HÂFIZ RAHMET HAN

(حافظ رحمت خان)

Kûtâ Bâbâ Hâfız Rahmet Hân b. Şâh Âlem b. Mahmûd Hân (ö. 1188/1774)

Hindistan’da hüküm süren küçük Rohilla Afgan Devleti’nin nevvâbı.

1708’de doğdu; babası, Batı Pakistan’ın Pişîn bölgesindeki Şûrâbek’ten Çeç Hezâre’ye göç eden Afgan Berîç kabilesinin reisi Şah Âlem Han’dır. Şah Âlem Han, eski gulâmlarından Dâvud Han’ın Hindistan’ın Ketîr (şimdiki Rôhilkend) bölgesinde kendilerine hizmet ettiği raca ve zemindârlar nezdinde nüfuz kazanıp yavaş yavaş yeni bir prenslik oluşturması üzerine onun bu başarısına ortak olmayı umarak Ketehîr’e yöneldi; ancak Dâvud Han’ı kıskanması yüzünden aralarında çıkan ihtilâf sonucu öldürüldü. Çok geçmeden Dâvud Han’ın da öldürülmesi üzerine yerine cesur bir asker olan evlâtlığı Ali Muhammed Han geçti ve kendisine devrin Bâbürlü hükümdarı tarafından “nevvâb” unvanı verildi. Ali Muhammed’den cesaret alan bölgedeki Afgan aşiretleri (Rohillalar) Bareilly bölgesinde talana başladılar. Şikâyetler üzerine Bâbürlü Hükümdarı Nâsırüddin Muhammed Şah (1719-1748) onları cezalandırmak için harekete geçti. Ancak Rohillalar Bâbürlüler’e karşı umulmadık bir zafer kazandılar ve daha fazla yer ele geçirmek için cesaretlendiler. Eskiden beri yayılma siyaseti takip eden Eved Nevvâbı Safder Cenk Şiî olduğundan Sünnî Rohillalar’dan hoşlanmıyordu. Bundan dolayı Bâbürlü hükümdarını Ali Muhammed’e karşı kışkırttı ve düzenlenen sefer sonunda Ali Muhammed esir alınıp Delhi’ye götürüldü. Ali Muhammed Han’ın serbest bırakılan sağ kolu Hâfız Rahmet Han, büyük bir kuvvet toplayarak efendisini kurtarmak için Bâbürlü başşehrine yürüdü ve onun serbest bırakılarak Sihler’le Câtlar’ın tehdidi altında bulunan Sirhind valiliğine tayin edilmesini sağladı. Bu arada Rahmet Han, itaatsiz zemindârların gücünü kıran ve çapulcuları dağıtan kimse olarak temayüz etti. Afgan Hükümdarı Ahmed Şah Dürrânî’nin Hindistan’ı istilâ etmeye başlaması üzerine (1748) Ali Muhammed Han Rohillalar’ın karşı tarafa geçmelerini önlemek amacıyla Sirhind’den alınıp Ketîr’deki görevine yeniden tayin edildi.

Aynı yıl Bâbürlü Muhammed Şah ile veziri Kamerüddin’in ölümü üzerine vezirlik makamında gözü olan Safder Cenk, Ali Muhammed Han’ın desteğini almayı başardı. Ali Muhammed Han Safder’e yardım etmesi için Rahmet Han’ı görevlendirdi; Rahmet Han da 1000 kişilik seçkin bir ordu ile Delhi’ye yürüyerek Bâbürlü Hükümdarı Ahmed Şah’ın vezirlik görevini Safder Cenk’e vermesini sağladı. Ali Muhammed Han 3 Şevval 1162’de (16 Eylül 1749) öldü. Ölümünden iki gün önce Rahmet Han’ı halefi olarak aday göstermişti. Fakat Rahmet Han, Ali Muhammed’in henüz reşid olmayan oğlu Sâdullah Han’ın lehine adaylıktan çekildi. Sâdullah Han’ın ağabeyleri Abdullah Han ile Feyzullah Han Afganistan’da Ahmed Şah Dürrânî’nin elinde esirdiler. Rahmet Han, Sâdullah reşid oluncaya kadar ona vekâlet etti. Bu durumdan rahatsızlık duyan Safder Cenk, Bengaş Nevvâbı Kāim Han’ı Rohillalar’a karşı kışkırttı. Ancak Bedâûn’un 3 mil kadar uzağında meydana gelen savaşta Kaim Han öldürüldü ve 60.000 kişilik ordusu dağıldı. Bu zaferin bir sonucu olarak Rahmet Han Bengaş’ın birçok yerini kendisine bağladı. Safder Cenk’in Kāim Han’a ait toprakları istilâya kalkışması üzerine Kāim Han’ın kardeşi Ahmed Han karşı harekâta geçti. Ahmed Han’ın isteği üzerine Hâfız Rahmet Han savaşa katıldı ve Eved ordusunun büyük bir yara almasına sebep oldu. Bu savaştan canı yanan Safder Cenk, Malhar Rao Holkar ve Cay Appa Sindiya yönetimindeki Maratalar’ı yardıma çağırdı. Maratalar’la baş edemeyeceğini anlayan Hâfız Rahmet Han, basiretsiz bir kararla bu sırada tekrar Hindistan’a yönelen Afgan hükümdarı Ahmed Şah Dürrânî’ye yardımı reddedince hem maiyetindeki Afganlar’a sefalet getirmiş hem de Ketehîr’in bağımsız hükümdarı olma şansını azaltmıştır. Ayrıca Rahmet Han, Maratalar’la Ferruhâbâd hükümdarı arasındaki silâhlı çatışmada da anlaşılmaz bir şekilde tarafsız kaldı.

Safder Cenk ve zaferleriyle sarhoş olan müttefiki Maratalar Ketîr’i de topraklarına katmayı düşünüyorlardı. Onların bu niyetlerini sezen Rahmet Han ve Rohilla kumandanları Terâî’nin ulaşılamayan bölgelerine kaçtılar. Safder Cenk ve Maratalar peşlerine düştülerse de arazideki engeller ve Ahmed Şah Dürrânî’nin tekrar Hindistan’ı işgal edeceği haberinin gelmesi üzerine geri döndüler ve Bâbürlü Hükümdarı Ahmed Şah Bahadır’ın isteği doğrultusunda Leknev’de Rohillalar’la barış antlaşması imzaladılar (Şubat 1752). Antlaşmaya göre, Eved ile Ketehîr


arasındaki savaşa karıştıkları için Rohillalar Maratalar’a 5 milyon rupi savaş tazminatı ödeyeceklerdi. Üstünlüğünü iyice kabul ettirmek isteyen Safder Cenk, Rahmet Han’ı Leknev’den 15 mil ötedeki Mohan’a varıncaya kadar yanında götürdü ve ancak burada ülkesine dönmesine izin verdi. Bu sıralarda Ahmed Şah Dürrânî tarafından Kandehar’da esir tutulan Ali Muhammed Han’ın diğer iki oğlu serbest bırakıldı (1752) ve böylece Hâfız Rahmet Han ülkeyi Ali Muhammed’in oğulları Abdullah Han, Feyzullah Han ve Sâdullah Han arasında paylaştırmak zorunda kaldı. Rahmet Han’ın hükümdar vekili olmasını istemeyen Abdullah Han onu zehirlemeye teşebbüs etti; başarılı olamayınca da Ketîr’den sürüldü. Ülkenin bölünmesiyle Rahmet Han’ın gelir ve prestijinin azalması onu yeni yerler elde etmeye zorladı. Pîlîbhît’i hâkimiyet sahasına dahil ederek buraya Hâfızâbâd adını verdi ve büyük bir saray yaptırarak şehri idare merkezi haline getirdi.

Hindistan’daki Marata hükümranlığının sona ermesini sağlayan Panipat Savaşı’nda (1761) Rahmet Han, oğlu İnâyet Han ve yeğeni Dûnde Han (Necîbüddevle’nin kayınpederi) ordularıyla Ahmed Şah Dürrânî’ye yardım ettiler. Bu yardıma karşılık Hâfız Rahmet Han’a Etâve bölgesi verildi. Rahmet Han orada bulunan Maratalar’ı sürdü. Kısa bir müddet sonra Eved Nevvâbı Şücâüddevle, Necîbüddevle ile birlik olarak Ferruhâbâd’ın Bengaş hükümdarı ile aralarındaki eskiden kalan bir meseleyi halletmek üzere Ferruhâbâd’a karşı bir operasyon başlattı. Hâfız Rahmet Han zayıf tarafın yanında yer aldı ve bu küçük Afgan krallığının düşmesini önledi. O yıllarda Hindistan’daki İngiliz üstünlüğü giderek tehlikeli bir hal alıyordu ve bu durumu gören Rahmet Han bir ara onların elinde bulunan Patna’ya saldırmıştı (1763). Necîbüddevle’nin 1770’te, Dûnde Han’ın 1771’de ölümü Hindistan’daki Afgan gücünü zayıflattı. Siyasî durumu iyi tahlil eden Hâfız Rahmet Han, İngilizler’in kullandıkları Eved nevvâbı ile ittifak yaptıysa da daha sonra araları açıldı ve savaşma noktasına geldiler. İçlerinde Ali Muhammed Han’ın ikinci oğlu Feyzullah Han’ın ve Dûnde Han’ın oğullarının da bulunduğu bazı Rohilla kumandanları İngilizler’in Eved kuvvetlerine doğrudan yardım ettikleri savaştan uzak durdular. Nihayet iki ordu Katra Mîrânpûr’da karşılaştı (1774). Rohillalar’ın sayısı daha azdı, ayrıca bazı kuvvetlerin kaçması onların Hindistan’daki ihtişamlı fakat kısa süren hükümranlıklarının sonunu getirdi. Hâfız Rahmet Han öldürüldü ve başı kesilerek Şücâüddevle’ye götürüldü; cesedi ise daha sonra savaş meydanından alınarak Bareilly’de toprağa verildi ve mezarının üzerine bir türbe yapıldı.

Halk arasında Kûtâ Bâbâ lakabıyla tanınan ve dindar, âdil, insan sevgisiyle dolu cömert bir insan olan Rahmet Han köylüleri, esnaf ve zanaatkârları korumuş, ticareti teşvik etmiş ve bazı vergileri kaldırmış, ilim ve sanatı da koruması altına alarak 5000 âlime hazineden maaş bağlamıştır. Afgan şairlerinin antolojisinde yer alan ve yazmaları British Museum’da bulunan bazı Farsça şiirler ona nisbet edilmiştir; fakat bunların ona ait olup olmadığını tesbit etmek zordur. Rahmet Han, Afganlar’ın neseplerinden bahseden ve son bölümünde Şiîliğe reddiyede bulunan Ħulâśatü’l-ensâb adlı eserini 1184’te (1770) tamamlamıştır (Storey, I/1, s. 396-397).

BİBLİYOGRAFYA:

Hamilton, History of the Rohilla Afghans, London 1787; Müstecâb Han, Gülistân-ı Raĥmet (İng. özet: trc. C. Elliot, The Life of Hâfız oolmoolk, Hafız Rehmut Khan), London 1831; Gulâm Hüseyin Han, Siyerü’l-müteǿaħħirîn, Leknev 1282/1866, II-III, tür.yer.; Kemâleddin Haydar, Târîħ-i Eved Kaysar: al-tawārīkh, Leknev 1297/1877; J. Strachey, Hastings and the Rohilla War, Oxford 1892; Gulâm Ali Han Nakvî, Ǿİmâdü’s-saǾâdât, Leknev 1897; H. R. Nevill, Gazetteer of Bareilly, Allahabad 1911; Necmü’l-Ganî Râmpûrî, Aħbârü’ś-Śanâdîd, Bedâûn 1918; a.mlf., Târîħ-i Eved, Leknev 1919, I, 113 vd.; II, 189-255; Nûreddin Hüseyin Han, Sergüzeşt-i Nevvâb Necîbü’d-devle, Aligarh 1924; Storey, Persian Literature, I/1, s. 396-397; A History of the Freedom Movement: The Rohillas, Karachi 1957, I, 303-336; Mill-Wilson, History of India, London 1958, III; Eltâf Ali Birelvî, Ĥayât-ı Ĥâfıž Raĥmet Ħân, Karaçi 1963; CHIn., IV, 422, 429, 446; Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-ħavâŧır, VI, 85-86; M. Longworth Dames, “Hâfız Rahmet Han”, İA, V/1, s. 77-79; A. S. Bazmee Ansari, “Ĥāfıž Raĥmat Khān”, EI² (İng.), III, 59-62; a.mlf., “Ĥâfıž Raĥmet Ħân”, UDMİ, VII, 809-811.

A. S. Bazmee Ansarı