EVÂİL

الأوائل

Deney öncesi ilk bilgiler veya bir ilmin dayandığı temel ilkeler; insanlık tarihi boyunca ilk yapılanları tesbite çalışan ilim dalı.

Arapça’da “ilk, birinci” anlamındaki evvel kelimesinin çoğulu olan evâil, yaygın olarak İlmü’l-evâil adlı tarihî ve edebî disiplin çerçevesinde “tarihte ilkler” üzerine yazılmış eserler mânasında kullanılmakla birlikte felsefede ıstılahî bir anlam kazanmıştır. İslâm mantık tarihinin öncülerinden olan Kindî ve Fârâbî’nin bu terimi “deney öncesi (a priori, aksiyom, öncel) bilgi” anlamında kullandıkları anlaşılmaktadır. Buna göre sağlıklı bir zihne sahip olan herkesin doğuştan getirdiği yatkınlıkla duyu tecrübelerine başvurmadan sahip olduğu bilgilere “el-evâilü’l-me’lûfe”, “el-evâilü’l-mantıkıyye” ve “el-evâilü’l-müteârefe” (herkesin kesinlik ve doğruluğunu kavrayıp iştirak ettiği ilk bilgiler) denmektedir. Meselâ, “Bütün parçasından büyüktür; İnsan at değildir” gibi önermelere bu bilgilerle doğrudan ve tabii olarak ulaşılmaktadır (Kindî, s. 127; Fârâbî, Risâletü’t-tenbîh, s. 233-235). Fârâbî’nin, Aristo’ya ait el-Ǿİbâre adlı esere yazdığı şerhte doğuştan getirilen apaçık, tartışma ve kuşku götürmez ilk bilgileri ifade etmek üzere evâil kavramını kullandığı görülmektedir (Şerĥu’l-Fârâbî li-Kitâbi Arisŧuŧâlis fi’l-Ǿİbâre, s. 83-84). Fârâbî ayrıca mantık ilmine başlamadan önce edinilecek temel bilgiler için de bu kavramı kullanmıştır (Risâletü’t-tenbîh, s. 232). İbn Sînâ’nın, “ilk bilgiler” anlamında evâil terimine yer vermekle birlikte (eş-Şifâǿ el-İlâhiyyât, I, 429) daha çok evveliyyât kelimesini tercih ettiği ve bu terimi de yine doğuştan gelen, istidlâl ve duyu tecrübelerine dayanmayan, doğruluğunun anlaşılması için kendisinden başka bir açıklamanın gerekmediği aksiyomatik önermeler anlamında kullandığı bilinmektedir (en-Necât, s. 64-66). İbn Rüşd için de evâil aynı anlamlara gelmekte ve “el-evâilü’l-yakīniyye” şeklindeki kullanımıyla ilk bilgilerin kesinlikleri ve ispata ihtiyaç duymamaları vurgulanmaktadır (Tehâfütü’t-Tehâfüt, s. 128).

Bu felsefî kullanımı dışında evâil denilince daha ziyade her ilmin öncülerinden ve tarihin ilklerinden bahseden eserler akla gelir. Kâtib Çelebi, evâili edebiyat ve tarihle ilgili başlı başına bir ilim olarak tanımlamakla beraber (Keşfü’ž-žunûn, I, 199-200) evâilin başta antik felsefe metinleri olmak üzere diğer birçok eserle de ilgisi vardır. Kâtib Çelebi’nin açıklamasından hareketle evâilin daha ziyade her ilmin tarihini konu alan eserler ve dolayısıyla bir tür ilimler tarihi olduğu söylenebilir.

Evâile önem veren müslümanlar ilk sîret kitaplarında sakal ve bıyık kısaltma, dişleri misvakla yıkama, tırnakları kesme gibi bazı önemli âdetleri ilk defa uygulayanların semavî dinlerin peygamberleri veya büyükleri olduğunu tesbit etmeye çalışmışlardır. Bununla birlikte müslümanların evâile olan ilgisinin doğrudan doğruya İncil ile ve eski Yunan’dan yapılan tercümelerin etkisiyle uyandığı iddia edilmiştir (EI2 [İng.], I, 758). Halbuki müslümanların kendi kültür ve geleneklerinin kaynağını araştırması tabii bir hadisedir ve bunun için evâil konusunda kaleme alınmış eski kaynaklara başvurmuşlardır.

Evâil kitaplarında verilen bilgiler İslâm öncesi dönem, Asr-ı saâdet ve daha sonrası olmak üzere üç kısma ayrılabilir. İslâm öncesine dair bilgiler Hz. Âdem’den başlatılmakta, bu arada hurafelere ve İsrâiliyat’a dayanan mâlumat da verilmektedir. Asr-ı saâdet ve daha sonrasına dair bilgiler ise genellikle tarih ve hadis kitaplarına dayandırılmaktadır. Genel anlamda evâil kitaplarının muhtevası incelendiğinde, bu eserlerin edebiyat ve ilimler tarihi bakımından önem taşımalarının yanı sıra müslümanların kültür tarihini nasıl değerlendirdikleri konusunda da zengin bir kaynak oluşturdukları görülür.

Kâtib Çelebi evâile dair ilk eserin Ebû Hilâl el-Askerî (ö. 400/1009’dan sonra) tarafından kaleme alındığını söylerse de ilk telifin İbnü’l-Kelbî’ye (ö. 204/819) ait olduğu anlaşılmaktadır (İbnü’n-Nedîm, s. 109). Günümüze gelen evâille ilgili belli başlı eserler şunlardır: 1. Ebû Bekir b. Ebû Şeybe (ö. 235/849), el-Muśannef. İlk tasnif edilen hadis kitaplarından biri olup evâil konusu “Kitâbü’l-Evâil” başlığı altında ele alınmıştır (VII, 247-276). Eser, Kûfe’de ilk defa kadılık yapan kişinin Süleyman b. Rebîa el-Bâhilî olduğu, ancak kırk gün zarfında kendisine hiçbir davacının başvurmadığı, bayramlarda minberi mescid dışına ilk defa Bişr b. Mervân’ın çıkardığı gibi hususlarla başlamakta, Resûl-i Ekrem ile daha önceki peygamberlerin, ashap ve tâbiîn ile daha sonraki dönemlerde yaşayanların yaptığı kaydedilen ilk hareketleri, herhangi bir sıra gözetmeden 315 rivayet halinde senedleriyle birlikte zikretmektedir. 2. İbn Kuteybe, el-Evâǿil. Eserde emîr hitabıyla ilk defa selâmlanan kişinin Mugīre b. Şu‘be olduğu söylenmektedir. Daha sonra zikredilen ilklerden biri de Konstantiniye’nin kapısına kılıcıyla ilk defa vurup Bizans ülkesinde ilk ezanı okuyan, Mesleme b. Abdülmelik kumandasında İstanbul kuşatmasına katılan Abdullah b. Küleyb’dir. Eserdeki bilgiler senedsiz olarak nakledilmektedir. Müellifin el-MaǾârif’te (s. 551-558) bir bölüm halinde ele aldığı konular Muhammed Bedreddin el-Kahvecî tarafından müstakil bir kitap olarak yayımlanmıştır (Dımaşk 1407/1987). 3. İbn Ebû Âsım en-Nebîl, el-Evâǿil. Eser, ilk yaratılan şeyin kalem olduğuna dair üç ayrı rivayetle başlamakta ve 194 rivayeti senedleriyle birlikte zikretmektedir. Kitaptaki rivayetler Ebû Hâcir Muhammed Saîd b. Besyûnî Zağlûl tarafından titiz bir çalışma ile tahkik edilmiştir (Beyrut 1407/1987). 4. Taberânî, Kitâbü’l-Evâǿil. Seksen altı rivayetin senedleriyle birlikte yer aldığı bu eser Süyûtî’nin el-Vesâǿil’i ile birlikte yayımlanmıştır (Beyrut 1406/1986). 5. Ebû Hilâl el-Askerî, el-Evâǿil. Süyûtî tarafından ihtisar edilen eser (aş. bk) birkaç defa basılmıştır (Medine 1966; Dımaşk 1975 - 1976, 1984; Riyad 1401/1981). 6. Bedreddin eş-Şiblî, Meĥâsinü’l-vesâǿil fî maǾrifeti’l-evâǿil. Müellif, zamana nisbet edilmeksizin ilk varlığın Allah Teâlâ, ensardan ilk müslümanın Sa‘d b. Zürâre olduğunu zikrederek yaratıkların ilkleriyle eserine başlamakta, Hz. Âdem’den Hz. Peygamber’e kadar geçen çağlarda, Asr-ı saâdet, Hulefâ-yi Râşidîn devri ve daha sonraki dönemlerde meydana gelen ilkleri, ayrıca giyim kuşamda ve ilmî konularla âhiret hayatında meydana gelecek ilkleri geniş bir şekilde ele almaktadır. Zehebî ve Safedî gibi âlimlerin takdirle karşıladığı eser Muhammed Altuncî tarafından yayımlanmıştır (Beyrut 1412/1992). 7. Takıyyüddin Ebû Bekir b. Zeyd el-Cerrâî, el-Evâǿil. Fıkıh kitaplarının tertibine göre (tahâret, salât, zekât, savm, hac vb.) yirmi bab halinde telif edilen eserde bazı konularda ilk yazılan kitaplara bir bölüm ayrılmış,


birbiriyle ilgisi bulunmayan çeşitli ilkler de son bölümde zikredilmiştir. Eser müellif nüshası esas alınarak Âdil Füreycât tarafından neşredilmiştir (Dımaşk - Beyrut 1409/1988). 8. Süyûtî, el-Vesâǿil ilâ maǾrifeti’l-(müsâmereti’l-)Evâǿil. Süyûtî bu çalışmasında Ebû Hilâl el-Askerî’nin el-Evâǿil’ini özetlemekle beraber bu eseri pek çok ilâve ile birlikte fıkıh bablarına göre yeniden düzenlemiştir. Kitap İbrâhim el-Adevî ve Ali Muhammed Ömer tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1980). Adı bilinmeyen bir müellif, Süyûtî’nin bu eserinde gördüğü hatalara dair Teźkiretü’l-evâǿil fî ıślâĥi Kitâbi’l-Vesâǿil ilâ maǾrifeti’l-Evâǿil adıyla bir eser yazmıştır (Brockelmann, II, 253). 9. Ali Dede Bosnevî, Muĥâđarâtü’l-evâǿil ve müsâmerâtü’l-evâħir. Müellif Süyûtî’nin eserini esas alıp rivayetlerin senedlerini ve kaynaklarını muhafaza etmişse de tarih ve edebiyatla ilgili kitapları taramak suretiyle ona birçok ilâvede bulunmuştur. Eser ilkler ve sonlar olmak üzere iki bölümden meydana gelmektedir. Otuz yedi babdan oluşan ilkler bölümü kitap, kalem, yazı, şiir, şairler, kadılar, isimler, lakaplar ve ibadetler gibi pek çok konuyu ele almaktadır. Sonlar bölümü ise Kur’ân-ı Kerîm, halifeler, sultanlar ve âhiret hayatıyla ilgili konuları ihtiva eder. Kitabın çeşitli baskıları yapılmıştır (Bulak 1300; Kahire 1311, 1314; Beyrut 1398/1978 [Bulak baskısından ofset]). 10. Muhammed Takī et-Tüsterî, el-Evâǿil. Şiî olan müellif çeşitli eserleri tarayarak muhtelif konulara dair ilkleri tesbit etmeye çalışmıştır (baskı yeri yok, 1363). Evâile dair eser yazan diğer Şiî müellifler hakkında Âgā Büzürg-i Tahrânî kısa bilgiler vermektedir (eź-ŹerîǾa ilâ teśânîfi’ş-ŞîǾa, II, 471-472).

Diğer evâil kitapları arasında Ali b. Muhammed el-Medâinî’nin (ö. 225/840) el-Evâǿil (İbnü’n-Nedîm, s. 116), Ebû Arûbe el-Harrânî’nin el-Evâǿil (Sezgin, I, 176), Mısırlı tabip Ebû Ya‘kūb İshak b. Süleyman el-İsrâilî’nin el-Evâǿil ve’l-eķāvîl (Îzâĥu’l-meknûn, II, 275), Merzübânî’nin eski İran tarihiyle Mu‘tezile’ye dair bilgiler ihtiva ettiği söylenen el-Evâǿil (İbnü’n-Nedîm, s. 148), İbn Hacer el-Askalânî’nin Îķāmetü’d-delâǿil Ǿalâ maǾrifeti’l-evâǿil (Keşfü’ž-žunûn, I, 134) ve Şemseddin İbn Tolun’un ǾUnvânü’r-resâǿil fî maǾrifeti’l-evâǿil (EI2 [İng.], I, 759) adlı eserleri zikredilebilir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Ebû Şeybe, el-Musannef (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1409/1989, VII, 247-276; İbrâhim b. Muhammed el-Beyhakı, el-Mehâsin ve’l-mesâvî (nşr. Muhammed Süveyd), Beyrut 1408/1988, s. 411-414; Kindî, Felsefî Risâleler (trc. Mahmut Kaya), İstanbul 1994, s. 127; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 551-557; Fârâbî, Risâletü’t-tenbîh Ǿalâ sebîli’s-saǾâde (nşr. Sehbân Halîfât), Amman 1987, s. 232-235; a.mlf., Şerhu’l-Fârâbî li-Kitâbi Aristûtâlîs fi’l-Ǿİbâre, Beyrut 1971, s. 83-84; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 109, 116, 148; İbn Sînâ, eş-Şifâǿ el-İlâhiyyât (1), s. 429; a.mlf., en-Necât (nşr. Muhyiddin Sabrî el-Kürdî), Kahire 1357/1938, s. 64-65; İbn Rüşd, Tehâfütü’t-Tehâfüt (nşr. M. Bouyges), Beyrut 1930, s. 128; Süyûtî, el-Vesâǿil ilâ maǾrifeti’l-evâǿil (nşr. İbrâhim el-Adevî - Ali Mahmûd Ömer), Kahire 1980; Keşfü’z-zunûn, I, 134, 199-200; R. Goesche, Die Kitâb al-awâ’il: Eine Literarhistorische Studie, Halle 1867; Îzâhu’l-meknûn, II, 275; Sezgin, GAS, I, 176; Brockelmann, GAL (Ar.), II, 253; Âga Büzürg-i Tahrânî, ez-ZerîǾa ilâ tesânîfi’ş-ŞîǾa, Beyrut 1983, II, 471-472; F. Rosenthal, “Avaǿil”, EI² (İng.). I, 758-759.

Alparslan Açıkgenç