GÜMÜŞHÂNEVÎ TEKKESİ

İstanbul Bâbıâlî’de Nakşibendî-Hâlidî tekkesi.

İstanbul valiliği karşısında, Hükümet Konağı sokağı ile Gümüşhaneli sokağının kavşağında yer alan ve Nakşibendîliğin Hâlidî koluna bağlı tekkelerin en önemlisi olan bu kuruluş, Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî (ö. 1893) tarafından Fatma Sultan Camii’ne 1859’da meşihat konulması sonucunda teşekkül etmiştir. Günümüze kadar ulaşmayan yapı, tekkeye dönüştürüldükten sonra da cami olarak kullanılmaya devam edilmiş, batı yönüne 1875’te harem ve selâmlık bölümlerinin eklenmesiyle bir tarikat kuruluşunun gerektirdiği mimari bütünlüğe kavuşmuştur.

Cami-tevhidhâne, Hükümet Konağı sokağı ile Gümüşhaneli sokağının kavşağındaki küçük bir avlunun gerisinde yer almakta, tuğla örgülü babalara oturan demir parmaklıkların sınırladığı bu avlu, basit bir kapı ile Hükümet Konağı sokağına açılmakta, arsanın batı kesiminde mevcut diğer tekke bölümleri ise kapısı Gümüşhaneli sokağına bakan ve bir şadırvanla donatılmış olan diğer bir avlunun (tekke avlusunun) çevresinde yer almaktaydı. Bu kesimin kuzeydoğu köşesinde bulunan iki katlı ahşap harem binası cami-tevhidhâneye bitişiyor, bunun gerisinde, cami-tevhidhânenin batı duvarına bitişen tek katlı ahşap bina selâmlık birimleriyle derviş hücrelerini barındırıyordu. Tekke avlusuna girildiğinde sağ köşede küçük bir şadırvan bulunmaktaydı.

Gümüşhânevî Tekkesi, tekkelerin kapatıldığı 1925 yılına kadar faaliyetini sürdürmüştür. Gümüşhânevî’nin vefatından sonra tekkenin postuna Şeyh Hasan Hilmi Efendi, Şeyh İsmâil Necâti Efendi, Dağıstanlı Şeyh Ömer Ziyâeddin Efendi ve Tekirdağlı Şeyh Mustafa Feyzi Efendi oturmuşlardır. Cumhuriyet döneminde kadro harici camiler arasına katılan tekke binaları bir müddet İstanbul valiliği jandarmalarının yatakhanesi ve elbise deposu olarak kullanıldıktan


sonra 1957’de yol açma ve Defterdarlık binasının yapılması gerekçesiyle yıktırılmıştır (ayrıca bk. FATMA SULTAN CAMİİ).

BİBLİYOGRAFYA:

Zâkir Şükrü, Mecmûa-i Tekâyâ (Tayşi), s. 29; İrfan Gündüz, Gümüşhânevî Ahmed Ziyâüddîn, İstanbul 1984, s. 52-57; Semavi Eyice, “İstanbul’un Kaybolan Eski Eserlerinden: Fatma Sultan Camii ve Gümüşhaneli Dergâhı”, Prof. Dr. Sabri F. Ülgener’e Armağan, İstanbul 1987, s. 475-511; a.mlf., “Fatma Sultan Camii”, DBİst., III, 273-274; T. Zarcone, “Remarques sur le rôle socio-politique et la filiation historique des şeyh Nakşbendî dans la Turquie contemporaine”, Naqshbandis (ed. M. Gaboriau v.dğr), İstanbul-Paris 1990, s. 407-420; Butrus Abu-Manneh, “Shaykh Ahmed Ziyā’üddīn el-Gümüşhanevī and the Ziyā’i-Khālidī Suborder”, ShīǾa İslam, Sects and Sufism (ed. F. De Jong), Utrech 1992, s. 105-117; M. Baha Tanman, “Gümüşhanevî Tekkesi”, DBİst.A, III, 448-449.

M. Baha Tanman