GÜZELCE HASAN BEY CAMİİ

Tekirdağ Hayrabolu’da XV. yüzyılın sonuna ait cami.

Hayrabolu ilçe merkezinde mahallin en büyük camii olup II. Bayezid’in damadı Güzelce Hasan Bey tarafından yaptırılmıştır. II. Bayezid’in Güzelce Hasan Bey’e verdiği, Dimetoka’daki Cisriergene kazasına bağlı Dânişmendli ve Midyeli köylerinin gelirleri Hasan Bey tarafından bu camiye vakfedilmiştir.

Balkan Savaşı öncesindeki bir depremde ciddi şekilde hasar gördüğü bilinen cami yan duvarlarda, kubbelerde ve minare gövdesindeki çatlaklarla uzun süre harap vaziyette durmuş, 1966’da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan restorasyon sonunda avlu ve son cemaat yeri revaklarının kubbeleri dışında tamamen tamir edilmiştir. Cami günümüzde oldukça bakımlı ve ibadete açık durumdadır.

Caminin harim kısmı enlemesine gelişen bir plan göstermektedir. Mihrap önündeki geniş mekânı örten, çapı


10 metreyi aşan bir merkezî kubbe, kuzey ve güney (mihrap) duvarları ile kare kesitli iki pâyeye istinat eden sivri kemerler üzerine oturtulmuştur. Sekizgen şeklindeki kasnağa geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Kasnağın üzerinde olduğu bilinen dört pencere son onarımda örülerek kapatılmıştır. Cami, esasen irili ufaklı otuz sekiz pencere ile dışarıdan yeterince ışık almaktadır. 21,40 × 10,25 m. boyutlarındaki harim iki yandan ikişer kubbeli, kare planlı sofalarla (tabhâne) genişletilmiştir. Bu mekânların seviyesi merkezî mekâna göre daha alçak tutulmuştur.

Mihrap yarım daireye yakın, yedi kenarlı bir niş şeklinde olup beş sıra stalaktitli bir kavsarası vardır. Taş minberinin oranları düzgün olup dış yüzü yağlı boya ile damarlı mermer taklidi boyanmıştır.

Yapının harim kapısı, nöbetleşe çift renkte (kırmızı-beyaz) yerleştirilmiş taşlardan yapılma sivri kemerli sathî bir niş içine alınmıştır. Kapı kemeri ise dairevî, basık bir kemer şeklindedir. Bu iki kemer arasında, mermer bir plaka üzerine üç satır halinde girift sülüs hatla yazılmış Arapça inşa kitâbesi yer alır. Burada yapının bânisinin Hasan Bey b. Abdulah, inşa tarihinin ise Rebîülevvel 905 (Ekim 1499) olduğu kayıtlıdır. Ancak kitâbe bugün son cemaat yerinin de üzerini örten, iğreti olarak yapılmış eternit çatılı bir sundurma yüzünden görülememektedir.

Caminin dikdörtgen şeklindeki avlusu, kare kesitli desteklerin taşıdığı sivri kemerlerden oluşan bir revakla kuşatılmıştır. Bunların üzeri, son cemaat yeri revakı da dahil olmak üzere on dört kubbe ile örtülü idi. Avlunun mihrap ekseninde bulunan kuzey kapısı ana kapıdır ve eşik önünde iki adet ince sütuna dayanan bir sundurma ile avluya açılmaktadır. Avlunun bundan başka doğuda da bir tâli kapısı vardır.

Minare, harimle son cemaat yerinin birleştiği batı cephesinin ortasına yakın bir yerdedir. Kesme taştan yapılmış olan minare camiye göre oldukça yüksek ve genel ölçülere uyumsuz bir şekilde yenilenmiştir. Beş köşesi duvar sathından çıkıntı teşkil eden ongen kesitli bir kaide üzerinde yükselmektedir. Gövdesi çokgen olup tek şerefelidir. Şerefe korkulukları ve şerefe altındaki stalaktitlerle külâh ve alemi de yenidir. Minare kapısı son cemaat yerinin güneybatı köşesinde yer almaktadır.

Yapımında kesme taş ve tuğla kullanılmış olan Güzelce Hasan Bey Camii sade bir yapıdır. Binada plastik süsleme yok denilecek kadar az olup cümle kapısının kemeri üzerinde rozetler görülür.

Evvelce caminin büyük bir hazîresi olduğu bilinmekteyse de bu hazîredeki mezar taşları ve sandukalar günümüze ulaşmamıştır. Avlunun kuzey cephesine bitişik durumda bulunan ve 1258 (1842) yılında inşa edilen çeşmenin sülüs yazılı beş satırlık manzum kitâbesi Türkçe’dir. Bu kitâbeden anlaşıldığına göre çeşme, Hayrabolu’nun en eski ailelerinden olan Hacı Şerif Ağa tarafından oğlu Memiş Ağa’nın hâtırasına yaptırılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Gökbilgin, Edirne ve Paşa Livâsı, s. 416; Aptullah Kuran, The Mosque in Early Ottoman Architecture, Londan 1968, s. 182, 183; Cumhuriyetin 50. Yılında Vakıflar, Ankara 1973, s. 34; Yüksel, Osmanlı Mi‘mârîsi V, s. 146-148, şekil 52, rs. 203-207; Rıfkı Melûl Meriç, “Trakya Kitâbeleri, I. Hayrabolu Kitabeleri”, TV, yeni seri: 1/2 (1958), s. 210-211; Yavuz Tiryaki, “Hayrabolu’da Türk ve İslâm Eserleri”, Sanat Tarihi Araştırmaları Dergisi, sy. 12, İstanbul 1993-94, s. 24-25.

Enis Karakaya