HARAŞÎ, Saîd b. Amr

(سعيد بن عمرو الحرشي)

Saîd b. Amr el-Haraşî (ö. 117/735’ten sonra)

Emevîler devri vali ve kumandanlarından.

Kays Aylân kabilesinin kollarından Harîş b. Kâ‘b’a mensuptur. Aslen Kınnesrînli olup İrmîniye’de doğduğu, annesinin Habeşli olduğu nakledilmektedir. Kaynaklarda hayatıyla ilgili ilk bilgiler, Şevzeb adlı bir Hâricî’nin çıkardığı isyanı bastırmasıyla ilgilidir.

102 (720) yılında Kûfe Valisi Abdurrahman b. Abdullah’ın, Şevzeb’in çıkardığı isyanı bastırmak üzere Muhammed b. Cerîr kumandasında gönderdiği ordu mağlûp olmuştu. Hâricîler, daha sonra Emevî Halifesi II. Yezîd’in gönderdiği iki orduyu da yenilgiye uğratmışlardı. Bu arada Kûfe’ye gelen halifenin kardeşi Mesleme b. Abdülmelik, halkın şikâyetçi olması üzerine Saîd b. Amr el-Haraşî’yi Şevzeb’in isyanını bastırmakla görevlendirdi. Yapılan savaşta Haraşî kumandasındaki ordu Hâricîler’i mağlûp etti, Şevzeb de öldürüldü. Haraşî bu başarısından dolayı Horasan valiliğine tayin edildi (103/721-22).


Horasan’da öncelikle birtakım idarî ve askerî düzenlemeler yapan Haraşî’nin buradaki en önemli başarısı Soğdlular karşısında kazandığı zaferdir. Onun Hâricîler’i yenmesi ve hemen ardından Horasan valiliğine tayin edilmesi, önceki vali zamanında cizye ve haraç vergilerini ödemeyen ve valiye karşı Türkler’le iş birliği yapan Soğdlular’ı endişeye düşürdü. Soğdlular, melikleri Gûrek’in kabul etmemesine rağmen yurtlarını terkederek Fergana hükümdarından sığınma talebinde bulundular. Ancak Haraşî, henüz Fergana melikinin himayesi altına girmeden Hucend yolunda onları yakalayıp birçoğunu kılıçtan geçirdi; bir kısmını da esir alarak mallarını müsadere etti. Bu arada Hucend güzergâhında bulunan Üşrûsene’yi ele geçirip halkı ile bir anlaşma yaptı.

Haraşî, Soğd meselesini büyük ölçüde hallettikten sonra Süleyman b. Ebü’s-Sürrî’yi Soğd vadisinde yaşayan Dihkan Deyuştî’nin üzerine gönderdi. Süleyman, Deyuştî’yi yenilgiye uğrattı ve sığındıkları kalede muhasara altına aldı. Kale halkı çocuklarına dokunulmaması şartıyla teslim olmayı kabul edince Haraşî Deyuştî’yi tutuklayarak Irak Valisi Ömer b. Hübeyre’ye gönderdi.

Haraşî daha sonra Mâverâünnehir’deki Kiş şehrine (Şehr-i Sebz) âmil tayin ettiği Süleyman b. Ebü’s-Sürrî’yi Nesef’in fethiyle görevlendirdi. Süleyman’a mukavemet edemeyeceğini anlayan Nesef hâkimi Subuğrâ teslim oldu. Fakat Haraşî, emanla teslim aldığı Subuğrâ’yı verdiği sözü tutmayıp öldürttü (104/722-23). Onun bu davranışı, ayrıca Irak’a yeteri kadar vergi göndermemesi ve birçok konuda bağımsız hareket etmesi bölge valisi Ömer b. Hübeyre’yi kızdırdı. İbn Hübeyre, Haraşî’yi azlederek yerine Müslim b. Saîd el-Kilâbî’yi tayin etti. Haraşî zincire vurularak Merv’den Kûfe’ye gönderildiyse de bazı nüfuzlu kişilerin ricası üzerine serbest bırakıldı.

112 (730) yılında, Azerbaycan ve İrmîniye bölgesi kumandanlarından Cerrâh b. Abdullah el-Hakemî’nin Hazar ve diğer Türk boyları ile yaptığı savaşta yenilmesi ve Erdebil şehrinin Hazarlar’ın eline geçmesi üzerine Halife Hişâm b. Abdülmelik Haraşî’yi Azerbaycan ve İrmîniye valiliğine getirdi. Haraşî ilk iş olarak Siirt yakınlarındaki Erzen’e gidip burada Cerrâh’ın ordusundan sağ kalanları kendi ordusuna dahil edip Ahlat’a geçti, şehri fethedip ele geçirdiği ganimetleri askerleri arasında paylaştırdı. Daha sonra Berdea’ya kadar birçok kaleyi fethetti. Buradan Şirvan yakınlarındaki Bâcervân’a dönen Haraşî aldığı ihbar üzerine Hazarlar’a karşı bir baskın düzenledi. Bu baskında da Hazarlar’ın birçoğu öldürüldü.

Haraşî daha sonra Hazarlar’la Tiflis yakınlarında tekrar karşılaştı. Kuvvetlerini takviye edip Haraşî’nin üzerine yürüyen Hazarlar onu ilk anda zor duruma düşürdülerse de yenilmekten kurtulamadılar. Haraşî onları Aras nehrine kadar sürdü. Şirvan yakınlarındaki Beylekān’da meydana gelen karşılaşmada da Hazarlar yine ağır bir yenilgiye uğradılar.

Haraşî, Halife Hişâm’a bir fetihnâme gönderip kazandığı savaşları ve fethettiği yerleri bildirdi. Başarılarından dolayı Haraşî’yi kutlayan Hişâm, kısa bir süre sonra onu azlederek yerine kendi kardeşi Mesleme b. Abdülmelik’i Azerbaycan ve İrmîniye valiliğine tayin etti. Mesleme, Haraşî’ye bir mektup göndererek idareyi Abdülmelik b. Müslim el-Ukaylî’ye bırakmasını istediyse de Haraşî onu dinlemedi. Bunun üzerine Mesleme Haraşî’yi ordu kumandanlığından azletti. Haraşî’nin mallarına el konup Berdea’da hapsedildiğini duyan Halife Hişâm, Mesleme’den onu derhal salıvermesini istedi. Haraşî serbest kalınca Dımaşk’a döndü ve halifenin ihsan ve iltifatına mazhar oldu (İbn A‘sem el-Kûfî, VIII, 59-60).

Halife Hişâm, Mesleme b. Abdülmelik’in ve ondan sonra bu göreve tayin edilen Mervân b. Muhammed’in bölgede meydana gelen olaylar karşısındaki başarısızlıkları yüzünden 115 (733) yılı baharında Haraşî’yi tekrar İrmîniye ve Azerbaycan valiliğine getirdi. Ancak Haraşî askerlerin yorgunluğu sebebiyle ciddi bir sefer gerçekleştiremedi. Gözlerinden rahatsız olduğu için muhtemelen 117 (735) yılında görevinden affını istedi. Hişâm onun isteğini kabul edip yerine Mervân b. Muhammed’i tayin etti. Haraşî’nin bundan sonraki hayatı hakkında kaynaklarda bilgi yoktur.

İbn Cerîr et-Taberî ve İbnü’l-Esîr’in, 161-189 (777-805) yılları arasında faaliyetlerinden söz ettikleri Haraşî nisbeli şahsın Saîd b. Amr el-Haraşî ile ilgisi yoktur. Halîfe b. Hayyât, Saîd el-Haraşî adlı bir kişinin 163 (779-80) yılında Horasan’da öldürüldüğünü söyler (et-Târîħ, s. 437). Bunun vali Saîd el-Haraşî olup olmadığına dair yeterli bilgi bulunmamaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Halîfe b. Hayyât, et-Târîħ (Ömerî), s. 328, 332-333, 342-344, 361, 437; Belâzürî, Fütûh (Fayda), s. 295-297, 623; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), VI, 361-363, 575-578, 619-622; VII, 7-12, 15-17; VIII, 135, 144, 167, 316; İbn A‘sem el-Kûfî, el-Fütûĥ, Beyrut, ts. (Dârü’n-Nedveti’l-cedîde), VIII, 43-60, 70; Bağdâdî, el-Farķ (Kevserî), s. 155-156; İbn Hazm, Cemhere, s. 288; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, V, 69-70, 103-110, 115-116, 159-162; VI, 51-52; İbn Manzûr, Muħtaśaru Târîħi Dımaşķ, IX, 339-341; İbn Kesîr, el-Bidâye (nşr. Ahmed Ebû Müslim v.dğr.), Beyrut 1409/1989, IX, 238-240, 314-315; Ziriklî, el-AǾlâm, III, 152; J. Wellhausen, Arap Devleti ve Sukutu (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1963, s. 152, 214-215; Hakkı Dursun Yıldız, İslâmiyet ve Türkler, İstanbul 1980, s. 20-32; a.mlf., “Cerrâh b. Abdullah”, DİA, VII, 414; Barthold, Türkistan, s. 204, 547; Şaban Kuzgun, Hazar ve Karay Türkleri, Ankara 1993, s. 59; Khalid Yahya Blankinship, The End of the Jihād State: The Reign of the Hisham Ibn Abd al-Malik and The Collapse of the Umayyads, New York 1994, s. 88-126, 150-151,171; Recep Uslu, Hicrî I-II. Yüzyıllarda Horasan Tarihi (doktora tezi, 1997), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 76-77; Mahmûd Şît Hattab, “Mine’l-müǿminîne ricâl: SaǾîd b. ǾAmr el-Ĥaraşî”, el-Mevrid, IX/4, Bağdad 1981, s. 329-347.

Nadir Özkuyumcu