EŞTERKÛNÎ

الأشتركوني

Ebü’t-Tâhir Muhammed b. Yûsuf b. Abdillâh el-Eşterkûnî es-Sarakustî (ö. 538/1143)

Arap dili ve edebiyatı âlimi, makāme yazarı.

Endülüs’te Sarakusta’da (Zaragoza) doğdu. İbnü’l-Eşterkûnî (İbnü’l-Eşterkûyî) lakabıyla. Temîmî, Mâzinî, Kurtubî ve Sarakustî nisbeleriyle de tanınır. Ailesi Endülüs’ün kuzey taraflarındaki Eşterkûn (Eşterkûy) adlı bir kalede oturduğundan bu nisbeyi almıştır. Tahsil maksadıyla Endülüs’te birçok şehri gezdi ve buralardaki âlimlerden faydalandı. Hocaları arasında, başta Ebû Ali es-Sadefî olmak üzere İbnü’s-Sîd el-Batalyevsî ve Ebû Umrân b. Ebû Telîd gibi simalar bulunan Eşterkûnî Belensiye (Valencia), Şâtıbe (Jativa), Kurtuba (Cordoba) ve İşbîliye’de de (Sevilla) birçok âlimin talebesi olmuştur. Ayrıca Gırnata, Malaka ve İşbîliye’de bulunan bir kısım ilim adamıyla mektuplaştı ve bazılarıyla görüşmek üzere bu şehirlere gitti. Onun 508 (1114-15) ve 509 (1116) yıllarında Mürsiye’de Ebû Ali es-Sadefî’nin yanında bulunduğu bilinmektedir (İbnü’l-Ebbâr, s. 141).

İbn Beşküvâl, İbn Ebbâr ve Süyûtî gibi âlimler Eşterkûnî’nin Arap dili ve edebiyatı alanında derin vukufu olduğunu belirtmişlerdir. Eşterkûnî mülûkü’t-tavâif devri emîrlerinden bazılarının sarayında önemli bir mevki elde etmiş, Meriye’de bazı emîrlere kasideler yazmış ve Benî Abbâd’la da dostluk kurmuştur. Daha sonra Kurtuba’ya yerleşerek burada Kur’an ve hadis dersleri verdi. Öğrencileri ve râvileri arasında İbn Beşküvâl, İbn Hayr, Ebû Ca‘fer Ahmed b. Ali el-Kurtubî gibi isimler bulunan Eşterkûnî kaleme aldığı sözlük ve makāme*leriyle ünlüdür. Günümüze gelen şiirlerinden onun güçlü bir şair olmadığı anlaşılmaktadır. Eşterkûnî 21 Cemâziyelevvel 538’de (1 Aralık 1143) Kurtuba’da vefat etti.

Eserleri. 1. el-Müselsel. Bir çeşit sözlük olan bu eserin özelliği, “anlamları birbiriyle ilgili kelimeler” demek olan müdâhal (müdâhalât) tarzında yazılmış olmasıdır. Gulâm Sa‘leb’in (ö. 345/957) el-Müdâħal’i ve Ebü’t-Tayyib el-Lugavî’nin Şecerü’d-dürr’ünden sonra sahasında üçüncü önemli eserdir. Müellif el-Müselsel’in telif sebebini açıklarken Gulâm Sa‘leb’in eserini yetersiz bulduğunu, daha mükemmel bir eser ortaya koymak için bu kitabı yazdığını söylemektedir. Eserin kaynağının büyük ölçüde Müberred’in el-Kâmil’i olduğu söylenmektedir (Süyûtî, I, 279). el-Müselsel’de kelimeler müterâdifleriyle anlatılmakta, müterâdifin anlamı da bir başka müterâdif kelimeyle açıklanmakta, bu şekilde devam edilerek uzunca bir zincir meydana getirilip sonunda hepsi bir kökle birbirine bağlanmaktadır. el-Müselsel elli babdır ve bunlar herhangi bir başlık taşımamaktadır. Her bab, içinde anlaşılması güç kelimeler bulunan örnek bir şiirle (şâhid) başlar. Müellif söz konusu kelimelerden birini seçerek silsileyi başlatır ve her babın son kelimesiyle ilgili bir başka şiirle istişhâdda bulunarak bitirir. Eser Muhammed Abdülcevâd’ın mukaddimesiyle basılmıştır (Kahire 1377/1957). 2. el-Maķāmâtü’l-lüzûmiyye. Eşterkûnî, el-Maķāmâtü’s-Saraķustiyye ve el-Maķāmâtü’l-Ķurŧubiyye diye de bilinen bu eseri sayesinde VI. (XII.) yüzyılda Endülüs’te yetişmiş en büyük makāme müellifi olarak kabul edilmiştir. Kurtuba’da telif ettiği bu kitabında Ebü’l-Alâ el-Maarrî’nin üslûbundan etkilendiği ve adını da onun Lüzumu mâ lâ yelzem (el-Lüzûmiyyât) isimli eserinden ilham alarak verdiği anlaşılmaktadır. Diğer birçok Endülüslü makāme müellifi gibi Eşterkûnî de eserini Harîrî’nin el-Maķāmât’ına nazîre olarak kaleme almıştır. Nitekim Harîrî’nin eseri gibi bu kitap da elli makāmeden meydana gelmekte, bir kısım makāmelerin “makāmâtü’ş-şuarâ, makāmâtü’n-nazm ve’n-nesr” gibi adları bulunmakta, bazılarında ise herhangi bir başlık yer almamaktadır. Üslûbu ağır olan eserde seçili bir dil kullanılmış olup bu seçili tarz makāmeden makāmeye farklılık göstermektedir. Ayrıca Harîrî’nin eserinde olduğu gibi bunda da iki aslî şahsiyet bulunmakta ve konusunu soytarılık ve dilencilikle arzusuna ulaşmaya çalışan bir kişinin macerası teşkil etmektedir. Eşterkûnî’nin geniş sözlük bilgisini ve güçlü bir müellif olduğunu gösteren eserde hikâyelerin şekil ve muhtevalarının birçoğu da Harîrî’nin Maķāmât’ından alınmıştır. Bundan dolayı eser Doğu makāmeleri tarzına çok benzemekte, ancak Endülüs halkının fert ve toplum hayatını da yansıtmaktadır. Aşırı Doğu tesiri sebebiyle bu kitabı toplumsal ve edebî tenkit yönünden bir yenilik olarak kabul etmek mümkün değildir (İhsan Abbas, Târîħu’n-naķdi’l-edebî, s. 501; Muhammed Rıdvân ed-Dâye, s. 358). VI. (XII.) yüzyılın başlarında Dâniyeli vezir Ebû Ca‘fer Ahmed b. Ahmed, kitaptaki


makāmelerden birine Risâletü’l-intiśâr fi’r-reddi Ǿalâ śâĥibi’l-Maķāmâti’l-Ķurŧubiyye adıyla bir reddiye yazmıştır (Brockelmann, GAL Suppl., I, 543). el-Maķāmâtü’l-lüzûmiyye Beyrut’ta basılmıştır (ts.). Eşterkûnî’nin Müberred’in el-Kâmil’ine bir şerh yazdığı da kaydedilmektedir (Keşfü’z-zunûn, II, 1382; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 89).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Beşküvâl, es-Sıla, Kahire 1966, II, 588; İbnü’l-Ebbâr, el-MuǾcem fî ashâbi’l-İmâm Ebî ǾAlî es-Sadefî, Madrid 1885 → Beyrut, ts., s. 140-141; Süyûtî, Bugyetü’l-vuǾât, I, 279; Keşfü’z-zunûn, II, 1382, 1785; Abdurrahman Fehmi, Medresetü’l-Arab, İstanbul 1304, I, 137-138; Brockelmann, GAL, I, 377; Suppl., I, 543; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 89; Ziriklî, el-AǾlâm, VII, 149; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XII, 129; Muhammed Rıdvân ed-Dâye, Târîhu’n-nakdi’l-ǾArabî, Beyrut 1401/1981, s. 352-363; Ömer Ferruh, Târîhu’l-edeb, V, 237-245; İhsan Abbas, Târîhu’n-nakdi’l-edebî Ǿinde’l-ǾArab, Beyrut 1404/1983, s. 500-501; a.mlf., Târîhu’l-edebi’l-Endelüsî (Ǿasrü’t-tavâǿif ve’l-Murâbıtîn), Beyrut 1985, s. 317-324; Ahmed eş-Şerkâvî İkbal, MuǾcemü’l-meǾâcim, Beyrut 1407/1987, s. 344-346; H. Nemah, “Andalusian Maqâmât”, JAL, V (1974), s. 88-92; Muhammed el-Hâdî et-Trablusî, “Medhal ilâ tahlîli’l-Makâmâti’l-lüzûmiyye li’s-Sarakustî”, Havliyyâtü’l-CâmiǾati’t-Tûnisiyye, sy. 28, Tunus 1988, s. 111-143; Mahmûd Tarşûne, “Fennü’l-Makâme fi’l-Endelüs”, a.e., s. 145-166; “İbn-i Eşterkûnî”, DMBİ, III, 15-16.

Zülfikar Tüccar