HABEŞ el-HÂSİB

(حبش الحاسب)

Ahmed b. Abdillâh el-Mervezî (ö.250/864’ten sonra)

Astronomi ve matematik bilgini.

Türkistan’ın Merv şehrinde doğdu. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Ömrünün büyük kısmını Bağdat’ta geçirmiş, Abbasî halifeleri Me’mûn ve Mu‘tasım-Billâh dönemlerini görmüştür. Burada uzun süre kalmasından dolayı Bağdadî nisbesiyle de anılır. Habeş onun adı mı lakabı mı olduğu kesin olarak bilinmemekte, belki fazla esmerliğinden dolayı bu şekilde tanındığı tahmin edilmektedir. Hâsib lakabı ise onun matematikçiliğiyle ilgilidir. 829-864 yılları arasında Bağdat’ta astronomi gözlemleri yaptığı bilinmektedir. Yüz yılı aşkın bir süre yaşamış (İbnü’n-Nedîm, s. 384) ve muhtemelen 864-874 yılları arasında vefat etmiştir (Suter, s. 13; Sarton, I, 565). İbnü’l-Kıftî’den öğrenildiğine göre oğlu Ebû Cafer de astronomi bilgisi ve aletlerinin yapımcılığıyla ünlü bir kişidir.

Kaynaklarda, İslâm astronomi âlimi ve matematikçilerinin ilk neslinden olan Habeş’in ilmî hayatının başlangıç döneminde Hint matematik ve astronomi modelini takip ettiği ve hazırlamış olduğu ilk zîcde Sindhind (Siddhanta) geleneğini esas aldığı belirtilmektedir (İbnü’l-Kıftî, s. 117). Halife Me’mûn’un himayesindeki astronomi gözlemcileri grubunda fiilen bulunup bulunmadığı kesin olarak bilinememekle beraber onların çalışmalarını yakından takip ettiği, vardıkları sonuçları kendi gözlem sonuçlarıyla birleştirip test ettiği ez-Zîcü’l-mümteĥan’ından anlaşılmaktadır. Habeş bu eserinde ve daha sonraki çalışmalarında Hint astronomisi yanında Grek astronomisini de iyi bildiğini kanıtlamış ve yer yer dışına çıkmakla birlikte zîclerini Batlamyus modeline göre düzenlemiştir (Tekeli, V, 614). Araştırmalarının sonraki meslektaşları arasında güçlü yankılar uyandırdığı anlaşılmaktadır. Habeş’in Bağdat’ta otuz beş yıl süre ile gözlemler yaptığı yolundaki bilgiyi bugüne ulaştıran Ebü’l-Hasan İbn Yûnus, Zîcü’l-Ĥâkimi’l-kebîr adlı eserinde onun Venüs ve Merkür’ün enlemlerine ilişkin tesbitlerini eleştirmişse de daha sonraki birçok müellifin kendisini övgüyle andığı görülür (EI2 [İng.], III, 8-9). Meselâ Ebû Nasr İbn lrâk, bu zîc hakkında


Risâle fî Berâhînî aǾmâli cedveli’t-taķvim fî Zîci Ĥabeş el-Ĥâsib adıyla bir risale kaleme almış (Sezgin, VI, 243), ayrıca Devâǿirü’s-sümût fi’l-usŧurlâb adlı eserinde Habeş el-Hâsib’in usturlap üzerinde azimut halkalarının gösterilişi konusundaki iki yöntemini incelemiştir (Berggren, VIII, 23-30). İbn Irak’ın ünlü öğrencisi Bîrûnî de Habeş’ten “hakim” diye söz ederek ez-Zîcü’l-mümŧehan’ına atıflar yapmakta ve “rü’yet-i hilâl” meselesinin çözümüyle ilgili olarak bu zîci Bettânî’nin ünlü zîciyle birlikte anmaktadır (el-Âśârü’l-bâķıye, s. 196-198). Bîrûnî’nin ez-Zîcü’l-mümŧehan’a gösterdiği ilgi bundan ibaret kalmamış, ayrıca hakkında Tekmîlü Zîci Ĥabeş bi’l-Ǿilel ve tehźîbi aǾmâlihî mine’z-zelel adıyla müstakil bir eser yazmıştır. Doğrudan doğruya Habeş el-Hâsib’in çalışmalarından faydalanılarak hazırlanmış olan bir zîc de (Bibliothèque Nationale, Arab, nr. 2486) Cemâleddin Ebül-Kāsım b. Mahfûz el-Müneccim el-Bağdâdîye ait olup 684 (1285) tarihini taşımaktadır (Dalen, s. 153).

Habeş’in en göz alıcı başarısı, trigonometrik fonksiyonları küresel astronominin problemlerine uygulamasında görülür. Bu çalışmalarında, İslâm trigonometri tarihinde ilk defa sinüs (ceyb mebsût) cetvellerini hazırlayan Hârizmî’yi takip ederek 0 = 0; 0°, 0; 15°, 0; 30°, 0; 45°, 1; 0°... 90; 0° değerleri için sinüs cetvelleri oluşturmuş, bu arada sinüs ile “versine”i birbirinden ayırmak için de ilk defa “ceyb ma‘kûs” terimini kullanmıştır. Ayrıca onun daha önce versine için “ceyb menkūs” terimini kullanan Hârizmî’den daha ileri giderek bunların arasındaki ayırımı da açık biçimde ortaya koyduğu görülür. Buna göre eğer A<90° ise versine = 60p-cos A = 1- cos A, A>90° ise versine = 60p+ cos A ve aynı şekilde eğer A<90° ise versine90° ise versine > sinüs ve eğer A = 90° ise versine = sinüs’tür (Tekeli, V, 612). Sarton, günümüzde tanjant karşılığı kullanılan “zil” (umbra versa) teriminin de Habeş’e ait olduğunu ve tanjant tablolarını ilk defa onun hazırladığını söylemektedir (Introduction, I, 565).

Habeş el-Hâsib, güneşin ufuktan yükselişini gözlemleyerek vakit tayini için yeni bir yol bulmuş ve bu yol kendinden sonra gelen astronomlar tarafından da kullanılmıştır. Bu yönteme göre güneş doğuş esnasında ufuk çizgisi üzerindedir ve yüksekliği sıfır olup sonradan artmaya başlar, öğle vaktinde doruk noktasına varır; daha sonra tedrîcî olarak azalır ve güneş akşam saatinde ufuk noktasında kaybolur. Şu halde güneşin yüksekliği doğuşundan itibaren geçen vakit, yani bu sürede geçen saat miktarıdır (bk. MMMA, XXXII/2, s. 244).

Eserleri. 1. ez-Zîc Ǿalâ meźhebi’s-Sindhind. Sâlih Zeki’nin bu isimle tanıttığı eser, Habeş’in Siddhanta Brahmagupta adlı Hint astronomi-matematik klasiğine dayanarak hazırladığı ilk astronomi cetvelidir. 2. ez-Zîcü’l-mümteĥan. En meşhur eseri olup Me’mûn döneminde yapılan (yahut şahsen yaptığı) gözlemlere dayanılarak Batlamyus modeline göre tertip edilmiştir. Bîrûnî ve hocası İbn Irak bu zîc üzerine incelemeler yapmışlardır (yk. bk.). 3. ez-Zîcü’d-Dımaşķī. Salih Zeki ez-Zîcü’l-mümteĥan ile aynı eser olduğunu söylemektedir. Ancak Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Yenicami, nr. 784/2, vr. 69b-229a) ve Berlin Königlichen Bibliothek’te (nr. 5750) kayıtlı bulunan iki nüshasından, içinde ez-Zîcü’l-mümteĥan’a çeşitli göndermeler yapılan ilkinin XIII. yüzyılda istinsah edildiği anlaşılmaktadır. Bu zîcin dayandığı astronomik ve matematik kurallarla parametrik değerleri inceleyen Benno van Dalen’a göre Yenicami nüshasının büyük bir bölümü Habeş’in orijinal zîcinden aktarılmıştır (Ancient and Mediaeval Astronomical Tables, s. 153-157). Bu nüsha üzerinde inceleme yapan Marie-Thérèse Debarnot da aynı sonuçlara varmıştr (A Volume of Studies, s. 35-69). Berlin nüshası ise ilkinden daha mütecânis bir metindir (EI2 [İng], III, 8). 4. ez-Zîcü’ś-śaġir. Zîcü’ş-şâh adıyla da anılan eser günümüze gelmemiştir. İsmi, Pehlevî dönemi astronomi yöntemlerine göre hazırlandığını akla getirmektedir. 5. ez-Zîcü’l-Meǿmûnî. Salih Zeki, zamanımıza ulaşmayan bu eserin ez-Zîcü’d-Dımaşķī gibi ez-Zîcü’l-mümteĥan’la aynı eser olduğunu düşünmektedir. 6. Kitâbü ǾAmeli’l-usŧurlâb. İbnü’n-Nedîm, Endelüsî ve İbnü’l-Kıftî’nin zikrettiği kitap herhalde Risale fî usŧurlâbi’l-kürî (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1654/3, vr. 100b-105b) ve el-ǾAmel bi’l-usŧurlâbi’l-kürî ve Ǿacâǿibüh (TSMK, III. Ahmed, nr. 3475/2, vr. 79a-89a) adları altında bugüne ulaşan eserlerle aynı olmalıdır. 7. Kitâb fî maǾrifeti’l-küre ve’l-Ǿamel bi-hâ. Kürenin tanımı ve astronomik rasatlarda kullanımı üzerine kaleme alınmış kısa fakat yoğun bir çalışma olup İslâm dünyasında bu konuda telif edilen ilk eserlerdendir. Tenkitli neşri R. Lorch ve P. Kunitzsch tarafından yapılarak İngilizce’ye çevrilmiş ve bir incelemeyle birlikte yayımlanmış (“Habash al-Hāsib’s Book on the Sphere and It’s Use”, Zeitschrift für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften [nşr. Fuat Sezgin], II [Frankfurt 1985], s. 68-98), ayrıca Adnân Ali Kermûş el-Ferrâcî tarafından bir başka ilmî neşri daha yapılmıştır (“Fî maǾrifeti’l-küre ve’l-Ǿamel bihâ li-Ĥabeş bin ǾAbdullāh el-Ĥâsib”, MMMA XXXI1/2 [Küveyt 1988], s. 241-265). 8. MaǾrifetü keyfiyyeti’l-erśâd ve’l-Ǿamel biźâti’l-ĥalaķ. “Zâtü’l-halak” adlı astronomi aletinin nasıl kullanılacağını anlatan eserin iki nüshası bilinmektedir (TSMK, III. Ahmed, nr. 3475/2, vr. 89a-97b; Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1654/4, vr. 105b-109b).

Bunlardan başka çeşitli kaynaklarda Kitâbü’l-EbǾâd ve’l-ecrâm (Bîrûnî’nin Taĥdîdü nihâyâti’l-emâkin adlı kitabında sekiz defa adı geçer; bk. Sezgin, V, 276), Kitâbü’d-Devâǿiri’ŝ-ŝelâŝi’l-mümâsse ve keyfiyyeti’l-evśâl, Kitâbü’r-Raħâǿim ve’l-maķāyîs, Kitâbü ǾAmeli’s-suŧûĥi’l-mebsûŧa ve’l-ķāǿime ve’l-mâǿile ve’l-münĥarife gibi eserleri de zikredilmektedir (İbnü’n-Nedîm, s. 384; Saîd el-Endelüsî, s. 140-141; İbnü’l-Kıftî, s. 117; Keşfü’ž-žunûn, II, 968; Salih Zeki, s. 156-157; Sezgin, V, 275-276; VI, 173-175).


BİBLİYOGRAFYA:

Habeş el-Hâsib, Fî MaǾrifeti’l-küre ve’l-Ǿamel bihâ (nşr. Adnan Ali Kermûş el-Ferrâcî, MMMA [Küveyt], XXXlI/2 [1988], içinde), s. 241-265; İbnü’n-Nedîm, el-Fehrist (Teceddüd), s. 384; Bîrûnî, Taĥdîdü nihâyâti’l-emâkin li-taśĥîĥi mesâfâti’l-mesâkin (nşr. Muhammed b. Tâvit et-Tancî), Ankara 1962, s. 101, 122, 181, 190, 199, 202, 205-206, 235, 245; a.mlf., el-Âŝârü’l-bâķıye Ǿani’l-ķurûni’l-ħâliye (nşr. C. E. Sachau), Leipzig 1878 → Leipzig 1923, s. 196, 197, 198; Saîd el-Endelûsî, Ŧabaķātü’l-ümem, Beyrut 1985, s. 140-141; İbnü’l-Kıftî, İħbârü’l-Ǿulemâǿ, s. 117; Keşfü’ž-žunûn, II, 968; Suter, Die Mathematiker, s. 12-13; Sâlih Zeki, Âsâr-ı Bâkiye, İstanbul 1329, 1, 156-157; C. A. Nallino, Ǿİlmü’l-felek târîħuh Ǿinde’l-ǾArab fi’l-ķurûni’l-vusŧâ (Roma 1911), Beyrut 1993, s. 248-249; Brockelmann, GAL, I, 250; Suppl., I, 393; Sarton, Introduction, I, 545, 550, 565, 667; Sezgin, CAS, VI, 173-175, 243; Sevim Tekeli, “Habash al-Hasib, Ahmed Ibn Abdallah al-Marwazi”, DSB, V, 612-620; Marie-Thérèse Debarnot, “The Zîc of Habash al-Hasib: A Survey of Ms. İstanbul Yeni Camii 784/2, From Deferent to Equant”, A Volume of Studies in the History of Science in the Ancient and Medieval Near East in Honor of E. S. Kennedy (ed. D. A. King - G. Saliba), New York 1987, s. 35-69; Aydın Sayılı, The Observatory in Islam, Ankara 1988, s. 57-60, 65-69, 75-81; a.mlf., “Habeş el-Hâsib’in ‘el-Demişkî’ Adiyle Maruf Zic’inin Mukaddemesi (Arapça Metin ve Tercüme)”, DTCFD, XIII/4 (1955), s. 133-151; B. van Dalen, Ancient and Mediaeval Astronomical Tables: Mathematical and Parameter Values, Nedherlands 1993, s. 153-157; C. Schoy, “Beitrage zur arabischen Trigonometrie”, ISIS, V (1923), s. 392; E. S. Kennedy, “Parallax Theory in Islamic Astronomy”, a.e., XLVII (1956), s. 42-43; J. L. Berggren, “Habash’s Analemma for Representing Azimuth Circles on the Astrolabe”, Zeitschrift für Geschichte der Arabisch-Islamischen Wissenschaften, VII, Frankfurt 1991-92, s. 23-30; W. Hartner, “Habaѕћ al-Ĥāsib al-Marwazī”, EI² (İng.), III, 8-9.

İhsan Fazlıoğlu