GILMAN

الغلمان

Cennet ehlinin hizmetiyle görevlendirilen gençler anlamında bir Kur’an terimi.

Sözlükte “çocuk, bıyığı yeni terlemiş genç, hizmetçi” anlamındaki gulâm kelimesinin çoğulu olan gılmân, Kur’an literatüründe “cennet ehlinin emrine verilen ve hiçbir zaman yaşlanmayan gençler” mânasına gelir.

Kur’an’da sadece bir yerde geçen (et-Tûr 52/24) gılman hakkında verilen bilgiler oldukça sınırlıdır. Yukarıdaki âyette gılman, “kabuğunda saklanmış inciler gibi taze ve berrak” şeklinde tasvir edilmekte ve müminlerin iman etmiş zürriyetleriyle birlikte cennette mutlu bir hayat sürerken gılmanın da etraflarında dolaşacağı bildirilmektedir. Gılman çeşitli hadislerde sözlük anlamında kullanılmıştır. Süyûtî tarafından Hz. Peygamber’e nisbet edilen ve en alt mertebede bulunan cennet ehline bile 10.000 hizmetçinin verileceğini bildiren rivayetin doğruluğu tesbit edilememiştir. Buna benzer ifadelerin Resûl-i Ekrem’e nisbet edilmeyen bazı rivayetlerde yer aldığı görülmektedir (Taberî, XXV, 57; Süyûtî, s. 568). Kur’ân-ı Kerîm’de iki âyette geçen vildânın da (el-Vâkıa 56/17; el-İnsân 76/19) gılmanla aynı mânada kullanıldığı anlaşılmaktadır. Velîd (çocuk) kelimesinin çoğulu olan vildan, her iki âyette de “ebedî” anlamındaki “muhalled” sıfatıyla nitelendirilmiş olup bu sıfat gençlerin fizyolojik değişikliğe uğrayıp yaşlanmaktan korunduğunu ifade etmektedir.

Gılman hakkında müfessirlerce ileri sürülen görüşleri üç noktada toplamak mümkündür. 1. Gılman müminlerin kendilerinden önce ölen çocuklarıdır. Ergenlik çağına gelmedikleri için mükellef olmayan, sâlih amel işlemedikleri için de cennet nimetlerine hak kazanamayan bu çocuklar mümin olan ebeveynlerinin yanında onlara hizmet etmekle görevlendirilecektir. 2. Kâfirlerin ölen çocukları olup mükellef bulunmadıklarından cehenneme atılmayacak, cennet ehlinin hizmetçileri statüsünde tutulacaktır. 3. Müminler için cennette yaratılan hizmetçilerdir ve çocukken ölenlerle ilgisi yoktur. Aslında hizmetçilik ayrı bir statü olup çocuklar buna dahil değildir. Hz. Peygamber, küçük veya büyük yaşta ölenler dahil bütün cennet ehlinin otuz yaş civarında olacağını bildirmiştir (Müsned, II, 295, 343; Tirmizî, “Cennet”, 12). Halbuki gılman, bıyığı yeni terleyen ve on beş yaşını geçmeyen çocuklar veya gençlerdir. Nitekim başka âyetlerde de cennet ehlinin hizmetçilerinden “vildan” (çocuklar) olarak söz edilmiştir (el-Vâkıa 56/17; el-İnsân 76/19).

Gılman konusundaki üçüncü yorum daha isabetli görünmektedir. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de bu gençler, her türlü aşınma ve kirlenmeden korumak amacıyla kabuğunda saklanırken buradan çıkarılıp cennet ehlinin etrafına saçılmış incilere benzetilmek suretiyle onların hûriler gibi özel bir yaratılışa sahip olduklarına işaret edilmiş, ayrıca gılman ve vildanın orada içki sunma görevinden söz edilerek onların hizmetçi statüsünde bulundukları da bir bakıma ifade edilmiştir. Cennet ehlinin iman etmiş zürriyetlerinin esasen cennete girmeyi haketmiş kimseler olması (et-Tûr 52/24) ve yaşlarının da otuz civarında bulunması bu görüşü ayrıca desteklemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Wensinck, el-MuǾcem, “ġlm” md.; Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ġlm”, “vld” md.leri; Ebü’l-Bekā, el-Külliyyât, “ġılmân” md.; Müsned, II, 295, 343; III, 9; Dârimî, “Riķāķ”, 110; İbn Mâce. “Zühd”, 39; Tirmizî, “Cennet”, 12, 23; Taberî, CâmiǾu’l-beyân (Bulak), XXV, 57; Fahreddin er-Râzî, Mefâtiĥu’l-ġayb, XXVIII, 254; İbn Teymiyye, MecmûǾu fetâvâ, IV, 311; İbn Kayyim el-Cevziyye, Ĥâdi’l-ervâĥ ilâ bilâdi’l-efrâĥ (nşr. Yûsuf Ali Büdeyvî-Muhyiddin Müstû), Beyrut 1411/1991, s. 216-218, 308-311; İbn Kesîr, Tefsîrul-Ķurǿân, VIII, 410; Süyûtî, el-Budûrü’s-sâfire, Beyrut 1411/1991, s. 568; Âlûsî, Rûĥu’l-meǾânî, XXVII, 34; Elmalılı, Hak Dini, VI, 4555.

Yusuf Şevki Yavuz