prima philosophia (Venedik 1495; Frankfurt 1966) özellikle zikredilmelidir. Daha sonra kısmî tercümelerden oluşan metinler ilk defa toplu halde Avicenne perhypatetici philosophi ac medicorum facile primi opera başlığıyla yayımlanmıştır (Venedik 1508). Bu neşrin Latince’deki İbn Sînâ araştırmacıları için önem arzeden tıpkıbasımı


Marie-Thérèse d’Alverny’nin açıklamalarıyla birlikte Avicenna Latinus adıyla yapılmıştır (Frankfurt 1961). Anılan toplu neşir içinde: 1. Logica (el-Manŧıķ, el-Medħal’den, vr. 2-12v); 2. Sufficientia (es-Semâǿü’ŧ-ŧabîǾî’den, vr. 13-36v); 3. De celo et mundo (es-Semâǿ ve’l-Ǿâlem’den, vr. 37-42v); 4. De Anima (en-Nefs’ten, vr. 1-28v); 5. De Animalibus (el-Ĥayevân’dan, vr. 29-64); 6. De Intelligentiis (Liber Avicenne in primis et secundis substantiis et de fluxu entis. Kısaca Fluxu entis adıyla da bilinen bu tercüme İbn Sînâ’nın bir eserine ait olmayıp filozofa nisbet edilmiştir, vr. 64v-67v); 7. Alpharabius de intelligentiis (Fârâbî’nin Maķāle fî MeǾâni’l-Ǿaķl’ından, vr. 68-69v); 8. Philosophia prima (el-İlâhiyyât’tan, vr. 70-109v) başlıklı metinler yer almaktadır. eş-Şifâǿnın Latince tercümelerinin tahkikli neşri ise toplu halde yine Avicenna Latinus adıyla yapılmıştır (nşr. Simone van Riet, Leiden 1968-1992). Bu diziden çıkan ve -1983 tarihli olanı hariç- her birine Gérard Verbeke tarafından giriş yazılan neşirler şunlardır: 1. Liber de anima seu sextus de naturalibus, I-II-III (1972). 2. Liber de anima seu sextus de naturalibus, IV-V (1968). 3. Liber de philosophia prima sive scienta divina, I-IV (1977). 4. Liber de philosophia prima sive scienta divina, V-X (1980). 5. Liber de philosophia prima sive scienta divina, I-X (1983). 6. Liber Tertius naturalium de generatione et corruptione (1987). 7. Liber Quartus naturalium de actionibus de actionibus et passionibus qualitatum primarum (1989). 8. Liber Primus naturalium. Tractatus Primus de causis et principiis naturalium (1992). Bu dizide yer almayan el-MeǾâdin ve’l-âŝârü’l-Ǿulviyye’nin birinci makalesinden seçilmiş bölümlerin Alfredus Sareshalensis tarafından yapılmış Latince tercümesi de Arapça neşri ve İngilizce çeviriyle birlikte yayımlanmıştır (Avicennae de congelatione et conglutinatione lapidum, being sections of the Kitâb al-Shifâ’, nşr. E. J. Holmyard - D. C. Mandeville, Paris 1927).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sînâ, eş-Şifâǿ el-İlâhiyyât (1), s. 22; a.mlf., eş-Şifâǿ el-Manŧıķ (1), s. 9-11; ayrıca bk. Ebû Ubeyd el-Cûzcânî’nin girişi, s. 1-4; İbrâhim Medkûr’un Mukaddime’si, s. 1-77; a.mlf., eş-Şifâǿ eŧ-ŦabîǾiyyât (1), s. 3-4; a.mlf., el-İşârât, I, 483; a.mlf., en-Necât (nşr. Mâcid Fahrî), Beyrut 1405/1985, s. 83, 131; a.mlf., el-Mübâĥaŝât (nşr. Muhsin Bîdârfer), Kum 1371/1413, s. 92, 374; İbnü’l-Kıftî, İhbârü’l-Ǿulemâǿ (Lippert), s. 413-426; İbn Ebû Usaybia, ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. 440-445; G. C. Anawati, Müǿellefâtü İbn Sînâ, Kahire 1950, s. 29-31, 69-79; Yahyâ Mehdevî, Fihrist-i Nüsħahâ-yi Muśannefât-ı İbn Sînâ, Tahran 1333 hş., s. 125-174; E. Gilson, History of Christian Philosophy in the Middle Ages, New York 1955, s. 187-216, 235-245; Osman Ergin, İbn Sina Bibliyografyası, İstanbul 1956, s. 32-33, 93, 111-112; D. Gutas, Avicenna and the Aristotelian Tradition, Leiden 1988, s. 101-114, 145, 188; J. L. Janssens, An Annotated Bibliography on Ibn Sînâ: 1970-1989, Leuven 1991, s. 3-13; J. Meranbon, “Medieval Christian and Jewish Europa”, History of Islamic Philosophy (nşr. Seyyed Hossein Nasr - O. Leaman), London 1996, II, 1003-1006; H. Daiber, Bibliography of Islamic Philosophy, Leiden 1999, I, 98-101, 472-473; II, 292-295; D. C. Reisman, The Making of the Avicennan Tradition, Leiden 2002, s. 289-295, 304; Charles E. Butterworth - B. A. Kessel, İslâm Felsefesinin Avrupa’ya Girişi (trc. Ömer Mahir Alper), İstanbul 2002, s. 26-29, 44-45, 61-65; Bekir Karlığa, İslâm Düşüncesi’nin Batı Düşüncesi’ne Etkileri, İstanbul 2004, s. 339-361.

İlhan Kutluer