GAMRE SEFERİ

سرية الغمرة

Hz. Peygamber’in, Hendek Gazvesi’nde Kureyşliler’le iş birliği yapan Esedoğulları üzerine gönderdiği seriye (6/627).

Gamre (Gamr), Arap yarımadasının Necid bölgesi yakınında bir yerin ismidir. Esedoğulları’nın oturduğu Gamre suyu civarındaki bu bölgeye Gamrımerzûk da denilirdi. Esedoğulları, Uhud Gazvesi’nin hemen ardından daha sonra peygamberlik iddiasında bulunacak olan Tuleyha b. Huveylid’in kışkırtmasıyla müslü-manlara âni bir akın yapmayı planlamışlar, ancak durumdan haberdar olan Hz. Peygamber’in gönderdiği 150 kişilik kuvvet tarafından dağıtılmışlardı (bk. KATAN SEFERİ).


Esedoğulları, Hendek Gazvesi’nde de yine Tuleyha’nın kumandasında Kureyş ordusu saflarında yer almışlardı. Resûl-i Ekrem, bu gazvede müşrikler safında yer alan kabileler üzerine seriyyeler göndermeye başlayınca Ukkâşe b. Mihsan kumandasında kırk kişilik bir müfrezeyi de Esedoğullan’nın oturduğu Gamre’ye yolladı. Bazı kaynaklarda kumandanının adıyla Ukkâşe b. Mihsan seferi diye de zikredilen bu seriyyede Sâbit b. Akrem, ŞücâǾ b. Vehb, Yezîd b. Rukayş ve Lakît b. AǾsam da vardı. Seriyye kumandanının Sâbit b. Akrem olduğu da rivayet edilmektedir.

Hicretin 6. yılı Rebîülevvel (veya Rebîülâhir) ayında (Temmuz veya Ağustos 627) Medine’den ayrılan bu müfreze Gamre’ye doğru ilerledi. Müslümanların üzerlerine geldiğini haber alan Esedoğulları bulundukları bölgeyi terkederek yaylalara çekildiler. Müfreze Gamre’ye vardığı zaman orada kimseyi bulamadı. Ukkâşe b. Mihsan, Esedoğulları’nın nerede olduğunu araştırmak için adamlarını civar bölgelere gönderdi. Nihayet Esedoğulları’ndan birini yakalayarak bulundukları yeri tesbit ettiler. Müslümanların baskınına uğrayan müşrikler kaçıp dağıldılar. Ukkâşe b. Mihsan kaçanları takip ettirmedi. Bu seferde müslümanlar hiçbir kayıp vermediler ve ganimet olarak ele geçirilen 200 deve ile Medine’ye döndüler.

BİBLİYOGRAFYA:

Vâkıdî, el-Megazî, II, 550-551; İbn SaǾd. et-Tabakât, II, 84-85; Yâkût, MuǾcemü 1-büldân, IV, 212-213; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 206-207; İbn Kayyim el-Cevziyye, Zâdü’l-meǾâd, Kahire 1970, II, 130, 134; İbn Kesîr, el-Bidâye, Beyrut 1966, IV, 178; Diyârbekrî, Târihu’l-hamîs, I, 490; II, 9; Halebî, İnsânü’l-Ǿuyûn, III, 174; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), VI, 45-48.

Mustafa Ağırman