HİND bint AMR

(هند بنت عمرو)

Hind bint Amr b. Harâm b. Sa‘lebe el-Ensâriyye es-Selemiyye

Kadın sahâbî.

Medine’nin iki büyük kabilesinden biri olan Hazrec’in Benî Seleme kolundan olup Uhud Gazvesi’nde şehid düşen Abdullah b. Amr b. Harâm’ın kız kardeşi ve Câbir b. Abdullah’ın halasıdır. Annesi Hind bint Kays b. Kureym’dir. Benî Seleme’nin reisi Amr b. Cemûh ile evlenen Hind’in bu evlilikten dört oğlu olmuştur.

Hicretten sonra Hz. Peygamber’e biat eden kadınlar arasında Hind de bulunuyordu. Uhud Gazvesi’nde yaralanan müslümanları tedavi etmek için Medine’den savaş alanına giden dokuz (veya on dört) kadından biri de Hind idi. Kocası Amr b. Cemûh, oğlu Hallâd ve kardeşi Abdullah b. Amr’ın şehid edildiğini gören Hind, bunların cesetlerini devesine yükleyerek Medine’ye götürmek isteyince deve çökmüş, yönü Uhud tarafına çevrildiğinde ise koşmaya başlamıştı. Hz. Âişe Harre mevkiinde rastladığı Hind’e olup bitenleri sormuş, Hind de, “Hayırdır, Resûlullah sağ olduktan sonra hiçbir felâket önemli sayılmaz” cevabını vermişti. Hind devenin bu garip durumunu haber verdiğinde Hz. Peygamber, “Deve görevlidir; Amr sana bir şey söylemiş miydi?” diye sordu. Hind de topal olduğu için Bedir Gazvesi’ne katılamayan Amr’ın Uhud’a gitmeden önce, “Allahım! Beni aileme zillet içerisinde geri döndürme, bana şehidlik nasip et” şeklinde dua ettiğini söyledi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu: “İşte deve bunun için yürümez. Ey ensar! Sizden her kim Allah’a yemin etmişse yemininde sadık olsun. Amr b. Cemûh bu sadık kimselerdendir. Ey Hind! Şehid edilinceye kadar kardeşinin üzerine melekler gölge yaptılar ve nereye defnedileceğine bakıp durdular”. Hz. Peygamber, şehidlerin defnedilmesinden sonra Hind’e kocası, oğlu ve kardeşinin cennette beraber olduklarını haber verince Hind kendisinin de onlarla birlikte olması için Resûlullah’tan dua etmesini istedi. Vâkıdî, Hz. Peygamber’le beraber Hayber Gazvesi’ne katılan Medineli yirmi kadın arasında Hind bint Amr’ın ismini de vermektedir (el-Meġāzî, II, 685).

BİBLİYOGRAFYA:

Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 264-266; II, 685; İbn Hişâm, es-Sîre, III, 99; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, III, 566; VIII, 394; İbn Habîb, el-Muĥabber, s. 404; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, IV, 424; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, VII, 293-294; İbn Hacer, el-İśâbe, IV, 426; Köksal, İslâm Tarihi (Medine), III, 208-209; Hamîdullah, İslâm Peygamberi (Tuğ), I, 236.

Kasım Kırbıyık