HACI HALİFE, Şeyh

(ö. 894/1489)

Zeyniyye tarikatı şeyhlerinden.

Aslen Kastamonulu bir aileye mensuptur. Ailesinin veya kendisinin Bursa’ya ne zaman gelip yerleştiği bilinmemektedir. İyi bir tahsil gördükten sonra Zeyniyye tarikatı şeyhlerinden Abdüllatîf el-Kudsî’nin halifesi Tâceddin İbrâhim Karamânî’ye intisap ederek sülûkünü tamamladı ve icâzet aldı. Şeyhinin vefatı üzerine (872/1467) onun halifesi ve Zeyniyye tekkesi seccade-nişini sıfatıyla faaliyet gösterdi. Çok sayıdaki müridi arasında Alâeddin Fenârî, Dimetoka kadısı Şücâ‘ Çelebi, Rüstem Halife, Şeyh Kara Ali, Halim Çelebi ve İbrâhim Paşa gibi bazı âlim ve devlet adamlarını saymak mümkündür. Bursa Zeyniyye tekkesinin aynı zamanda Hacı Halife Zâviyesi olarak da tanınması onun bu tarikattaki önemini gösterir.

Babası ile birlikte Hacı Halife’nin sohbetinde bulunan Lâmiî Çelebi onu alçak gönüllü, güler yüzlü, cömert, ilim ve mârifet ehli bir kişi olarak tanıtır (Nefehât Tercümesi, s. 556).

Hacı Halife mutedil bir tasavvuf anlayışına sahiptir. Tarikatta güzel sonucun iyi bir başlangıca bağlı bulunduğuna, ilk adımını ciddi ve samimi bir şekilde atan tâlibin sonunun iyi olacağına inanır. Şeyhlerinin kerâmet sahibi olduğuna inanmayı müridler için şart koşmaz; onların şeriat çerçevesinde Hakk’ın yolunu tuttuklarına inanmalarını yeterli görür. Aşırı zühd hayatına taraftar olmayan Hacı Halife’ye göre sâlikin gayesine ulaşabilmesi için her şeyi ile Allah’a yönelmesi gerekir.

Bursa Kadısı Kadızâde’nin kader ve cebir konusundaki sorusuna verdiği cevap onun bu mesele hakkındaki görüşlerini yansıtması bakımından önemlidir. Hacı Halife, cebri tahkik ehlinin ve mukallidin cebri olmak üzere ikiye ayırır. Tahkik ehli emredileni yapma, yasaklananı terketme esasına sarıldıktan sonra iradesini bırakarak her işini Allah’a havale eder. Mukallid ise tam aksine dinî emir ve yasaklar hususunda iradesini terkettikten sonra her işi nefsin arzusuna havale ederek keyfine göre hareket eder ve kendini mâzur gösterir ki bu küfürdür (Taşköprizâde, s. 243).

Lâmiî Çelebi, Hacı Halife’nin dervişlerinden birinin onun sözlerini derlediğini söylüyorsa da eser hakkında herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.

Zeyniyye tarikatı silsilesinde önemli bir yeri bulunan Hacı Halife’nin kabri Bursa Zeynîler Mezarlığı’ndadır. Vefatından sonra müridlerinden Bolulu Çelebi ile Safiyyüddin Mustafa halifeleri sıfatıyla Hacı Halife Zâviyesi’nde irşad faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.


BİBLİYOGRAFYA:

Taşköprizâde, eş-Şeķāǿiķ, s. 240-244; Mecdî, Şekāik Tercümesi, s. 245-258; Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 556, 558; Süleyman Köstendilî, Bahrü’l-velâye, Berlin Staatsbibliothek, nr. 1683, vr. 120b; Mehmed b. Sa‘dî Zeynî, Bursa Vefeyâtı, Edirne Selimiye Ktp., nr. 2126, vr. 8b; Mustafa Kara, Bursa’da Tarikatlar ve Tekkeler I, İstanbul 1990, s. 108-109.

Mehmet Akkuş