FAZL b. REBΑ

الفضل بن الربيع

Ebü’l-Abbâs el-Fazl b. er-Rebî‘ b. Yûnus (ö. 208/823-24 [?])

Abbâsî veziri.

138’de (755-56) doğdu. Babası Rebî‘ b. Yûnus Halife Ebû Ca‘fer el-Mansûr’un hâcibi idi. Ebû Ca‘fer el-Mansûr, Abbâsî Devleti’nde İran nüfuzunu azaltmak için kabiliyetli Araplar’ı destekliyor ve onların devlet yönetiminde görev almalarını istiyordu. Bundan dolayı Rebî‘ b. Yûnus’u hâcib tayin etti. Oğlu Fazl da Halife Hâdî-İlelhak tarafından hâcib tayin edildi. Hârûnürreşîd, Fazl b. Rebî‘i çok takdir ettiği halde annesi Hayzürân’dan çekindiği için onun ölümüne kadar (173/789) kendisine idarî görev vermedi. Daha sonra ise Fazl’ı devlet harcamalarıyla ilgili divanda görevlendirdi, ardından da hâcib tayin etti (179/795-96). Bermekīler’in gözden düştüğü 187 (803) yılında Yahyâ b. Hâlid el-Bermekī azledilerek yerine Fazl b. Rebî‘ sınırlı yetkilerle vezir tayin edildi.

Hârûnürreşîd, Râfi‘ b. Leys’in isyanını bastırmak üzere çıktığı sefer sırasında Tûs’ta vefat edince (193/809) Fazl b. Rebî‘ Hâşimî ileri gelenlerini ve kumandanları toplayıp Emîn için biat aldı ve orduyu Bağdat’a geri gönderdi. Horasan valisi olan ağabeyi Me‘mûn da Emîn’i halife olarak tanıdı.

Halife Emîn tarafından vezirlikte bırakılan Fazl Bağdat’a gelir gelmez İbn Mâhân ile birlikte, Me’mûn’u ve o sırada el-Cezîre valisi olan Mü’temen’i veliahtlıktan azletmesi için Halife Emîn’i tahrik ettiler. Sâhibü dîvâni’r-resâil Yahyâ b. Süleym bu fikre karşı çıkınca halife onu azarladı, “eş-şeyhü’l-muvaffak, el-vezîrü’n-nâsıh” olarak tavsif ettiği Fazl b. Rebî‘in görüşünün doğru olduğunu söyledi ve hutbede Me’mûn’dan sonra oğlu Mûsâ’nın adını zikrettirdi. Daha sonra her ikisini de azlederek Mûsâ’yı veliaht tayin etti (195 başları / 810 sonları). Bunun üzerine Me’mûn isyan etti; Emîn de sert yönetimiyle tanınan İbn Mâhân’ı bu isyanı bastırmakla görevlendirdi. Ancak İbn Mâhân, Me’mûn’un Tâhir b. Hüseyin kumandasındaki kuvvetleri karşısında mağlûp oldu. Fazl b. Rebî‘in aynı yıl Abdurrahman b. Cebele el-Ebnâvî’nin idaresinde gönderdiği ikinci bir ordu da bozguna uğratıldı. Ardından gönderilen üçüncü ordu savaşa girmeden geri dönünce Fazl b. Rebî‘ son çare olarak meşhur kumandanlarından Abdülmelik b. Sâlih b. Ali’yi Tâhir b. Hüseyin’e karşı sevketti, fakat yine sonuç alamadı. Me’mûn’a bağlı kuvvetler bir yıl süren kuşatmadan sonra Muharrem 198’de (Eylül 813) Bağdat’a girdiler. Emîn Tâhir’in emriyle öldürüldü (24-25 Muharrem 198/24-25 Eylül 813), Fazl b. Rebî‘ ise kaçıp gizlendi. Ancak Bağdat halkı Me’mûn’un Merv’de hüküm sürmesine ve ülke yönetimini Fazl b. Sehl ile Hasan b. Sehl’in eline bırakmasına şiddetle karşı çıkarak İbrâhim b. Mehdî’yi halife ilân etti (201/816-17) Bunun üzerine Fazl b. Rebî‘ tekrar ortaya çıktı. İbrâhim b. Mehdî’nin halifeliği kısa sürünce Fazl bu defa Basra’da bulunan Yezîd b. Müneccâ el-Mühellebî’nin yanına kaçtı. Me’mûn’un emriyle bütün malları müsadere edildiyse de daha sonra affedilip parasının 360.000 dirhemi iade edildi. Me’mûn’dan eman alarak Bağdat’a dönen Fazl’a hiçbir idarî görev verilmedi. Fazl b. Rebî‘ 207 (822-23) veya 208 (823-24) yılında vefat etti.

Bazı tarihçiler Emîn ile Me’mûn arasındaki mücadelenin, aslında idarede


Arap nüfuz ve otoritesinin hâkim olması için çalışan Fazl b. Rebî‘ ile yönetimde İran geleneğini sürdürmek isteyen Me’mûn’un müstakbel veziri Fazl b. Sehl arasında cereyan ettiğini ve taht kavgasının altında bu gerçeğin yattığını söylerler. Fazl b. Rebî‘, Abbâsîler’in ilk dönemine damgasını vuran ileri görüşlü meşhur devlet adamlarından biridir. Aynı zamanda babası gibi kitâbette de meşhurdu. İlim adamlarını, edip ve şairleri himaye ederdi. Ünlü dil âlimi Ebû Ubeyde Ma‘mer b. Müsennâ, şair Asmaî, şair Ebü’l-Atâhiye, mûsikişinas İshak el-Mevsılî, şair İbn Münâzir onun meclislerinde hazır bulunan ünlüler arasında yer alır. Ebû Nüvâs başta olmak üzere birçok şair kendisini öven şiirler yazmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Ya‘kûbî, Tarîh, II, 406, 429, 433, 434, 436, 442, 451, 454; Taberî, Târîh (Ebü’l-Fazl), bk. indeks; Cehşiyârî, el-Vüzerâǿ ve’l-küttâb, bk. İndeks; Merzübânî, MuǾcemü’ş-şuǾarâǿ (nşr. F. Krenkow), Kahire 1354 → Beyrut 1402/1982, s. 312; İbn Cinnî, Tefsîrü urcûzeti Ebî Nüvâs (nşr. M. Behcet el-Eserî), Dımaşk 1400/1979; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, bk. İndeks; İbnü’t-Tıktakâ, el-Fahrî, s. 45, 177, 182, 204, 210, 212-213, 215, 219, 232; İbn Hallikân, Vefeyât, IV, 37-40; Handmîr, Düstûrü’l-vüzerâ’ (nşr. Saîd-i Nefîsî), Tahran 2535 şş, s. 57-63; Münşî, Nesâǿimü’l-eshâr (nşr. Celâleddin Hüseyn-i Urmevî), Tahran 1337 hş., s. 18; D. Sourdel, Le Vizirat ‘abbâside de 749 a 936, Damas 1959-60, I, 183-194; a.mlf., “Al-Fadl b. al-RabiǾ”, EI² (İng.), 730-731; W. Muir, The Caliphate Its Rise, Decline and Fall, London 1984, s. 485, 487, 488, 498; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), V, 148; Mehmet Aykaç, Abbâsî Devleti’nin ilk Dönemi İdarî Teşkilâtında Dîvânlar 132-232/750-847 (doktora tezi, 1993), İSAM Ktp., nr. 24366, s. 55; Anwar G. Chejne, “al-Fadl b. al-RabiǾ a Politician of the Early Abbasid Period”, IC, XXVI/4 (1962), s. 237-244; Fazîletü’ş-Şâmî, “el-Fazl b. er-RebîǾ“, el-Müǿerrihu’l-ǾArabî, XXVIII, Bağdad 1986, s. 88-94; Fârûk Ömer Fevzi, “el-Fazl b. er-RebîǾ”, Mecelletü Külliyeti’l-âdâb, XX, Bağdad 1986, s. 185-204; K. V. Zetterstéen, “Fazıl”, İA, IV, 531-532; F. Gabrieli, “Amin”, EI² (İng.), I, 437.

Abdülkerim Özaydın