HATMAN

Eski Türk toplulukları ve bilhassa Lehistan ile Ukrayna Kazakları tarafından kullanılan bir unvan.

Kelimeye ilk defa yazılı olarak Orhun âbidelerinde rastlanır. Bilge Kağan kitâbesinde, cülûs törenine katılmak üzere kuzeyden gelen heyetin başı olarak zikredilen Taman Tarkan bazı tarihçilere göre (Giraud, s. 77) kişi adı değil iki unvandan oluşan bir terkiptir. Bunlardan birincisi “taman” veya “ataman” unvanı olup Türkçe “ata” sözüne mübalağa eki olan “man”ın ilâvesiyle yapılmıştır. Daha sonra Moğolca’ya da geçen kelime “başbuğ” anlamında kullanılmış, Slavca’da “hatman” (hetman), Çekçe’de “hejtman” şeklini almıştır. Eski zamanlardan beri Slav milletleri arasında Türkçe kelimelerin kullanıldığı bilinmektedir. Hatman da Hazar ve Bulgar menşeli eski Türkçe’den Slav dillerine geçmiş yüzlerce kelimeden biridir. Ayrıca bu yolla Almanca’ya “gauptman” şeklinde girmiştir. Lehistan ve Litvanya’da XV. yüzyıldan 1792’ye kadar krallar tarafından tayin edilen başkumandanın unvanı olan hatman, 1648-1764 yılları arasında Dinyepr Kazakları’nda seçimle başa gelen kumandanın da unvanı idi. XVI. yüzyıldan itibaren büyük hatmanın savaşlardaki temsilcilerine “sahra hatmanı” denilmiştir.

Osmanlı kaynaklarında da geçen hatman unvanı, Ukrayna Kazakları’nın ordusunda kullanılmış en yüksek askerî rütbe olmuştur. İlk Ukrayna hatmanı Dmitro Vişnevetski’dir (1550-1563). Dmitro, 1550-1552 yıllarında Özi (Dinyepr) nehrinde Mala Hortitsa adıyla anılan adada kale ve şaykalar (bir çeşit büyük kayık) yaptırmış, Ukrayna Kazakları’nı teşkilâtlandırarak Zaporog Kazakları’nı ortaya çıkarmıştır. 0 sırada Lehistan-Litvanya hükümetiyle anlaşamadığından İstanbul’a gitmiş ve Osmanlı Devleti’nin himayesini istemiştir.

Ünlü Ukrayna hatmanlarından ikincisi olan Petro Konaşeviç-Sagaydaçni (1616-1622) yaptığı deniz seferleriyle Kefe Kalesi’ni zaptederek şöhret kazanmış ve Zaporog Kazakları tarafından da hatman seçilmiştir. İdaresi altındaki Kazaklar’dan 40.000 kişilik disiplinli bir ordu kuran Petro, 1618 yılında Moskova’ya bir akın yaparak Lehistan’ı desteklemiştir. Daha sonra hücumlarını Tatarlar’a, Türkler’e ve genellikle müslümanlara yöneltmiş, 1621’de Osmanlılar’la yapılan savaşta Lehistan’ı desteklemiş ve Hotin Kalesi’ni savunmuş, ertesi yıl da ölmüştür.

Ukrayna tarihinin en ünlü hatmanı Boğdan Hmelnitski’dir (1648-1657). Aynı zamanda millî bir kahraman olan Hmelnitski, 1648’de Zaporog Kazakları tarafından hatman seçildikten sonra bütün Ukraynalılar’ı Ruslar’a ve Lehler’e karşı millî mücadeleye sevketmiş, 1650’de Osmanlı Devleti’nin himayesine girmiştir. Ukrayna-Kazak Devleti’ni kuran Hmelnitski 1657 yılında ölmüştür.

Hatman Brokovski’nin (1663-1668) ölümünden sonra bütün Zaporog Kazakları, Ukrayna’nın Osmanlı Devleti’yle münasebet kurmasında önemli faaliyetlerde bulunan Hatman Petro Doroşenko’nun (1665-1676) önderliği altında birleştiler. 1669 Haziranında IV. Mehmed, Lehler’e karşı askerî yardımda bulunacağına dair bir mektup göndererek (BA, İbnülemin-Hariciye, nr. 52) Doroşenko’yu destekledi; aynı zamanda ona 6000 yeniçeriyle birlikte berat, sancak, tuğ ve tabl gibi beylik alâmetleri gönderdi. Osmanlı padişahı


ayrıca Lehistan kralına da mektup yollayarak (Silâhdar, I, 565-566) hatmanı rahatsız etmemesini, Ukrayna ile barış içinde bulunmasını tavsiye etti. Fakat Kırım Hanı Âdil Giray, Potkalı Kazakları’ndan Hanenko’yu Ukrayna hatmanı ilân edince iki hatman arasında mücadele başladı. Bundan faydalanmak isteyen Leh kralının müdahalesi üzerine de Osmanlı padişahının Lehistan seferine çıkması gündeme geldi. Ordu Edirne’de toplandığı sırada Âdil Giray hanlıktan alındı; Doroşenko da Osmanlı ordugâhına gelerek sadrazam ve padişah tarafından kabul edildi; kendisine hil‘at giydirilerek altın bir topuz ve at hediyesiyle onurlandırıldıktan sonra (a.g.e., I, 588 vd.) Lwow (İlbov) Kalesi’nin fethiyle görevlendirildi (1672). Leh kralının eman dilemesiyle savaş sona erdi, böylece Doroşenko bir süre Leh saldırılarından kurtuldu (Defterdar Sarı Mehmed Paşa, s. 26 vd.) Bir müddet sonra Doroşenko’nun karargâhı olan Çehrin’e Rus saldırıları başlayınca Osmanlı hükümeti hemen Kırım hanını ona yardıma gönderdi. Osmanlı yardımından haberdar olan Ruslar’ın Çehrin’den çekilmesinden sonra bir defa daha Osmanlı padişahının huzuruna çıkan Doroşenko yine samur kürk, değerli bir okluk (tirkeş) ve at ile taltif edildi (a.g.e., s. 56). Fakat daha sonra Ruslar’ın Çehrin Kalesi’ni kuşatmaları, Doroşenko’nun da Osmanlı Devleti’nden yüz çevirerek Çehrin’i Ruslar’a teslim etmesi üzerine Osmanlı hükümeti onu hatmanlıktan alarak yerine o sırada İstanbul’da Yedikule’de mahpus bulunan Yorgi İhmilikçi’yi (Georges Chmielnicki) getirdi; ayrıca Özi Beylerbeyi Şeytan (Uzun) İbrâhim Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu 1677’de Çehrin Seferi’ne çıktı (DİA, VIII, 249-250). Dimitri Kantemir’e göre, hatmanın isyan sebebi Lehistan seferinde Osmanlı padişahının Doroşenko’nun yardım teklifini reddederek ülkesine dönmesini emretmesi, onun da bunu gururuna yedirememesidir (Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi, III, 9-10, 17). Ancak bu ilk seferden olumlu sonuç alınamayınca Vezîriâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa kumandasındaki ikinci seferde Çehrin Rus işgalinden kurtarılmış ve 1678’de yeni hatman Ukrayna tahtına oturtulmuştur (Defterdar Sarı Mehmed Paşa, s. 103).

İvan Mazepa (1687-1709) ve Pilip Orlik de (1710) ünlü Ukrayna hatmanlarındandır. Mazepa, Ukrayna’nın bağımsızlığı için Rus Çarlığı’na karşı savaşlarda genellikle yenik düşmüş, Poltava Savaşı’ndan sonra XII. Şarl ile birlikte İstanbul’a gelerek Osmanlı Devleti’nin desteğini almaya çalışmıştır. Orlik ise Ukrayna’nın anayasasını hazırlamış, yeni kanunlar tertip etmiş, ülkesinin Kırım Hanlığı ile her zaman dostluk içinde bulunması taraftarı olmuştur.

1918 yılında kurulan Ukrayna millî devletinin başkanı Skoropadski son Ukrayna hatmanıdır. Skoropadski, 12 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı elçisi Ahmed Murad Bey’i gösterişli bir törenle kabul etmiştir. Ukrayna’nın 1919 yılından itibaren Bolşevikler tarafından işgali üzerine hatmanlık kaldırılmış, fakat toplumdaki millî uyanış devam etmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Ukrayna’nın bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmasını hazırlayan en önemli unsurlardan biri hatmanlıktır.

BİBLİYOGRAFYA:

BA, İbnülemin-Hariciye, nr. 52; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 526-527; Defterdar Sarı Mehmed Paşa, Zübde-i Vekāyiât (nşr. Abdülkadir Özcan), Ankara 1995, s. 19, 25 vd., 51, 56, 81, 103; Dimitri Kantemir, Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükseliş ve Çöküş Tarihi (trc. Özdemir Çobanoğlu), Ankara 1980, III, 2, 9-10, 17-25, 31-32, 357, 372-375; Silâhdar, Târih, I, 565 vd., 588-590, 621-624, 642-643, 663; Danişmend, Kronoloji, III, 440-444, 446-447; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, III/1, s. 422, 424, 426, 429-430; III/2, s. 19, 110-113, 160-161, 183-184; M. Gruşevski, Istoriya Ukrayini-Rusi, New York 1953, IX, tür.yer.; V. Dal, Tolkoviy Sovor Jivogo Velikorusskogo Yazıka, Moskva 1955, I, 349; R. Giraud, L’empire des turcs célestes, Paris 1960, s. 59, 77, 154; Abdülkadir Donuk, Eski Türk Devletlerinde İdarî-Askerî Unvan ve Terimler, İstanbul 1988, s. 37; Akdes Nimet Kurat, Türkiye ve Rusya, Ankara 1990, s. 8-9, 385 vd.; I. Kripyakeviç, Istoriya Ukrayini, Liviv 1990, tür.yer.; L. Zaporojets, “Karpovets”, Mazepa, Kiev 1993; G. Holimonenko, Turska Viyskova Leksika movlenni Ukraynskogo Kozatstva, Kiev 1993, s. 18; Ferhad Gardaşkanoğlu, “Osmanlı-Ukrayna Münasebetleri”, Tarih ve Medeniyet, sy. 13, İstanbul 1995, s. 43-45; a.mlf., “Ukrayna, Osmanlı Himayesinde”, a.e., sy. 15 (1995), s. 40-43; “Hetman”, TA, XIX, 195; Abdülkadir Özcan, “Çehrin Seferi”, DİA, VIII, 249-251.

Ferhad Nagıyev